.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Mansur Yavaş: İkinci dalga başlayacakmış

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
ABB Başkanı Yavaş "konser" soruşturmasına ilişkin açıklamasında "Yeni söyledikleri şu; 'yakında ikinci dalga başlayacak. Başta Mansur Yavaş'ın özel kalemi olmak üzere 30'un üzerinde toplam şüpheli sayısı çıkacak' diye sağda solda konuşuyorlar" dedi.
Mansur Yavaş: İkinci dalga başlayacakmış
Paylaş:
ABB Başkanı Mansur Yavaş, bu yıl 28’incisi düzenlenen Uluslararası Beypazarı Festivali’ne katıldı. Yavaş, festival öncesi Beypazarı Belediyesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABB'ye yönelik 'konser" soruşturmasında 5 kişinin tutuklanmasına ilişkin bir soru üzerine Yavaş, şu ifadeleri kullandı:

"Hukukun genel prensipleri var. Bu ben sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için değil, Türkiye'deki bütün uygulamalarda bu şekilde yapılması gerektiği kanaatindeyim. Şöyle ki, bu iktidar döneminde yasa çıktı. Kimse gece yarısı sabaha karşı evi basılıp evinden alınmayacak. Kendisine davetiye çıkarılacak. Hangi konuda çağrıldığı da o tebligatta yazılı olacaktı. Ama bunların artık hiçbirisi yok. Dolayısıyla evlerin aranıp yaka paça götürülmesini son derece yanlış buluyorum. Bu insanların hepsi uzun yıllardır kamu görevi yapan insanlar. Çağırdığınız zaman zaten ifadeye gelecekler. Kaldı ki, mülkiye müfettişleri bu konuları incelemişlerdi. Ankara'da ailesinin tümü yolsuzluklarla anılan Melih Gökçek gece vakti operasyon tweet’te bildiriyor. Şimdi operasyonu Ankara Adliyesi mi yapıyor, Emniyet mi yapıyor, Gökçek ailesi mi yapıyor? Nereden haberi oluyor? Daha sonra, 'yok falan filan' dedi ama operasyona dahil oldukları belli. Burada önemli olan mülkiye müfettişi bir tespit yapmış. Bizim buradaki itirazımız sıradan bürokratlara büyük bir organizasyonla ilgili sorular soruluyor. O organizasyonda kullanılan makinelerin, araçların birçoğunun ne modelini, ne adını ben de bilmiyorum. Onların hiçbirisinin bilmesi mümkün değil. Şunu söyledik biz: 'Gidin, aynı işi yapan, aynı model arabayla, aynı model aracın fiyatını kıyaslayın'. Pahalı alıp alınmadığı oradan belli olur. Varsa pahalı herkes cezasını çekecektir. Ama, 'Bu konudan hiç anlamayan birisinin bilirkişi ifadesine dayanarak bu iş yanlış olmuştur' dedik. Ankara Başsavcılığı da aynı mülkiye müfettişleri soruşturması üzerinden geçen basın toplantısında adı geçen bilirkişileri çağırarak aynı şekilde rapor verilmiş ve 153 milyon kamu zararı bulmuş. Bu kamu zararı nereden çıkmış? Kimsenin bildiği yok. Neye dayanarak çıkmış? Bu arada yakın zamanda Atatürk Orman Çiftliği’nde 1,5 ay önce yapılan o tarihteki Tarkan konserinin fiyatlarına bakın, Jennifer Lopez konserinin fiyatlarına bakın gibi dilekçelere hiçbir zaman cevap verilmedi maalesef. Bu da ayrıca savcının lehe olan delilleri toplama yetkisini kullanmadığını ortaya çıkarıyor. Şimdi asıl problem nerede? Bu rapor ortaya çıktıktan sonra gözaltılar yapıldı ve ifadeler alınmaya başladı. Sanık sayısı burada 13’tü 14 oldu, daha doğrusu şüpheli sayısı. Niye 14 oldu? Mülkiye müfettişi 9 kişi hakkında soruşturma izni istemiş, 6’sına vermişti. Bunların içerisinde etkin pişmanlıktan yararlanan insanın adı falan yok yni bu şahıs şüpheli falan değil.

Ancak bugün anladığımız kadarıyla dosyada bulunan MASAK raporunda bizim bürokratlarımızın tersine o çalışanın bu şirketlerden para aldığı ortaya çıkıyor. Tabii bunu hiç kimse bilmiyor. Kendisinin de bilme ihtimali yok. Ama birdenbire sanki aklı başına gelmiş, başına taş düşmüş gibi bu raporu piyasaya açıklanmadan 10 gün önce Osman Gökçek’e gidip 'bu dosyanın şikayetçisi bu' diye Beyaz TV’de etkin pişmanlık dilekçesi veriyor. Bu da operasyonu kimin yönettiğini gösteriyor. Etkin pişmanlık dilekçesi verecekse götür bunu savcılığa vermesi lazım. Dolayısıyla kendisinin yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkınca diğer çalışanları suçlamak suretiyle onların tutuklanmalarına sebep olmuştur. Adalet herkese eşit yürütülmelidir arkadaşlar. Benim yaptığım önceki şikayette içerisinde 1,5-2 milyarlık kamu zararları, yolsuzluklar var. Bırakın gözaltına almayı, bırakın adli kontrol uygulamayı, bunların ifadesi dahi alınmadı 6 yıldır. Böyle adalet olmaz. Asıl kamu zararı orada. Bile bile ihaleler birilerine verilmiş, işler yapılmamış ve ifade alınmıyor. İfade alınmayınca da suç zaman aşımına uğruyor. Dolayısıyla biz adaletin herkese eşit uygulanmasını istiyoruz. Yazık. Yani insanların lekelenmeme hakkı var. Çağırın ifadesini alın. Açın davayı, yargılayın. Eğer suçlularsa cezasını çeksin. Hiç kimse zaten adaletten kaçmıyor, kaçmak da istemiyor."