.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Yeni ticaret savaşı mı başlıyor?

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Yeni ticaret savaşı mı başlıyor?
Paylaş:
Donald Trump’ın Meksika ve Kanada’ya karşı ilan ettiği yüksek gümrük vergileri ve her iki ülkenin liderleriyle yaptığı temasların ardından şimdilik 30 günlüğüne ertelendi. Çin için uygulanacak yeni gümrük tarifeleri ise yürürlüğe girdi. Trump, AB’yi de “çok yakında” gümrük vergilerinin beklediği tehdidinde bulundu. Avrupa medyasındaki yorumcular şimdi ABD ile yaşanabilecek bilek savaşında Avrupa’nın ne yapması gerektiğini tartışıyor. Daha şimdiden ortaya çıkan sonuç şu ki, Avrupa’nın Amerika’ya duyduğu güven kayboldu. Bu hikayenin nihayetinde bizzat Trump ve ABD'nin kaybetme ihtimali büyük olabilir. Demek istediğim, Amerika için asıl kayıp; ekonomide değil, komşulara ve müttefiklere uygulanan anlaşmalara külliyen aykırı gümrük vergileri ve başka ülkelerden saçma toprak talepleri ile Trump liderliğindeki ABD’ye artık güvenilemeyeceğini açıkça göstermesi ile olacak. Dün vadedilenler, bugün değişebiliyorsa demek ki vergilendirmeler de bundan böyle siyasi bir tehdit olarak da kullanılabilir. Bu aşamadan sonra söylemde veya eylemde yapılacak düzeltmeler de beyhude çabalar olarak kalacaktır. Çünkü güven çoktan zarar gördü bile... Gerekiyorsa ki durum onu gösteriyor, AB'nin de bundan böyle ABD olmadan kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenmesinin zamanı gelmiştir. Trump'lı ABD her türlü serbest ticaret yasasını, her türlü anlaşma ve sözleşmeleri, etik kuralları, insani değerleri dikkate almadan açıklamalar yapıyorsa, AB’nin her zamankinden daha fazla serbest ticarete ve Avrupa değerlerine bağlı kalacağını göstermesi gerekir. Serbest ticaret Avrupa’nın refahının temel unsuru ve AB'nin yapı taşlarından biridir. Şüphe yok ki ABD'nin desteği olmadan bu daha zor olacaktır. Ancak aynı zamanda AB'ne alternatif yapılar oluşturmak için bir fırsattır. AB, kısa süre önce Güney Amerika’daki MERCOSUR ülkeleriyle kapsamlı bir ticaret anlaşması imzalamıştı. Ama tabii bu tek başına yeterli değildir. Trump’ın kuralsız yaklaşımına ve gümrük vergisi savaşına karşı misilleme yapılmalı ama aynı zamanda küresel serbest ticaret mümkün mertebe korunmalı. ABD olmasa bile. Spiegel köşe yazarı Michael Sauga, AB’nin hazırlıksız olduğunu düşünüyor: “Şirketleri ABD’ye yapılan ihracata bağımlı, silahlı kuvvetleri güçsüz. Bu da Trump’la yapılacak muhtemel müzakerelerde bir kazanım elde etmek için pozisyonunu zayıflatıyor. ... AB devletlerinin, Trump’ın ticaret politikasının saçmalığını Amerikalıların kendilerinin fark etmesini ummaktan başka çareleri yok. ... Deniyor ki, ABD’li teknoloji milyarderleri Trump’ın ekonomide oynadığı bu kumarın potansiyel tehlikelerinin bilincindeymiş. ... Öyleyse son haftalarda Washington’daki bu kudretli adama yaptıkları utanç verici yalakalıklarının bir manası olduğunu kanıtlamalılar. Trump’ı uyarmalılar. Derhal, yüksek sesle ve alenen.” Spiegel'in tavsiyesini egosu şişkin süper zenginler ne kadar dinler bilemem ama, her şeyden önce Avrupa bu tehdide güçlü yanıtlar vermeli. Avrupa her şeyden önce Kanada, Meksika ve hatta Çin’le iş birliği içinde serbest ticareti savunan bir cephe tesis edilmesine katkı sunmalı. Korumacı diktaları reddeden bir demokrasi ve değerler ekseni kurmalı. Ticaret savaşları herkese kaybettirmekten başka bir işe yaramaz ilkesi doğru ama akıl dışı taleplerde bulunmayı kesmeyecek olan Trump’a hemen boyun eğmek de bir seçenek değil. Savaştan kaçınmak uğruna kötü çözümleri kabullenmek de doğru değildir.  İşin sonunda elimizde kötü çözümle yine savaş kalır. İyi bir savaşın bazen kötü bir barıştan daha iyi olabileceğini söylemek için pekâlâ güçler birleşebilir   Görülüyor ki Trump nefretini otoriter karşıtlarından ziyade dost demokrasilere yöneltmiş durumda. Sıranın kendilerine geleceği kesin gözüken AB devletleri de bunu yakında hissedecekler. Geçtiğimiz aylarda ABD Başkanı, AB'yi bir ticaret savaşıyla tehdit etmiş ve AB'nin daha fazla ABD petrolü ve doğalgazı almaması durumunda 'sonsuz gümrük vergileri' uygulayacağını belirtmişti. Bunun neye benzeyebileceğini Trump'ın görevdeki ilk döneminden biliyoruz. O dönemde AB, Kanada ve Meksika'dan ithal edilen çeliğe yüzde 25, alüminyuma ise yüzde 10 gümrük vergisi koymuş ve bu, AB ile ticaret savaşına yol açmıştı. AB ise ABD'nin viski, motosiklet ve kot pantolon gibi ürünlerine yaklaşık 6 milyar dolar değerinde gümrük vergisi koyarak yanıt vermişti. Avrupa Komisyonu, Trump'ın bu kez de gümrük vergileri getirmesi halinde karşı tedbirler almaya hazır olduklarını açıkladı. Bakalım iyilik ile kötülüğün savaşında zaman bize daha neler gösterecek.