Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Yüce: “İzmir fuar ve limandan vazgeçemez”

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Ege Finans Derneği’nin (EFD) etkinliğinde konuşan Önceki dönem EBSO Yönetim Kurulu Başkanlarından, akademisyen ve iş insanı, Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce, İzmir’in fuardan ve limandan vazgeçmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yapılacak botanik fuarı için de sürdürülebilirlik uyarısında bulunan Yüce, İzmir’in kalkınması adına çözüm önerilerini sıraladı.
Yüce: “İzmir fuar ve limandan vazgeçemez”
Paylaş:
EFD tarafından İzmir ekonomisinin ve şehrin sorunları üzerine düzenlenen panelde konuşan Yüce, var olan bir şehrin kalkındırılmasında iki önemli kıstas olduğuna dikkat çekti. Kendisinin Michel Porter’cı olmadığının altını çizen Yüce, “Ama adamın doğru söylediği şeyler var. Bunlardan bir tanesi adam diyor ki mukayeseli üstünlük. Bir diğeri de rekabet gücü. Onun için de ilk önce şehre bakıyorsunuz. Bu şehir nedir? Deve midir, kuş mudur? Bu şehrin hakikaten mukayeseli bazı üstünlükleri var mı? Var. Bu şehrin bazı mukayeseli üstünlükleri var.” dedi.

İzmir limanla var olan bir kent
İzmir’in tarihine bakıldığında liman var olduğunu belirten Yüce, burada şehrin aslında Efes olduğunu hatırlattı. Selçuk Efes’in kendi döneminde 240 bin nüfuslu büyük bir kent olduğunu ve o dönemlerde İzmir’in 3 bin, 5 bin ile 8 bin kişilik yerleşim yerlerinde oluştuğunu da dile getiren Yüce, “Selçuk Efes, alüvyonlarla dolup liman özelliğini kaybettikten sonra Aydınoğulları Hisarönü’nün orada küçük bir liman yapar. İzmir ondan sonra hareketlenmeye gelişmeye büyümeye başlar. Ne zamana kadar? Timur gelene kadar. Timur İzmir’e gelip kaleyi fethedemeyince bu limanı doldurur. Limanın dolması lojistik destek alamayan kale düşer. Kale’yi alan Timur çeker gider ama İzmir liman özelliğini kaybeder. Ne zamana kadar? 1862'ye kadar. İşte 1862’de bu İzmir Limanı o dönemki yap işlet devret modeliyle Pasaport’tan Konak’a kadar olan liman yapılınca Yahudiler de çevre illerdeki insanlar da İzmir’e gelmeye başlar. Hatta Hollanda’dan İtalya’dan Fransa’dan bile yabancı sermeye İzmir’e gelmeye başlar. Dolayısıyla şuraya gelmek istiyorum. İzmir liman kent özelliğiyle gelişmiş bir şehir, bunu kaybettiğinde ekonomik gücünü de tamamen kaybetmeye mahkum olan bir şehir.” ifadelerini kullandı.

İnanılmaz toprakları var
1950 yılında Türkiye’nin yılda 50 milyon milyon dolar ihracat yaptığını da sözlerine ekleyen Yüce, bunun 27 milyon dolarının İzmir'den yapıldığına dikkat çekti. İzmir’in ve çevresinin inanılmaz derecede bereketli toprakları olduğunu da aktaran Yüce, “Ben çocukken derlerdi ki ‘Aman bastonunu toprağa saplama. Sen kalkmadan yeşermeye başlar.’ Diyeceksin tütün, incir, üzüm, pamuk, zeytin bıktık artık bunları duymaktan filan. Ama bu bir gerçek. Çok bereketli toprakları var. Ayrıca dünyanın 5. jeotermal rezervleri bu toprakların altında. Bunların iyi değerlendirilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Tasarıma dayalı teknoloji geliştirme bölgesi
İzmirlilerin tam manası ile farkında olmadığı bir diğer gücün ise gelinlik olduğunu dile getiren Yüzce, gelinlik sektörünün İzmir’de üretimden sonra gelen ikinci büyük sektör olduğunu belirtti.  Bu gerçekle beraber eğer gelinlik üretiminde tasarım ve pazarlamanın elimizde olmaması durumunda sadece fasoncu olarak kalacağımızı da aktaran Yüce, “Fasoncu olunca da 10 liralık katma değerin size sadece 1 lirası, 1,5 lirası düşüyor. O yüzden diyoruz ki İzmir’de 5 tane teknoloji geliştirme bölgesi kuruldu. Bir tanesini de tasarıma dayalı yapın. Tasarıma dayalı teknoloji geliştirme bölgesi olsun. Toplayalım bütün tasarımcıları bir araya ve tasarımı yapalım. Çünkü katma değer diye bir şey var.” şeklinde konuştu.

Botanik Fuarı ‘Sağlıklı Yaşam Köyü’ olmalı
İzmir’in 2026 yılı için aldığı mini botanik fuarı çalışmalarını da hatırlatan Yüce, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dr. Cemil Tugay bey başkan olunca dedi ki ben bunu yapmayacağım. Gittik Cemil Tugay beye anlattık. Dedik ki ‘Bunu yapmayacağım dersen İzmir'e önümüzdeki 30 yıl bir daha fuar vermezler. İzmir’i de Fuarlar Birliği'nden ihraç ederler. Dolayısıyla artık o enternasyonal kelimesini bile kullanamazsın. Onun için sen bunu yapacaksın.’ Neyse sonradan görüşüldü izin istendi 2027’ye ertelendi. Şimdi diyoruz ki bu tür fuarlar yapılıyor. Çok iyi, çok hoş ama mühim olan fuardan sonrası. Sen oraya bir yatırım yapacaksın. Sonra ne yapacaksın? Ne olacak orası? Antalya'daki ne oldu? Ne oldu Antalya'da? Milyonlarca dolar harcadığınız Botanik Fuarı. Onun için diyoruz ki bunu bir ‘Sağlıklı Yaşam Köyü’ olarak dizayn edelim. Botanik Fuarı'nın gerektiği her şeyi yapılsın. Aşağı yukarı yüzde 60'ı 70'i. bu zaten. Geriye ne kalıyor? Bir tane sağlığa dayalı dijital bir bilim müzesi. Bir tane SPA, bir tane Fitness Center. Bunları da zaten yap işlet devretle yaptırırız. Bunun heveslisi çok çıkar. Üç beş de güzel sağlıklı restoran olsun. Ondan sonra bütün İzmirliler, dışarıdan gelenler, herkes buradan yararlansın.”