Yangın kader mi, cinayet mi?
Yine bir facia, yine yaşanan yetki ve sorumluluk tartışmaları! Ateş düştüğü yeri yakar. Milletçe acılarla yatıp acılarla kalkıyoruz.
İster insan eliyle çıksın ister doğal kökenli olsun, tarih boyunca insanlar bu facialardan ders çıkartmaya çalışmışlar ve önlemler almak için mevzuatlar geliştirmişlerdir. Son yıllarda depremler, trafik kazaları, maden kazaları, sel baskınları, yangınlar ve patlamalar gibi olayları sıkça duyuyoruz. Ancak bu olaylar yeterince ders çıkarılmadan, önlemler alınmadan unutulup gidiyor. Bazen de gündem değiştirilerek unutturulmak isteniyor.
İşte en yeni facia: Kartalkaya otel yangını. Kış tatiline giden 80 kişi, mevzuata uyulmadığı, gerekli önlemler alınmadığı ve denetimler yapılmadığı için yanarak hayatını kaybetti.
Facia nedir?
Türk Dil Kurumu’na göre “facia”, çok üzüntü veren, acıklı olay, afet, trajedi anlamına gelir. İnsanlık tarih boyunca bu tür olayları yaşamış ve bu olaylardan ders çıkararak önlemler almayı öğrenmiştir. Gelişmiş ülkelerde bu önlemler sıkı bir şekilde uygulanmakta ve denetlenmektedir.
Daha önceki yazılarımda “yetkin mühendislik, yetkin mimarlık, yetkin ustalık” konusunu ele almıştım. Bu yazımda ise “Bilgilendirilmeyen kişiler yetkilendirilemez” temasına değinmek isterim.
Eğitim ve personel problemleri
1994 yılında rahmetli Prof. Dr. Abdurrahman Yıldırım İstanbul İtfaiye Müdürlüğü’nden ayrılarak İTÜ’de akademik görevine dönmüştü. O zamanlar Türkiye’de itfaiye eğitimi üniversite düzeyinde yoktu. Kendisi, Torbalı’da kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi İtfaiyecilik Yüksekokulu’nu kurmak için davet edilse de kabul etmemişti. İlerleyen yıllarda üniversitelerimize bağlı 45 meslek yüksekokulunda Sivil Savunma ve İtfaiyecilik bölümleri açıldı. 2024 yılında bu okullarda 2236 kontenjana 2294 öğrenci yerleşmiştir. Ancak bu okullardaki altyapı ve öğretim kadroları güçlendirilmeli; eğitim içerikleri birleştirilip, disiplinli bir şekilde daha verimli hale getirilmelidir.
Mevzuat ve yönetim problemleri
- Mevzuatın Değişmesi: Mevzuatların sık sık değişmesi ve yöneticilerin kurum dışından atanması, denetimlerin etkinliğini zayıflatmaktadır. Bu yangında da görüldüğü gibi, yöneticiler yetki ve sorumluluklarını bilmiyor ve tartışmalarıyla kamuoyunun kafasını karıştırıyorlar.
- Kurumsal ve Toplumsal Hafıza Eksikliği: Devletin bürokratik yapısındaki değişiklikler, kurumsal hafızanın kaybolmasına yol açtı. Müsteşarlıkların kaldırılmasının ardından yerine atanan bakan yardımcıları, eski bürokratik yapıları ve kurum hafızasını kaybetmişlerdir. Bu da yönetimdeki karışıklıklara ve hatalı kararlar alınmasına neden olmaktadır.
- Yöneticilerin Eksik Bilgisi: Son yıllarda, yöneticilerin mevzuat değişikliklerini takip etmekte zorlandıkları ve bu yüzden yanlış uygulamalarla karşılaşıldığı bir gerçek. Torba yasalar ve Kanun Hükmünde Kararnameler gerek yatırımcılar gerekse vatandaşlar için ciddi bir sorun yaratmaktadır. Bu durum, hukukçular tarafından da eleştirilmekte ve yasaların daha anlaşılır ve sürdürülebilir olması gerektiği vurgulanmaktadır.
Çözüm önerileri
- Eğitim ve Bilgilendirme: Yangın güvenliği konusunda eğitimin önemi büyük. Yangın güvenliği eğitimlerinin üniversitelerde daha güçlü bir altyapı ile verilmesi ve pratik uygulamaların arttırılması gerekir. Bu birimlerin alt yapıları ve öğretim üyeleri ile ilgili kadrolara bakıldığında yetersiz olduğu görülüyor. Çözüm 45 birimin tek bir birim altında harp okullarında olduğu gibi askeri disiplinle ve özel bilgilerle donatılmaları, öğretim elemanlarının birleştirilerek güçlü bir kadro oluşturulması ile mümkün olacaktır.
- Mevzuat ve Denetim: Mevzuatlar ne kadar iyi olursa olsun, denetim olmadan sürdürülebilirlik sağlanamaz. Gelişmiş ülkelerde denetimler, belirli aralıklarla yapılmakta ve mevzuat dışı değişiklikler tespit edilerek uyarılar yapılmaktadır.
- Kurumsal Hafızanın Güçlendirilmesi: Kurumların geçmişiyle bağlantılı olarak, kurumsal hafızanın korunması büyük önem taşımaktadır. Yöneticilerin daha iyi eğitim alması ve kurum içinden atanarak bu hafızanın korunması sağlanmalıdır.
SONUÇ:
Yangınlar, afetler, kazalar… Tüm bunlar kader değil, önlenebilir felaketlerdir. Ancak yeterli eğitim, güçlü mevzuat ve denetimle bu tür faciaların önüne geçilebilir. Yetki ve sorumlulukların bilincinde, doğru kararlar alarak ve gerekli önlemleri alarak hem can hem de mal kaybı önlenebilir.
Milletimizin başı sağ olsun. Allah’tan ölenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.