.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Yeni devlet tasavvuru ve muhalefetin çıkmazı

Okuma Süresi: 2 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Yeni devlet tasavvuru ve muhalefetin çıkmazı
Yeni devlet tasavvuru ve muhalefetin çıkmazı
Paylaş:
İktidar, uzun zamandır halkın tepkisini ve CHP’nin muhalefetini dikkate almıyor.  Etyen Mahçupyan’ın ifadesiyle, “istihbarat bürokrasisinin yönlendirdiği” yeni bir devlet modeli kuruluyor ve bu model otoriter ve merkeziyetçi özellikler taşıyacağı, izlenimi veriyor. Makro boyutta kapsamlı bir dönüşüm projesi ana gündemken, “Muhalefet partileri” iktidar nezdinde, sanki “demokrasi dekoru” muamelesi görüyor.  Muhalefetin yaslanmaya çalıştığı insanlar ise kurucu iradenin etkin olduğu süreçlerde, askeri vesayetin korumasında, siyasete mesafeli bıraktırılmış, demokrasi deneyimi zayıf kitlelerden oluşuyor.  Bu nedenle, iktidar açısından gerçek bir tehdit oluşturmuyorlar. Manşetlerden inmeyen “İmamoğlu, delege iptali, kayyum” gibi başlıklar da özellikle kışkırtılan gündem saptırmasını gibi.

İktidar açısından bu konuya yaklaşım, telaşsız bir “mıntıka temizliğini” seviyesi. Batı dünyasında Türkiye’nin, demokrasisinin   olumsuz anlamda sürdürülebilirliği konuşuluyor. Özgür Özel’in mitinglere yönelik kurgulanan siyaset biçiminin bir sonuç üretmesi zor duruyor.
Cumhuriyet sürecinde, Osmanlı’nın son döneminde başlatılan gayrimüslim unsurların tasfiyesi, bugünlere dair şehirli seküler direncin toplumsal tabanını zayıflattı. Nilüfer Göle’nin tanımlamasıyla “endişeli modern” olarak ayrışan, batı değerlerine açık kitleler şu anda yeniden planlanan devlet düzeninde dışlanmış görülüyor.
 
Kurulmaya çalışılan   yeni rejim denklemi aşağıdaki temel üzerine oturtuluyor: Milliyetçilerin temsilcisi Devlet Bahçeli, muhafazakârların temsilcisi Tayyip Erdoğan, Kürtlerin temsilcisi Abdullah Öcalan.  Bu üç aktörün oluşturduğu çerçeve, yeni bir devlet mutabakatının işaretlerini veriyor.  Harcı sağlamlaştırmak için Alevilere ve Araplara da sınırlı bir rol planlanıyor. Böylesine temel düzeyde bir proje yürütülürken, CHP’nin muhalefeti etkisiz kalıyor. Ancak bu parti,  Cumhuriyet değerleri benimsetilmiş seküler kesimlere mücadele kapasitesi kazandırabilirse, masaya dahil olabilecek bir ağırlık sağlayabilirler.  Aksi halde, kitlesiyle birlikte, olan bitene kendi içinde tepki veren ama siyasal ağırlık üretemeyen bir parti konumunda kalır, bu toprakların makus talihi çerçevesinde zamanla dönüşerek yeni düzene adapte olurlar.