Yatırımlarda ibre BASBAŞ’tan yana

Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) CEO’su, Batı Anadolu Serbest Bölgesi (BASBAŞ) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Faruk Güler, Türklerin sanayi yatırımlarında da gözü kara davrandığını ifade etti, “Ne olursa olsun yatırım yapıyoruz” dedi.

Ekonomiye ve Politikaya Yön Verenlerin Gazetesi GÖZLEM Yayın Kurulu, ESBAŞ CEO’su ve BASBAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Faruk Güler’i konuk etti.

Toplantıda Ege Serbest Bölgesi’nin başarı hikayesini paylaşan Dr. Faruk Güler, ESBAŞ’ın kurucusu merhum Kaya Tuncer’in iyi sanayi yatırımları ve katma değeri yüksek üretimi çektiğini, uzun vadeli yatırım yapacak şirketleri kente kazandırdığına dikkat çekti. Dr. Güler, “Uçak parçaları üreten şirketler ilk bize (ESBAŞ) geldi, ilk rüzgar türbinleri bizde üretildi, otomotiv sektörünün, tekstilin katma değerli ürünleri bizde üretiliyor. Bu çabalarla varlığımızı sürdürüyor, ülkemize döviz kazandırıyoruz. Orta gelir tuzağından katma değeri yüksek ürünlerle kurtuluruz. Türkiye’nin ihracatının kilogram birim fiyatı 1.44 dolar iken bizde 8 dolar civarında. Bölgemizden yapılan ihracat 3 milyar dolara dayandı. ESBAŞ, İzmir’in toplam ihracatının yüzde 18’ini, Ege Bölgesinin toplam ihracatının yüzde 10’unu tek başına gerçekleştiriyor. Eğer ESBAŞ bir şehir olsaydı ihracat sıralamasında Türkiye’nin 15’inci şehri olurdu. 35 şehrin toplamı kadar ihracat yapıyoruz. İhracatın azaldığı yıllarda bile ESBAŞ’tan yapılan ihracat artarak devam ediyor” dedi.

İzmir’de yazılım sektörünün geliştiğini görünce bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla Yazılım ve Bilişim Sanayicileri Kümelenme Derneği’ni (YABİSAK) kurduklarını hatırlatan Dr. Faruk Güler, “İzmir’i bu işin merkezi yapmamız lazım. ESBAŞ’ta bununla ilgili 30’dan fazla şirket yer aldı, dışarıdan yatırım çekmeye başladık” bilgisini verdi.

Başarı hikayesinin yeni adı BASBAŞ

Dr. Güler, Türkiye’de ESBAŞ’tan 22 yıl sonra kurulan ilk serbest bölge Batı Anadolu Serbest Bölgesi (BASBAŞ) için yer arayışı gündeme geldiğinde Avrupa’ya yakınlığın yanı sıra liman, karayolu ve demiryolu avantajlarıyla Bergama yöresinin öne çıktığına işaret ederken, şu bilgileri verdi:

“Toplam 2.5 milyon metrekare alana sahip bölge için yasal izinler ve arazinin alımı 7 yıllık bir süreyi buldu. Birinci faz alanda altyapı çalışmaları internet erişimi dahil tüm unsurlarıyla tamamlandı. 5G’ye sahip tek bölgeyiz. Sürdürülebilir üretim yapısını benimsiyoruz. Parsel büyüklükleri 10 bin metrekare ile 300 bin metrekare arasında değişiyor. Direkt üretime başlamak isteyenler için fabrika binalarını da biz inşa ediyoruz. İnşaatı tamamlanan 4 modüllük fabrika otomotiv yan sanayine üretim yapan bir firma tarafından kiralandı, ikinci 4 modüllük fabrika inşaatı ise tamamlanmak üzere. 3 şirket binasını, 3 şirket projesini yapıyor. Açık alanların metrekaresinin yıllık kirası 6 dolar, kapalı alanların metrekaresinin yıllık kirası 70 dolar. Bölgemizden karayoluyla çıkan bir araç 6 saatte Avrupa’ya ulaşabiliyor. Türkiye’nin en önemli liman bölgesi Aliağa’ya 30 dakika mesafedeyiz. BASBAŞ tamamlandığında 160 firmaya ev sahipliği yapacak. 2.5 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Çevre ilçelerdeki 20 binden fazla kişinin istihdamına da imkân sağlayacak.”

“İbre bizden yana”

Sanayi yatırımı için yer kalmayan İzmir’de BASBAŞ’ın yatırımcı için büyük avantaj sağladığını vurgulayan Dr. Güler, bölgeye ilişkin profili anlatırken “Türkler sanayide de çılgın. Şartlar ne olursa olsun yatırım yapıyorlar. Hem işlerini geliştirmeyi düşünüyorlar hem de geleceğe hazırlık yapıyorlar. Bu nedenle çoğunlukla yatırımcılarımız Türkler. Avrupa’daki şirketler nüfusun yaşlanması, yeni kuşakların aile işine sıcak bakmaması nedeniyle mevcudiyetini sürdürmekte zorlanıyor. Türkiye’de yatırım yapan yabancı şirketler ise büyüyorlar. Yabancı yatırımcı ülkemize geldiğinde Ege’yi tercih ediyor. Ege denilince İzmir, İzmir denilince de biz öne çıkıyoruz” dedi.

Yer hazır, eleman hazır

Dr. Güler, BASBAŞ’ta üretim yapacak şirketlere ilişkin öngörülerinin umduklarından çok daha kısa sürede hedeflenen rakamların üstüne çıktığını da belirtti ve “2 yılda 2 şirket olur diye düşünmüştük ama bu yaz 700 kişi iş başı yapmış olacak. Önümüzdeki 5 yıl içinde ilk etabı doldurup ikinci etaba başlarız” diye konuştu.

BASBAŞ’ta faaliyet gösteren şirketlerin nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla eğitim salonu yapımına da hız verdiklerini belirten Dr. Güler, “Bergama ve civarındaki 9 endüstri meslek lisesi ile bir program başlattık. Fabrikalardaki mühendisler bu okullarda koçluk yapıyor, çocukları sanayiye özendiriyor. Bizim iddiamız ‘çocuklar bir şey görsün’ değil, lider yetiştiriyoruz. Yatırımcımıza hem çalışacak insan hem yetişmiş insan kaynağı konusunda yardımcı oluyoruz. Üretim konusunun özelliğine göre de eğitim imkanı sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

AVRUPA’NIN YOLU İZMİR’DEN GEÇMELİ

İzmir’in tarihteki süreçlerde ‘öncelikli şehir’ olduğunun altını çizen Dr. Güler, şunları söyledi: “Bu coğrafyayı başka yerde bulamazsınız. Asya, Avrupa ve Afrika’yı kara ve deniz yoluyla birbirine bağlayarak Orta Asya ülkelerinin ulaşım ve enerji ağları ile ekonomilerinin yeniden canlandırılmasını, barış ilkesini desteklemeyi ve Çin ile Avrupa arasındaki ticareti geliştirerek uluslararası entegrasyonu sağlamayı hedefleyen ‘Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) Projesi’ mutlaka İzmir’den geçmeli. Bunun için hep birlikte çaba gösterilmeli.”