Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), benim nazarımda geleneksel bir iş dünyası STK’sı değil. Burada hissedilen enerji gerçekten çok farklı. Gençliğin dinamizmi, burada kendini çarpıcı bir biçimde hissettiriyor. Bir başkanın EGİAD’ın başında 10 yıl, 20 yıl kaldığını göremezsiniz; zira bu hem gençliğin geçici olmasından ötürü biyolojik anlamda tutarsız bir durum, hem de EGİAD’ın kurumsal karakterine aykırı. Evet, EGİAD’ın bir kurumsal karakteri, bir kurumsal hafızası ve pratikte de kendini gösteren bir kurumsal birikimi var. EGİAD’ın yönetim kademesini oluşturan gençler ağırlıklı olarak 30’lu yaşlarındalar ve aslında EGİAD’ın kendisi de bugün 35 yaşında bir kurum. EGİAD, bu anlamda yıllar geçtikçe büyüyor, olgunlaşıyor, ama hep genç kalıyor.
Kuşaklar arası empati
Ocak ayında göreve başlayan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı da, sözünü ettiğimiz kurumsal dinamizmi kişiliğinde yansıtan bir isim. Toplumun her katmanındaki yeni kuşakların değişen yapısından söz ediyoruz. “İki kuşak arasındaki fark, birkaç yıla kadar indi” diyor Özhelvacı ve ekliyor: “Bu farkın daralması artık sadece yaş ile ilgili de değil. Kuşak farkı artık dijital yetkinlik, çeviklik ve öğrenme hızlarıyla tanımlanıyor. Bu durum, kurumların liderlik ve iletişim tarzlarına da süratle yansıyor ve onları hızla dönüştürüyor.Genç kuşaklar daha erken yaşta iş gücüne katılıyor. Daha çok veriyle karşılaşıyor ve daha hızlı kararlar alabiliyor. Bu kuşakların düşünme ve çalışma şekli, geleneksel liderlik anlayışını da sorguluyor. Kurumların artık yaşa değil, dijital adaptasyon, yeniliğe açıklık ve empatik liderliğe dayalı bir yetkinlik modeline geçmeleri gerekiyor. EGİAD gibi genç iş dünyası örgütleri, bu dönüşümde öncü durumda. Kurumsal yapılar artık hiyerarşik değil, çevik ve kapsayıcı organizasyonlara evrilmek zorunda.Aksi halde genç kuşakların yaratıcı enerjisi kaybediliyor. Bu nedenle jenerasyonlar arası empati sadece sosyal bir gereklilik değil, sürdürülebilir kalkınmanın da anahtarıdır.”
Veriye dayalı hareket
Özhelvacı söyleşimiz boyunca birkaç kez, EGİAD’ın en güçlü kasının “girişimcilik” olduğunu vurguladı. Girişim için hem yerelde ve hem de küresel ölçekte gelişmeleri doğru okumak çok önemli. Özhelvacı’ya soruyorum: EGİAD’ı bütün üyeleriyle, yönetimiyle ve başkanıyla bir yapay zeka olarak düşünüp, ona “Trump”, “küresel ekonomi”, “Türkiye”, “yatırım” ve “ihracat” anahtar kelimelerini versek, bize neler anlatır? Anlatıyor Özhelvacı: “Trump’ın gümrük vergileriyle başlayan ticaret savaşı mevcut koşullarıyla devam ettiği takdirde tedarik zincirlerinin kesintiye uğraması beklenebilir. Bu belirsizlik ortamında firmaların üretimlerini ve ihracat pazarlarını çeşitlendirmeleri önem kazanacaktır. Nerede üretim yapabilirim, tedarik zincirimi en iyi şekilde nerede ve nasıl kullanırım gibi sorular, bizlerin de gündeminde. Biz EGİAD olarak bu süreçte veriye ve bilgiye dayalı hareket ediyoruz. Üyelerimizi bu şekilde sürekli bilgilendiriyoruz. Mevcut koşullarda yatırım anlamında firma birleşmeleri ve devralmaları konusunu, yani M&A’yi önemsiyoruz. Çünkü stratejik ortaklıklar ve satın almalar, firmalara yeni pazarlara hızlı erişim imkanı sağlıyor.”
Üçüz dönüşüm
Yönetim olarak 66 başlıkta belirledikleri hedefleri gerçekleştirmek adına bir pusula oluşturduklarını belirten Özhelvacı, bunun adına “EGİAD Değer Çemberi” dediklerini anlatıyor. Bu değer çemberinin merkezinde, Özhelvacı’nın “bilgi, beceri ve yapıcı enerjisiyle her şeyi mümkün kılanlar” dediği EGİAD üyesi firmalar yer alıyor. Çemberin çevresi ise toplum ile sarmalanmış durumda. “Çünkü,” diyor Özhelvacı, “konusu ne olursa olsun EGİAD’ın projelerinde iki temel unsur asla değişmez;EGİAD, tüm proje ve faaliyetlerini üyeleriyle birlikte ve topluma değer katmak için gerçekleştirir.”
EGİAD Değer Çemberi’nin sekiz temel vaadi var: Kişisel gelişim, ticari gelişim, toplumsal etki, Melek Yatırım, iş ağı, kariyer, sosyalleşme, dostluklar ve dayanışma. Özhelvacı, bütün bu şablonu kapsayan ana temanın ise dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşümü kapsayan “Üçüz Dönüşüm” olduğunu ifade ediyor.
Bu çalışma programını iddialı bulanlar olabilir; ancak bu yaklaşım, iddialı olmanın ötesinde, “gerekli” bir yaklaşım. Zira Trump gibi liderler reddetse de tarımdan sanayi sektörlerine, madencilikten turizme kadar tüm alanlardaki faaliyetlerimizi ve geleceğe dair tüm projeksiyonlarımızı “iklim” kavramını referans alarak gerçekleştirmek zorundayız. Bu gerekliliği genç iş insanlarının görerek öncelemesi, bu anlamda çok kıymetli ve örnek alınacak nitelikte.
Kaan Özhelvacı, ortaya koyduğu bu vizyonu şu anlamlı sözlerle toparlıyor: “Gelecekte bir üyemizin, bir arkadaşımızın, ‘Ben bütün bunları EGİAD sayesinde yaptım’ dediğini duyduğumuz anda, biz kendimizi hedefimizi tutturmuş olarak göreceğiz.”
Kaan Özhelvacı’nın kitap önerisi: Yaklaşan Dalga
EGİAD’ın bu dönem ilk kez bir “Kitap Kulübü” kurduğunu heyecanla anlatan ve kendisinin de sıkı bir okur olduğunu ifade eden Başkan Kaan Özhelvacı, Gözlem Podcast dinleyicileri için bir kitap önermesini istememiz üzerine, tereddüt etmeden İranlı yazar Mustafa Süleyman’ın “Yaklaşan Dalga” isimli eserini söylüyor. “Teknoloji, Güç ve 21. Yüzyılın En Büyük İkilemi” alt başlığını taşıyan kitabı kendisine EGİAD Danışma Kurulu Başkanı Perihan İnci’nin önerdiğini belirten Özhelvacı, “Bu kitabı her Türk gencinin okuması gerek. Benim de başucu kitabım.Bir kitap insanın dünya görüşünü değiştirir mi? Evet, değiştirir” diyor.
“EGİAD, küresel ekonomideki belirsizliğe karşı bilgi ve veriye dayalı hareket ediyor”
Geçtiğimiz hafta Gözlem Podcast yayınımızda konuk ettiğimiz Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, “Konusu ne olursa olsun EGİAD’ın projelerinde iki temel unsur asla değişmez; EGİAD, tüm proje ve faaliyetlerini üyeleriyle birlikte ve topluma değer katmak için gerçekleştirir” diyor.

Paylaş: