Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
GÖZLEM – Orman Yangınları her yıl daha da yayılıyor ve büyüyor. Türkiye'nin toplam yüzölçümü yaklaşık 78 milyon hektar, ormanlık alanı bunun yüzde 30’a yakını, yaklaşık 22 milyon hektar. “Havadan ilk müdahaleyi yapan uçaklarımızın sayısının”, ormanların büyüklüğüne göre Yunanistan, İtalya, İspanya gibi Akdeniz ülkelerine göre az olduğu görülüyor; görüşünüz?
K – Buradaki esas sorun, her alanda olduğu gibi iktidarın bu alanda da yönetim amacının kamu yararı değil, rant olması. Orman yangınlarının gelecek olduğunun bilinmesine karşın Türk Hava Kurumu Mayıs sonunda elindeki 8 uçağı 1,5 milyar liraya, yaklaşık 40 milyon dolara satışa çıkardı. Oysa Orman Genel Müdürlüğü son iki yılda helikopter ve uçak kiralamaya 7,8 milyar lira yani 300 milyon dolardan fazla para harcadı. Böyle bir ihtiyacınız varken niye uçaklarınızı satıyorsunuz? Üstelik Sayıştay’a göre 2012-2018 arasında Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na helikopter alımı kapsamında yaklaşık 311 milyon dolar aktarıldı. Ancak bu para Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarında görülmüyor. Mesele rant, kamu yararı değil.
GÖZLEM – İzmir’de eski belediye başkanı Tunç Soyer ile İzmir İl başkanı Şenol Aslanoğlu başta 157 kişinin gene “şafak operasyonu” ile gözaltına alınması konusunda görüşünüz?
K – İzmir’de, yine çağırılsalar gelecek, hatta bazıları gelip ifade vermiş yeni, eski yöneticileri toplam 126 kişi gözaltına alındı. Bu sefer İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen operasyonda, suçlamalar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzbeton firmasıyla ilgili Mülkiye Müfettişlerinin ağırlıklı olarak 2022 yılına ilişkin Sayıştay raporlarına dayandığı ifade edilen incelemelerine dayanıyor. Bu kadar kişinin tamamının tek bir şirket ile ilgili suçlanmasını bir tarafa bırakıyorum, insanın aklına “Türkiye’de CHP’li belediyelerden başka belediye yok?” sorusu geliyor. İzmir operasyonu, İstanbul ve diğer CHP belediyeleri, CHP Kurultayı ve İmamoğlu, Özel gibi CHP yöneticilerine dönük saldırılardan sonra geldi. Bu da sürecin tamamen iktidarın CHP’yi kuşatmaya dönük saldırısının bir parçası olduğunu gösteriyor.
GÖZLEM – Bu soruşturmalarda kullanılan yöntemleri ve özelde İmamoğlu’nun durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
K – Yöneticilerin iddianame olmadan gözaltına alıp tutuklanmaları, hapishanelerde kötü muameleye maruz kalmaları ve iddianamenin süreç içinde itirafçılarla kurgulanması bile, bu yargı sürecinin başlıbaşına bir ceza yöntemi olarak kullanıldığını gösteriyor. Ekrem İmamoğlu’nun “Biz yargılanmıyoruz, cezalandırılıyoruz. Kadınlar, hastalar işkenceye maruz kalıyor. Evlatlar, eşler, aileler rehin tutuluyor. Avukatlar tutuklanıyor, tehdit ediliyor, savunma hakkımız çalınıyor. Canımız tehdit altındadır” ifadeleri çok önemli. Kemal Kılıçdaroğlu için söylediği ancak daha “geniş yelpazede” atıfta bulunduğu anlaşılan “...Bir kurultay adına parti böyle bir girdaba sürüklenmez. Yani bu adam beni beton duvarlar arasına gömmek istiyor” ifadeleriyle “...bunlar (iktidarı kastediyor) ailemi yok etmeye çalışıyorlar. Etrafımı yok etmeye çalışıyorlar. Benim hayatımı yok etmeye çalışıyorlar... Beni burada yalnız bırakmayı düşünen bir zihniyet olabilir mi?” sözleri bir arada dikkate alındığında durumun vehameti iyice ortaya çıkıyor. İmamoğlu’nun can güvenliğinin tehlikede olduğu ve bu durumda kalmasından sadece iktidarı değil başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere kendi cephesini de sorumlu tuttuğu anlaşılıyor.
GÖZLEM – Yurt çapında gözaltına alınanların “sadece CHP’li belediye başkan ve yöneticileri olduğu” görülüyor, sizce neden?
K – Çünkü bu iddia, suçlama ve gözaltılar iktidarın muhalif cumhurbaşkanı adaylarını ve CHP muhalefetini ortadan kaldırmak için yürüttüğü topyekün savaşın bir parçası. Eğer Sayıştay raporlarına dayanarak suçlamalar yapılacaksa, sadece son dönemde AKP’li belediyelere ilişkin gazetelerde yer alan çok sayıda Sayıştay ve teftiş kurulu raporlarının neden CHP’li belediyelere karşı yapıldığı gibi soruşturma konusu oluşturmadığı sorgulanmalı. Örneğin Mansur Yavaş’ın Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında savcılığa verdiği 46 milyar lira tutarındaki 97 ayrı suç duyurusu hakkında 6 yıldır işlem yapılmadı. Örneğin 2015-2018 yılları arası Sayıştay raporlarında İBB’nin reklam ünitelerinden 223 milyon lira alacağı olmasına karşın sadece 59 milyon liralık tahsis yaptığı yer aldı. Ancak soruşturma konusu olmadı. Bu örnekleri arttırmak mümkün.
GÖZLEM – “Kendisine tatil hediyesini reddeden” Datça Belediyesi'nin X hesabını yöneten kişinin işten çıkarılmasına karşı "Görevine iade edilmesi beni memnun eder. ... yalan ve yanlış bilgilerle yönlendirilerek bana hakaret eden gençlere de hakkımı helal ediyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Fonlarla beslenen gazetecileri, trolleri ve gözü dönmüş siyasetçileri ise Allah’ın adaletine ve milletin vicdanına havale ediyorum” sözü için ne dersiniz?
K – Kemal Bey başarılı ve dürüst bir bürokrattı. CHP’de tartışmalarla ve sosyal politikadaki muhalefetiyle öne çıktı. Genel Başkanlığı’nda partiyi sağa çekmeye çalıştı ancak 6’lı Masa kurgusuna rağmen, kendisinin geride olduğunu gösteren kamuoyu yoklamalarını sümen altı ederek Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kaybetti. Genel başkanlığı kaybetmesine gerekçe olarak “sırtından hançerlenmesini” gösterdi ancak esas neden tamamen kendi stratejisiyle yürütülen seçimlerdeki yenilginin sorumluluğunu almaması idi. Erdoğan’ın CHP’nin içini karıştırmak ve kendine uygun bir muhalefet kurgulamak için dört koldan giriştiği saldırı sürecinde sessiz kaldı. İmamoğlu’nun “bir Kurultay yüzünden partiyi ve içeride bulunan beni, arkadaşlarımızı burada beton duvarlar arasında sıkıştırmayın” sözlerini cevapsız bıraktı. CHP kurmayları ile görüşmesinde de “Mutlak butlan kararı çıkarsa bunu reddedemem. Çünkü reddedersem partiyi kayyuma teslim etmiş olurum” gerekçesiyle görevi kabul edeceğini, Özgür Özel ile görüşmesine gerek olmadığını, İmamoğlu mitinglerini yanlış bulduğunu, göreve gelirse hemen olağanüstü kongreye gitmeyeceğini ifade ederek koltukta kalma arzusunu açık etti. Kılıçdaroğlu’na dönük tepkiler işte bir sürecin sonucunda ortaya çıktı. Bu nedenle çok zor durumda kaldı. Daha da zor durumda kalacak. Buna rağmen sürüklendiği yoldan geri döneceğine ilişkin bir emare yok. Dolayısıyla tüm bu gerçekler ortaya çıkmışken, kendisinin sözde ne kadar “yüce gönüllü” olduğunu gösteren “Gandhi”vari çıkışlarını insanın pek “umursayası” gelmiyor.
GÖZLEM – Ankara Araştırma Şirketi’nin son yaptığı “Cumhurbaşkanlığı seçim anketi” sonuçlarına göre, 18-34 yaş arasındaki seçmenlerin yüzde 62.5’inin tercihi Ekrem İmamoğlu’dan yana; Erdoğan’ın oranı yüzde 26.2. 34-55 yaş aralığında ise Erdoğan’a destek yüzde 46.5 oldu, İmamoğlu’nun desteği yüzde 42.8. 55 yaş üstü seçmenlerde ise Ekrem İmamoğlu yüzde 54.3, Erdoğan’a destek yüzde 34.7. Nasıl yorumlarsınız?
K – Çok basit. Genç kesim özellikle 19 Mart Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası, son dönemde AKP’nin özgürlüğe ve adalete karşı uygulamaları ve baskı süreciyle birlikte büyük bir “isyan” dönemi yaşıyor. Bu gençlik, önceki dönemi de bilmiyor ancak değer yargıları, doğru-yanlış anlayışları henüz “yumuşamadığı” ve ülkede kendi geleceklerine dönük bir ümit de göremedikleri için AKP karşıtlığında çok radikal. Buna karşın orta kesimde AKP’nin bugünkü politikalarından ve hatta enflasyondan çok büyük fayda sağlayan ve Erdoğan ile “ezilmişlik algısından kurtulup yeni bir kimliğe kavuştuğunu düşünen” ciddi bir kesim var. Bunlar ekonomi kötü gitse de CHP’ye oy vermeyecek ayrı bir kesim. Yaşlı kesim ise, daha muhafazakâr olmakla birlikte yüksek enflasyon nedeniyle AKP politikalarından çok kötü etkilenen emekliler ile “bundan sonra rahat edeceğini düşünüp yanıldıklarını görenlerden” oluşuyor. Bu kesim çok kısa süre öncesine kadar AKP yanlısıyken şimdi gittikçe hızlanan bir şekilde muhalefet saflarına katılıyor. 2023 seçimlerinde emeklilerin yüzde yüzde 39,6’sı AKP’ye oy verirken, Ankara Araştırma’nın gerçekleştirdiği son ankette bu oranın yüzde 24,6’ya düşmesi de bunu gösteriyor.
Soruşturmalar, iktidarın CHP’yi kuşatma parçası olduğunu gösteriyor
Soruşturmalar, iktidarın CHP’yi kuşatma parçası olduğunu gösteriyor
Paylaş: