Hazır giyim ve konfeksiyonda rekabet koşulları ağırlaşıyor

Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe yaşanan problemlere bir yenisi daha eklendi. Döviz fiyatlarındaki sert yükseliş ve ana pazar olan Avrupa’daki durgunluk nedeniyle ihracatını artırmakta zorlanan sektör şimdi de indirim baskısıyla karşı karşıya.

Hazırgiyim sektörü 2023 yılında ihracatta keskin bir düşüş yaşamıştı. Sektörün ihracatı yüzde 9,2 düşüşle 19,2 milyar dolar seviyesine gerilemişti. İhracatta ana pazarı olan Avrupa Birliği ülkelerindeki düşüş ise yüzde 24,4 oldu. 2023 yılı ekim ayında iplik, kumaş, hazır giyim ürünlerinin ithalatına getirilen yüzde 10’luk ilave gümrük vergisi kararı ile bir kez daha sarsılan sektör, bu yılın ilk iki ayına yüzde 8,6’lık ihracat düşüşü ile başladı ve AB’de ise şimdiden yaşanan kaybı, yüzde 6,9 olarak kaydedildi. Maliyet açısından zorlaşan hammadde tedariki, sektörün lokomotifi AB’nin talebinin azalması gibi birçok etken ihracatın önüne büyük bir engel koyuyor. İhracatçılar, karlılıklarında çok büyük düşüş yaşadıklarını hatta bazı müşterilere siparişlerinin sürmesi adına zararına da olsa satış yapmaya devam ettiklerini ifade ediyorlar. Sektörün önde gelen temsilcileri, 2024’ün ilk yarısına kadar tablonun karanlık olduğunu belirtirken, ihracattaki toparlanmanın ancak 2025’ten sonra gerçekleşeceğini öngörüyor.

“Sektörü yine de AB kurtaracak”

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Burak Sertbaş, Avrupalı alıcıların fiyat indirimi istediğini belirtti. Ekonomi konuşan Sertbaş, sektörü yine de AB pazarının kurtaracağına dikkat çekiyor. Avrupa pazarının toparlanmasını dört gözle beklediklerini anlatan Burak Sertbaş, sektör ihracatındaki toparlanmanın 2025’ten sonra olacağını işaret etti. Şu anda birçok firmanın zarar ettiğini söyleyen Sertbaş, “Firmalar, ayakta kalabilmek için kar mı, zarar mı edileceğini bilmediği siparişleri de alıyor. Geçen yıldan bu yana çok fazla istihdam kaybımız var. Ege’de de bunu iyice hissetmeye başladık. Seçimden sonra ekonomik şartların düzelmesini umut ediyoruz. Kapasite kullanım oranımız yüzde 84’lerden yüzde 76,4 seviyelerine gerilemiş durumda. Ayrıca, Ekim 2023’te iplik, kumaş, hazır giyim ürünlerinin ithalatına getirilen yüzde 10’luk ilave gümrük vergisi durumu daha da zorlaştırdı. Bu zorlukların 2024’ün ilk yarısında da işlerimizi olumsuz etkileyeceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

Yılsonu ihracatın yine eksi bir rakamda olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Sertbaş, “Zararına da olsa bir şekilde sipariş alıyoruz. Zararın telafi edilmesi için işçilik yükünün hafifletilmesi lazım. İşveren desteğinin 2 bin TL olmasını talep ediyoruz. Bu destek sağlanırsa en azından 2024’ü kotarırız” dedi.        

Müşteriler ekstra indirim istiyor

Maliyet artışları nedeniyle rakiplere göre pahalı kaldıklarının altını çizen Sertbaş, şöyle devam etti: “Maliyet artışları nedeniyle müşteri kaybetmeye başladık. Giden müşterinin yerine yenisini bulmak kolay olmuyor. Avrupalı müşteri de enflasyonist ortam nedeniyle kötü durumda. Müşteri, bugün aynı modelleri koleksiyonuna alıp yapmanıza rağmen 2021 yılındaki fiyatları öneriyor. Bu modeller 6 ay sonrası için üretiliyor ancak bu süreçte yeni bir fiyat indirimi daha istiyor. O zamanki şartlardan yeniden konuşmaya ikna ediyoruz. Çünkü ekstra indirimlerle yapacak durumda değiliz. Biz fiyat belirleyemeyen ülke veya marka olamadıktan sonra verilen fiyatlarla iş yapmaya mecbur kalıyoruz.”

Bağcı: Sektör ikili kıskaçta

EHKİB Başkan Yardımcısı Çağlar Bağcı da konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede sektörün hiçbir zaman hiçbir yerde bu dönemki kadar zorluk yaşamadığına dikkat çekti. Bağcı, “Enteresan bir zorlukla karşı karşıyayız. Hem talepte hem de maliyette daralma var. Döviz bazında inanılmaz bir artış var. Bazı dönemler, maliyetler artardı ama talep devam ederdi; bazı dönemlerdeyse Avrupa’dan talep azalırdı, maliyetler daha makul bir seviyede olurdu. Bu sefer ikili bir kıskaç altına girdi sektör. O yüzden bu kadar çığlık atıyor” dedi.

Orta Avrupa pazarında, özellikle Almanya gibi ülkelerden inanılmaz bir talep darlığı olduğunu, maliyetlerde de büyük bir artış söz konusu olduğu için fiyatları artırmak zorunda olduklarını söyleyen Bağcı, “Enflasyonun en azından bir kısmını karımızdan feragat ederek de olsa fiyatlara yansıtmamız gerekirken AB ülkeleri kesinlikle artırmak istemiyorlar. Bizi iyice köşeye sıkıştırdılar. Bu da tabii bizim yapmamız gereken ihracatın Kuzey Afrika gibi ülkelere kaçmasına sebebiyet veriyor. Müşteriler kaçıyor. Kaçan bir müşterinin geri gelmesi çok zor. O alışkanlığın yeniden sağlanması çok zor. O yüzden neredeyse zararına fiyat veriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Canlanma 3 ay sonra”

Haziran ayından sonra talepte artış yaşanacağını öngördüğünü söyleyen Bağcı, “Bu talebin artışı bizim için çok kritik. Avrupa Merkez Bankasının faiz indirimlerine başlayacağı öngörülüyor. Kredilerin faizlerin inmesi durumunda talepte canlanma olacak. Aşırı karamsar değilim. Karamsar hava da zaten kimseye yaramıyor. Krediye ulaşma noktasında da yaramıyor. Biz kendi kendimize karamsarlığı yayıp hem bankacılık sektörü hem de finans sektörü üzerinde baskı yapıyoruz. Yanlış yapıyoruz. Bu karamsar bulutun altında ışığı görüyorum. Haziran-temmuzdan sonra talepte artış olacak” diye konuştu.  

 Seyfeli: 2025 de sıkıntılı geçecek

EHKİB Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli, Avrupa’da uzun zamandan beri devam eden resesyon, yüksek kur, yüksek enflasyon, işçilik ve maliyetlerdeki artış nedeniyle uzun süredir fiyat tutturamadıklarını söyledi. AB ülkelerinin, işçilik maliyetlerinin Türkiye’den daha düşük olduğu Uzakdoğu’daki ülkelere yöneldiklerini aktaran Seyfeli, “Müşterilerimizin fiyatla ilgili sıkıntıları var; enflasyonla ilgili problem yaşıyorlar. Rakip ülkelerimiz olan Bangladeş, Hindistan gibi Uzakdoğu’daki ülkelerin işçilik maliyetleri bize göre çok daha düşük. Hal böyle olunca daha fazla kar etmek isteyen Avrupalı markalar ya da şirketler mecburen yönlerini o tarafa çevirdiler. O ülkelere kıyasla bizim fiyatlarımız yüksek geliyor, yaklaşık yüzde 30-40 yukarıdayız” dedi.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründeki sıkıntıların bir süre daha devam edeceğini belirten Seyfeli, “2024 zaten böyle devam edecek, 2025 yılında da böyle devam edeceğiz gibi görüyorum. 2025 yılı da biraz sıkıntılı geçecek. Firmalar küçülerek devam edecek gibi görünüyor” ifadelerini kulandı.

“Süre bitti, bent yıkılacak”

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Üyesi Remzi Peköz, artan maliyetler ve baskılanan döviz kurlarıyla ihracatta rekabet edilemez hale gelindiğini söyledi. 2001 yılına benzer bir sürecin yaşandığını anlatan Peköz, “Ortalama her 10 yılda bir tekrarlayan sürecin sonuna geldik; dikkatli olalım bent yıkılacak” uyarısında bulundu.

2001 krizinde işletmelerin üretecekleri ürüne işçilik ve kar farkını bile eklemedikleri halde ortaya çıkan fiyatın müşterinin istediği düzeye ulaştığını aktaran hazırgiyim sanayicisi Peköz, “O yıllarda da ekonomi çok iyi takip ediyordum. EBSO Meclisi’nde yine kürsüye çıkıp ‘Arkadaşlar, istikrar denilince dövizi frenlemeyi anlayan bu yönetimin kararlarının kötü olacağını hissediyorum. Tutulan bendin arkasında çok rakam yığıldı çok stres var. Yakında bu bent yıkılacak’ dedim ve dediğim gibi de oldu. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Bu bent stresi daha fazla kaldıramaz, dikkatli olmak lazım” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksi 54 milyar dolar olduğunu da sözlerine ekleyen Peköz, “Ekonomi nasıl yönetiliyor anlamış değilim. Kaç yıldır aynı rakam söyleniyor. Hiç mi inmez veya çıkmaz bu para? Bu gidişle ülkemiz mahvolacak. Yakında ekonomi açısından böyle bir patlama olmak zorunda. Bu tüm hayatımızı olumsuz etkileyecek. Diğer yandan Avrupa’daki talep de 23 yıl önceki gibi yüksek değil. Bir kez daha sizleri yaşanabilecek olumsuzluğa karşı hazır olmayı öneriyorum çünkü kendimizi kurtarmak zorundayız. ‘Kur ile ihracatın bir ilgisi yok’ diyorlar. O zaman hadi ihracat yap da göreyim seni. Yüzde 130 enflasyonla, Türk Lirasıyla mal ve ürün topla, yüzde 30-40 civarında artan dövizle de mal sat… Bizler sihirbaz değiliz. Reel gerçekler neyse ona göre hareket ediyoruz” dedi.