Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
GÖZLEM – Orman yangınları felaket halini aldı; neden?
K – Liyakatsizlikten. Kamu yararı yerine “rantı” devlet yönetiminde esas alan anlayıştan. Türk Hava Kurumu’nun yangın pilotu olarak yetiştirdiği ve 45 yılda 600 orman yangınına müdahale eden Suat Al bakın Sözcü’den Emin Özgönül’e yapılması gerekenleri ne güzel anlatıyor: “Yangınlara helikopterle müdahale ediliyor ancak yetersiz kalıyor. Helikopterlerin göletten aldığı 15 tonluk suyun yarısı sızıntı dolayısıyla yolda kayba uğruyor. Sonra da alevlerin üzerine yarım depo su atıyor ve helikopter adeta alevlere tükürüyor. Orman yangınları ‘tüküren’ helikopterlerle sönmez. Kiralık uçağın kiralık yabancı pilotu yangını söndürmekten çok parasını alıp dönmeyi düşünür. Riske girmez. 100 metreden su atar, su aşağı inene kadar 1200 derece alevin içinde buhar olur. İşe yaramaz. Bizim pilotumuz, vatan aşki ile doğasını kurtarmak için alevlere dalar, risk alır, 15-20 metreden su atar ve yangını söndürür. Kiralık uçaklar ve yabancı pilotlardan vazgeçin. Yeni model CL-415 uçaklardan en az 15 tane alacaksın, yangın dönemlerinde Çanakkale, İzmir, Antalya, Muğla ve Gaziantep havalimanlarında konuşlanıp pilotları da başında olmak kaydıyla hazır bekleyecek. Önemli olan erken müdaheledir. ‘Duman var’ anonsu yeterlidir, hemen kalkarsın, alevlere dalarsın ve alevler seni değil, sen alevleri yutarsın. En iyisi Kanada yapımı CL-215 tipi uçaklar. THK’nin elinde bunlardan 3 tane kaldı, bakımını yap, sorunsuz çalışır.”
Kanada yapımı CL-215 ve onu baz alan CL-415 dünyada yangınla mücadelede en çok ve en etkili kullanılan uçaklar. THK bunların bakımını yapmak yerine, borçları nedeniyle elindeki 8 adet CL-215 uçağı hem de tam yangın mevsiminden önce 23 Mayıs 2025’de satışa çıkardı. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) kapasitesi 4900 litre olan bu uçakları kullanmayıp, “rant” yaratmak için açtığı uçak kiralama ihalesine 5000 litre şartı getirdi. CHP’li Hasan Öztürkmen “Üstelik OGM’nin kiralamak istediği 13 amfibi yangın söndürme uçağının 7’si CL-215 ve CL-415 model. THK’nin ‘hurda’ denilerek satışa çıkartılan modelleriyle aynı model. Madem THK envanterindeki uçakların aynılarından kiralayacaksınız neden yok pahasına satmaya çalışıyorsunuz? İnatla THK uçaklarını kullanmayan bakanlık, ihtiyaç olan uçakları da kiralayamıyor. Beceriksiz yöneticiler ihtiyaç olan 13 amfibi uçağı aylardır temin edemedi” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de “2022 yılında ‘10 tane envantere girdi’ denen, gece uçuş, görüş yeteneğine sahip hava söndürme aracı nerede?” diye sordu. Sözcü’de Yılmaz Özdil gece görüşü olmadığı için gece çalışamayan uçaklar yerine, bir Türk mühendisin iki saat içinde yangınlara müdahale edebilecek hale getirilmesini sağladığı Airbus’ların kullanılmasını önerdi. Özdil, TSK’daki mevcut 10 Airbus’a takılabilen bu ekipmanlarla uçakların 30 metre yükseklikten 20 bin litre suyu yangına boşaltabildiğini yazdı. Bunun için bütçede kaynak yok sanılıyorsa bu da doğru değil. Sayıştay OGM’nin Savunma Sanayi Fonu’na 8 yılda ödediği 347,7 milyon dolar karşılığında hiçbir ekipman alınmadığını tespit etti. Alın size tanesi 35 milyon dolardan 10 adet CL-415 uçağı. OGM’nin 2025 bütçesinin sadece yüzde 38’i kullanıldı. Buna karşın Nefes’ten Deniz Zeyrek de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in OGM bütçesinin yangınla ilgili bazı kalemlerini tasarruf kapsamında kısıtladığını ya da toptan kullandırmadığını yazdı. CHP’li Nermin Yıldırım Kara, köprü, otoyol gibi garantili projelere 8 yılda 13 milyar 571 milyon dolar ödendiğini belirtti. Bu parayla 388 adet CL-415 alınabiliyor. Bu bir tercih meselesi. Küçük bir tasarrufla Suat Al’ın işaret ettiği 15 CL-415 rahatlıkla alınabilirdi. İktidarın 2025’in ilk beş ayında yangın koruma malzemelerine 65 milyon lira ayırırken, temsil ve ağırlama için 697 milyon lira harcaması da bu tercihe işaret ediyor. İktidarın bir başka büyük yanlışı da yangınlara ilk müdahaleyi yapan “orman köylüsü” yapısını mevzuattan kaldırmak oldu. Buna karşın yangına müdahalede sorumluluğun belediyelerde olduğunu iddia ederek suçu CHP’li belediyelere atmaya çalışıyor. Oysa mevzuata göre bu doğru değil. Kaldı ki 2021’deki büyük yangın sonrası CHP’li 11 büyükşehir belediyesi başkanı “THK’nin yangın söndürme uçaklarının tüm bakım ve işletme giderlerini üstleneceklerini” açıklamıştı.
GÖZLEM – “Soruşturmalar başlatıldı” deniliyor, “üst yönetimdeki” sorumlular, yerlerinde oturuyor; görüşünüz?
K – Soruşturmalar da komisyonlar gibi. Sonuçlanmamak üzere başlatılıyor. Bir sonuç istiyorsanız soruşturma değil icraat yaparsınız. Doğrudan görevden alırsınız. Ancak bu bir zaafiyet algısı yaratabileceğinden hatalar, yanlışlar hep kapatılmak zorunda. Liyakat yerine sadakati öncelerseniz, size sadık olanları kurtarmak zorundasınız.
GÖZLEM – CHP Genel Başkanı Özgür Özel “nitelikli çoğunlukla karar” şartlarının kabul edildiğini belirterek yeni açılım komisyonuna katılacaklarını söyledi. Ne diyorsunuz?
K – Hemen ertesi gün de AKP’nin Grupbaşkanı Abdullah Güler “nitelikli çoğunlukla kararı” kendilerinin de istediğini belirtti. İyi Parti üye vermediği için 51 üyeli komisyon fiiliyatta 48 üyeden oluşacak. Bu durumda karar alınabilmesi için 29 üyenin oyu gerekiyor. AKP MHP ve DEM’in beraber 29 üyesi var. Anlaştıkları kararları alacaklar, birinin istemediği karar Komisyon’dan çıkmayacak. CHP ve Özel yanlış yapıyor. Bu komisyon ile sadece yeni açılım süreci değil, Apo’nun affedilmesinden yeni Anayasa’ya kadar pek çok konu, her ne kadar Özel bunları görüşmeyeceklerini söylese de, meşrulaşacak. CHP’nin belediye başkanları ve yöneticileri içerideyken, Anayasa Mahkemesi kararlarına karşın Selahattin Demirtaş, Can Atalay ve diğeleri hâlâ hapisteyken sadece AKP’nin işine yarayacak bir Komisyon’a CHP niye katılıyor? PKK’nın isim değiştirerek Suriye’de devletleşme sürecine girdiği, tüm bu sürecin ABD’nin İsrail ile beraber yeni bir Ortadoğu kurgulama sürecinin bir parçası olduğu, ortaya çıkmışken, CHP’nin bu Komisyon’a katılarak sadece “demokrat” görüntüsü vermesinin dışında nasıl bir katkısı olacak?
GÖZLEM –Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Temmuz ayı anket sonuçlarına göre, hane halkının 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi bir önceki aya kıyasla artış göstererek yüzde 54,5’e yükseldi. Aynı dönemde piyasa katılımcılarının ve reel sektör temsilcilerinin enflasyon beklentilerinde ise gerileme kaydedildi. Piyasa katılımcılarının tahmini 1,2 puan düşerek yüzde 23,4'e, reel sektörün beklentisi ise 0,8 puan azalarak yüzde 39'a geriledi. Bu tabloyu nasıl yorumlarsınız?
K – Piyasa katılımcıları çıkarları ve yönlendirmeler gereği büyük ölçüde Merkez Bankası’nın tahminlerini baz alıyorlar, rakamlarını buna göre açıklıyorlar. Öte yandan yurttaşın beklentisinin bu kadar yüksek olması enflasyon ile mücadelenin büyük ölçüde dar gelirli yurttaşa yüklenmesinden. Ama ekstra bir kriz çıkmazsa enflasyonun mevcut yüzde 35,05’den yüzde 54,5’e çıkması zor gözüküyor. Enflasyonun yüzde 30 bandının altına düşmesi ise devletin tasarruf yapmadığı, israf ve rantta ısrarlı olduğu, vergide kayıt dışının üzerine gitmediği ve belli kesimlere hâlâ çok ciddi miktarda vergi istisnası sağladığı bir ortamda mümkün değil. Bence reel sektörün yüzde 39’luk beklentisi gerçekleşecek enflasyona en yakın rakam olacak. Tabii 19 Mart gibi ekonomik dengeleri kökten sarsacak ciddi bir kriz yaşanmazsa.
GÖZLEM – Fenerbahçe’de başkan Ali Koç’a karşı “seçimli genel kurul için” imzalar toplanıyor; görülüyor ki, yönetimce “oyalanıyor” ve de “Eylül” deniliyor; sebebi ne olabilir?..
K – Zaman kazanmak. Ali Koç hele hele transferi tamamlamamış ve Mourinho’nun istediklerini tam olarak gerçekleştirmemişken bir seçime girmek istemiyor. Bu yıl geçen yılki Mourinho bombası gibi bir transfer adımı da henüz atamadı. Ayrıca eylülde yapılacak bir genel kurulda üyelerin daha büyük çoğunluğu yönetim değişikliğine gitmeme eğiliminde olacaktır. Çünkü mevcut yönetim zaten Mourinho ile beraber takımı dizayn etmiş olacak. O noktadan sonra farklı bir takım kurmak ve anlayışa gitmek zor olur.
++++
AKP, MHP ve DEM komisyonda istediği kararı alabilecek çoğunlukta
AKP, MHP ve DEM komisyonda istediği kararı alabilecek çoğunlukta
Paylaş: