.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Siyasette soruşturma fırtınası

Okuma Süresi: 6 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Siyasette soruşturma fırtınası
Paylaş:
CHP'nin önde gelen isimlerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili paylaşımları ve sözleri nedeniyle soruşturma açıldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” Ankara'da gözaltına alındı. Özdağ, İstanbul’da çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Hafta başında siyasetçilere yönelik art arda açılan soruşturmaları muhalefet partileri “sindirme” olarak değerlendiriyor. Siyasi parti liderleri soruşturma ve gözaltılara sert ifadelerle tepki gösterdi. Geçen hafta Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek için “seyyar giyotin” ifadelerini kullanmıştı. CHP Gençlik Kolları, 19 Ocak'ta sosyal medyadan Özel'in, Gürlek'e "seyyar giyotin" dediği bir video paylaşmıştı. Bu paylaşımın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın hakkında "kamu görevlisine hakaret ve terörle mücadele eden kişilere hedef göstermek” suçlarından soruşturma başlatıldı. Gözaltına alınan Aydın, ifade verdikten sonra yurt dışı çıkış yasağı ve haftada üç gün imza vermek kaydıyla serbest bırakıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cem Aydın'ın ifade verme sürecinde yaptığı açıklamada, "Bak başsavcı sana söylüyorum. Biz var ya, sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de, senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız, bunu unutma." ifadelerini kullanmıştı. Bu açıklamaların ardından İmamoğlu hakkında, jet hızıyla "tehdit ve terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek suçlarından" soruşturma açıldığı açıklandı. İmamoğlu ve Aydın hakkında art arda açılan soruşturmalar tartışılırken, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "cumhurbaşkanına hakaret" gerekçesiyle Ankara'da akşam saatlerinde yemek yediği sırada gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özdağ'a, 19 Ocak'ta düzenlenen Zafer Partisi Antalya İl Başkanları İstişare toplantısındaki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla gözaltına alındı. Polis ekiplerince Ankara’dan İstanbul’a götürülen Ümit Özdağ, Salı ünü adliyeye sevk edildi. Bu gelişmelerin ardından bir soruşturma haberi de Manisa’dan geldi. CHP Manisa Yunusemre Belediye Meclis Üyesi Mertcan Üreten de Akın Gürlek paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı.   Suçlamanın kapsamı genişletildi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Ankara’da "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan gözaltına alınıp İstanbul’a götürüldü. Ankara’da "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan başlatılan soruşturma İstanbul’da "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçu yönünde genişletildiği bildirildi. İfade verdiği Cumhuriyet Savcılığı tarafından tutuklanması istenen Özdağ, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan serbest bırakıldı. Sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği Özdağ’ın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan tutuklanmasına karar verildi. Silivri cezaevine gönderildi.   “Suikast endişesi taşıyorum” Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, avukatı Sevdagül Tuncer aracılığıyla kamuoyuna not iletti. Özdağ nottaki, “Atatürk'ün askeriyim. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i bütün gücümle kararlılıkla savunacağım. Mücadeleye hapishanede devam edeceğim. Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu’na yaptıkları gibi bir suikaste uğramaktır. Türk milletinden ricam Zafer Partisi’ne sahip çıkmasıdır” sözleriyle suikaste uğrama endişesini kamuoyuyla paylaştı. Ümit Özdağ’ın kamuoyunun dikkatine sunduğu notta adı geçen Kaşif Kozinoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Asya Ülkeleri Dairesi’nde Başkan Vekili olarak görev yaptıktan sonra başmüşavir olarak çalıştığı sırada Odatv soruşturması kapsamında Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e ifadesini verdikten sonra, “Terör örgütü üyesi olmak" ve "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri sızdırmak" suçlamasıyla 10 Mart 2011’de tutuklandı. Silivri Cezaevi’nde Deniz Subayı Hasan Ataman ve Öcalan’ın İmralı adasındaki ilk sorgusunu yapan Hasan Atilla Uğur ile aynı koğuşta kalırken, ilk duruşmasına günler kala geçirdiği kalp krizi sonucu 13 Kasım 2011’de hayatını kaybetti. **** Özel ve Dervişoğlu’dan destek Ümit Özdağ’a destek için İstanbul Adliyesi'ne gelen siyasetçiler arasında ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da yer aldı. Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, “Terörist başının Meclis’te konuşma yapmasını önererek, terörist bebek katiliyle müzakere ederek terörü çözeceğini sananlar Türk milletine karşı yeni bir kalkışma içindeler. Bu karar tehdit karşısında susmayan tüm siyasi makamlara yargı eliyle gözdağı verilmesidir. Konuşamayan, korkan, susan bir Türkiye’nin yaratılabilmesi için milletimizin yokluğa mahkum edilmesi, vatandaşların sessizleşmesi bu büyük kalkışmanın planlanmış aşamalarıdır. Bugün yarın her gün bizler sizler bu ihanet kalkışmasına direndiğimiz için iktidarın yargısı tarafından açılacak soruşturmalarla gözaltına alınabiliriz. Bilinsin ki korkmuyoruz korkmayacağız ne gerekirse yapacağız. Türk milletine karşı işledikleri suçların telaşı içinde görüyoruz, aceleleri var. Bu acele içinde tüm aktörleri sindirmek korkutmak itibarlarını ortadan kaldırmak için ellerinde geleni yapıyorlar. Ellerinden geleni ardlarına koymasınlar” dedi. Adliye önünde açıklama yapan Özel ise "Siyasi partilerin genel başkanlarının hukuku, birbirlerine emanettir. Bu siyasetin olmazsa olmaz beklediği bir erdemdir. Hakim olması gereken duygu budur. Ama bugün bir siyasi partinin genel başkanı, diğer siyasi partilerin genel başkanları ile siyasi rekabet etmek yerine kötü niyetle tasarlanmış bir siyasi operasyonu hukukçular eliyle işletmektedir" dedi. Özel, sosyal medya hesabından da şunları yazdı: “Zafer Partisi Genel Başkanı Sn. Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına ilişkin kararla adalet bir seyyar giyotin marifetiyle bir kez daha katledilmiştir. Bir siyasi parti genel başkanını 5 yıl önceki sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek tutuklamak, demokrasinin de yargı bağımsızlığının da katlidir. Genel Başkan tutuklamak darbecilerin işidir. Mevkidaşını hapiste tutmak korkakların işidir. Rakibini tutuklatmak acizlerin işidir. Bu hukuksuz rejimle cesaretle mücadele edecek, ilk sandıkta bu düzeni değiştireceğiz.” Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmayı ise İstanbul’da konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “İmamoğlu, konuşmayı yaptığı kürsüden 15 adım ötedeyken hakkında soruşturma açtı. İnsan şunu düşünüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın işi gücü olmaz mı? Pazartesi günü sabah bu vakitte açıp Ekrem İmamoğlu’nu izliyor. Bir yerde bir konuşma yapılır, içinde hiç yok ama bir suç unsuru varsa bile haberdar olur, sonra onu izler, incele. Canlı yayında soruşturma açmak ne demek? Özel yetkili savcılar olur ya özel yetkili mahkemeler, özel yetkili savcılar. Özel görevli, İstanbul’u karıştırmaktan, Ekrem İmamoğlu ile uğraşmaktan özel sorumlu, yetkili bir başsavcı ile muhatabız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, ‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tehdit edildi’ diye soruşturma başlatıyor. Bırak onu da bir başkası başlatacaksa başlatsın.” açıklamasında bulundu. “Yargı eliyle siyasete müdahale” Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da AKP iktidarını "yargı eliyle muhalefeti dizayn etmeye girişmekle" suçladı. Arıkan açıklamasında "İktidar seçimlere kadar ekonomiyi düzeltemeyeceğini anlayınca, muhalefet dizaynına başladı. Çünkü muhalefeti pasifize edip olası rakiplerinin içini boşaltmak ekonomiyi düzeltmekten daha kolay! Milleti kendine mahkûm et, demokrasiyi de partine! Hazır Trump da sırtınızı sıvazlarken, bakın keyfinize!" ifadelerine yer verdi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, muhalefete yönelik artan baskılara dikkat çektiği sosyal medya paylaşımında, "Çoğulcu demokrasinin temellerinden olan ifade özgürlüğü herkes içindir. İstisna gözetmez. Önce bir partinin gençlik kolları başkanının, sonra bir parti genel başkanının ifadeleri sebebiyle gözaltına alınmaları kabul edilemez" değerlendirmesinde bulundu. Babacan ayrıca Erdoğan iktidarına, "Yargıyı sopa olarak kullanıp devlete dair milletin ve memleketin güvenini her gün daha fazla sarsmaktan vazgeçin. Bir yandan kardeşlik mesajları verip bir yandan ülkeyi kaosa sürüklemeyin. Eğer bu ülkenin her alanında iyiye giden bir ivme görmek istiyorsanız; kardeşlik, barış istiyorsanız yargının bağımsız olması şarttır" çağrısını yaptı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise politik ve insani duruşu itibariyle taban tabana zıt olduğuna vurgu yaptığı Özdağ'ın bahsi geçen konuşmasındaki fikirlerine asla katılmadığına vurgu yapmakla birlikte, "Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Ankara'da gözaltına alınarak İstanbul'a götürülüyor olması; apaçık yargı eliyle siyasete müdahaledir!" dedi. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de Özdağ'ın söylediği sözler nedeniyle gözaltına alınmasını "kabul edilemez" olarak nitelendirdi. İnce, "Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde; partiyi devlet, devleti parti konumuna getirdin. Siyasi rakiplerini yargıyla yok etmeye, susturmaya çalışıyorsun. Ekonomiyi batırdın ve başarısız oldukça sertleşiyorsun" dedi. "Ekrem İmamoğlu'na soruşturma, Ümit Özdağ'a gözaltı. Muhalif kim varsa sindirmeye çalışıyorsunuz. Bunların hepsini terörist başı Öcalan'ı serbest bırakmak için mi yapıyorsunuz?" sorusunu gündeme taşıyan İnce, Erdoğan'a şu sözlerle seslendi: "Siyasetin bir raconu vardır. O raconun dışına çıkma, Türkiye’yi daha fazla otoriter bir rejime doğru sürükleme Erdoğan." Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise Erdoğan'ı "ölümü gösterip sıtmaya razı etme" stratejisi izlemekle suçladı. Uysal, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada "Erdoğan'ın kendisi, ailesi, çevresi ve 'suç ortakları' ile ilgili her türlü isnadın önünü kesmek, söylenecekleri, canlarını sıkacak gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını engellemek adına bir kurgu peşindeler" dedi. "Türkiye'de herhangi bir etnik kimliğe, bir taassuba ya da düşünceye karşı değil kendine karşı olan herkese ve kişiye 'ayrımcılık' uygulayan bir 'örgüt'lü yapı ile karşı karşıyayız" görüşünü aktaran Uysal sözlerini şöyle tamamladı: "Bugün muhalefetten isimlere yönelik adli kolluk eliyle AKP'nin  yaptığı şey şudur: Erdoğan için 'Allah ömür verdikçe' iktidarın önünü açacak anayasal değişikliğe ve kamuoyu desteğine halel getirecek, iktidarın tadını kaçıracak soruları soracak kim varsa onlara göz dağı vermektir. Bu bir ‘dokunan yanar’ algı çalışmasıdır! Bugün yaşananlar, AKP ile normalleşmenin mümkün olmadığını, tam da mücadelenin gerektiği bir anda olduğumuzu göstermeye yeter!"