Savunma ve diplomasiyi en iyi kullanan devlet adamı kimdir sorusuna verilecek en doğru cevap Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun dehası ile yürütülen bir ulusal kurtuluş savaşı eşsiz bir savunmayı ve sonrasında imzalanan Lozan ve Montrö gibi anlaşmalar ise onun üstün diplomasi yeteneğine örnek teşkil eder.
Günümüzde ise İsrail'in 13 Haziran 2025'de İran'a F 35 uçaklarıyla yaptığı saldırılarla yaptığı nokta atışları, İran'ın beklenmedik şekilde karşılık vererek Tel Aviv ve Hayfa gibi önemli şehirleri bombalaması modern teknolojiler kullanılarak yapılan savunmanın önemini ortaya koymuştur. Savaşı şimdilik sona erdiren ise Körfez ülkelerinin yoğun diplomatik girişimleri ile gerçekleştirilen ateşkes olmuştur.
Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyinin İsrail saldırısını kınaması da önceleri İran tarafını tuttukları izlenimini verse de İran'ın Katar'daki ABD üssünü bombalaması ile Körfez ülkelerinin kendi toprakları üzerinde rıza göstermedikleri bir savaşın içine çekilmek istememeleri ve Suudi Arabistan da dahil Körfez ülkelerinin İran ile Umman ve Çin'in girişimleri sonucu gerçekleştirdikleri detantın bozulmaması arzusundan kaynaklanmıştır denebilir.
Körfez ülkeleri İşbirliği Konseyi aracılığı ile yapılan bu girişim başarılı bir diplomatik atılım sayılır. Zira Körfez ülkeleri sadece kendi topraklarında çıkabilecek olası bir savaşa hayır demekle aynı zamanda küresel ekonomiyi de korumuş oldular. İran'ın yönetiminde bulunan Hürmüz Boğazı kapatıldığı takdirde, petrol ihracatının %20 si yapılan bu Boğaz nedeniyle ulusların kaybı çok büyük olacak bu da her sektörü etkileyecektir.
Körfez ülkelerinin bir endişesi de uzun sürecek bir savaşın yatırımcıları etkileyeceği ayrıca İsrail'in İran'a ait Bushehr Nükleer Santralını bombalaması halinde radyoaktif maddelerin bölgede tehlike yaratacağı ve Körfez ülkelerin içme sularının % 90'ını aldıkları Körfez sularının kirlenmesi ile balıkçılık sektörünün yok olmasına yol açacağıdır. Kapalı kapılar ardında yürütülen Körfez ülkelerinin diplomatik girişimleri özellikle Umman ve Katar'ın arabuluculuk önerileri görüşme aşamasındadır. Buna yabancı uzmanlar riskten korunma, riski en aza indirme diplomasisi (Hedging Diplomacy) ismini koymuşlar. Gerçekten de faydalı ve sonuca odaklı bir çözüm şekli olduğu anlaşılıyor.
İran ve İsrail savaşırken, Körfez ülkeleri de kendi çıkarlarını koruma çabaları içindeyken dünyanın ABD'nden sonra en güçlü ordusuna sahip Rusya ve Putin ne yapıyor diye sorarsanız kısaca pusuya yatmış bekliyor diyebilirim. Rusya, bu savaşa taraf olmayarak ve yakın müttefiki İran'ın yanında yer almayarak Ukrayna'da sürdürdüğü savaşı gizlemek yolunu tercih etti gibi. Artan petrol fiyatları da petrol zengini Rusya için beklemediği bir zafer teşkil etmiştir denebilir. Rusya Suriye'deki müttefikini kaybettikten sonra İran'ı da kaybetmek istemez.
12 günlük İran- İsrail savaşından Türkiye ve diğer ülkelerin alacakları dersler açık. Artık savaşlar düğmelere basılarak yapılıyor. İstihbaratın önemi ortada. İsrail'in İran'a yerleştirdiği veya halktan devşirdiği ajanlar dikkate alınırsa ülkelere alınan göçmen, sığınmacı gibi kişilerin kim olduklarının bilinmesi ve takip edilmeleri gerekli.
İyi bir diplomasi içinse Körfez ülkelerinin yaptıkları gibi çok yönlü çıkarlarımız doğrultusunda girişimlerde bulunmalıdır. Bunun için savaş durumunun beklenmesine gerek yok.
Savunma ve diplomasi üzerine
Savunma ve diplomasi üzerine
Paylaş: