GÖZLEM’in 27 Haziran 2025 tarihli “Zeytin’e Düşmanlık” başlıklı yazımda, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in ‘Zeytinlerin Islahı Kanunu’nda değişiklik getiren torba kanun teklifinin komisyonda görüşülmesi sırasında şu uyarıyı yaptığını yazmıştım: “Bu düzenleme, maden işletmeleri izin süreçlerini kolaylaştıran, ÇED sürecini işlevsizleştiren, kamu yararını sınırlayan ve yalnızca zeytinliklere değil, Türkiye'nin tarımsal yapısına, çevresine ve kırsal yaşamına ciddi zararlar verebilecek düzenlemeler içermektedir.”
Ne yazık ki, söz konusu yasa TBMM’de kabul edildi ve yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girer girmez de Gürer’in uyardığı zeytinimize düşman uygulamaların gerçekleştiğini görüyoruz. Yasanın devreye girmesiyle birlikte Limak şirketi işlettikleri termal santrale kömür sağlamak için Milas’a bağlı İkizköy’deki Akbelen ormanında yıkıma başladı. Ormanın kıyısındaki zeytinlikler sökülüyor. Yeniden dikilecek ‘palavrası’ ile zeytinlikler yok ediliyor.
“Toprağımızı Vermiyoruz”
Bu saldırıya karşı Türkiye'nin 30 ilinden köylülerin oluşturduğu ‘Toprağımızı Vermiyoruz Platformu’, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasına izin veren 7554 sayılı torba yasayı protesto etmek için Muğla'nın Menteşe ilçesinde "haklarımızdan vazgeçmiyoruz, toprağımızı vermiyoruz" mitingi örgütledi.
Mitingde konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras tarlalarını satanları uyardı: “Zeytine taşınabilir meta gözüyle bakılamaz. Bizim atalarımız zeytin dikerdi, bu hainler zeytin söken olarak tarihe geçecek. Buna alet olan muhtarlar var. Topraklarını bu hainlere satan köylüler var. Satmayın. Atalarınızın size bıraktığı, göz nuruyla diktiği zeytinliklerinizi, tarım alanlarınızı bu adamlara satmayın. Direnmelisiniz!"
Gözler Anayasa Mahkemesi’nde
"Haklarımızdan vazgeçmiyoruz, toprağımızı vermiyoruz" mitinginde yoğun bir kalabalığa seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Partisinin yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurduğunu söyledikten sonra şunları vurguladı:
“Zeytin ağaçları barışın, bereketin ve huzurun simgesidir. Aynı zamanda bir üretim, geçim, kalkınma aracıdır. Böyle bir güzelliği korumamız gerekirken 23 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar ne yapıyor? Zeytine defalarca saldırdılar. İlk kez verilen bütün mücadelelere rağmen zeytinlere bu saldırıyı gerçekleştirdiler. Bu kanun bu haliyle kalırsa doğa katliamların artacağını biliyoruz. Buradan AYM üyelerine sesleniyoruz. Torunlarımız için sizden Adalet bekliyoruz. Bu iktidar insanımıza ve doğamıza iyi gelmedi. 80 yılda 1186 maden ruhsatı verilmişken AKP düzeninde 386 bin maden ruhsatı verildi. Bunlar yeşil alan görünce inşaat hayali kuruyor. Muğla'da köyler kaderiyle baş başadır. Tam 820 bin zeytin ağacı, binlerce aile bir bakanın imzasıyla şirketin para insafına terk edilmiştir. Doğayı değil parayı önceleyen sistemin sonuna kadar karşısındayız. Önüne gelene vatan haini diyenlerin, bu yaptıkları en büyük vatan hainliğidir".
Bu mücadele sürerken Akbelen direnişinde bir zeytin ağacına sımsıkı sarılmasını gösteren fotoğrafı direnişin simgesine dönüşen Zehra Yıldırım 90 yaşında aramızdan ayrıldı. Zehra teyze topraklarına sahip çıkmak için ilerlemiş yaşına rağmen meydanlara çıkmışken şimdi mezarı bile paragöz madencilerin saldırısının tehdidi altında.
Cumhuriyet Halk Partisinin zeytinliklerin yıkımına yol açacak torba yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurması çok önemli. Anayasa mahkemesi üyelerinin Zehra teyzenin anısına orman alanlarımıza, zeytinliklerimize, meralarımıza kısacası yeşilimize musallat olanlara karşı yasanın iptali yönünde karar vermesi geleceğimiz için umut verici bir adım olacaktır.
Zeytinimize dokunanlara dur!
Zeytinimize dokunanlara dur!
Paylaş: