Urla’nın beylik dönemi camileri ünlü ve korkarım kısmen kayboluyorlar. Mayıs 2025 Akpınar Camii ve Sungurlu camiine gittim. Lokasyonları ile buraya yazayım ki başka gitmek isteyenler de görsünler ve farkındalık artsın.
Urla Sungurlu Camii veya Akpınar camii deyince navigasyon bir şey göstermiyor. Bu da giderilmesi gereken bir eksik. Sungurlu Camii’ne 20 küsur yıl önce gitmiştim. Minaresi hala var idi. Esasen çok da yakın oturduğum eve. Dr. Ercan Ünsal ile mayısın son haftasında gittik. Otların çalıların arasında bulduk. Şu anki Kekliktepe Caddesine bu ismin verilmesini Belediye’ye teklif ederken bir an Sungurlu Caddesi ismini teklif etmeyi düşünmüştüm. Kekliktepe mevkiini ismi tüm mahalleye yerleşti. Kekliktepe caddesinden Sefaköy caddesine geçiyorsunuz, arabanızı Sefaköy caddesinden İzmir istikametinde (doğuya) giderken denize doğru dönüp 3300/1 sokakta hemen 75 metre sonra park edebilirsiniz. Güzel deniz manzaralı bir tepedesiniz. 100 metre denize doğru çalılar arasında yürüyünce Sungurlu Camii ve külliyesinin harabesine varıyorsunuz. Minare artık yok olmuş ama harabeler gözüküyor. Muhtemelen 3300/1. Sokak doğu tarafında da külliyeden izler varmış, bazı taş parçaları gözüküyor.
ODTÜ mimarlık fakültesinden Pelin Gezer Urla Akpınar projesi için Akpınar köyü kaynağı ve camiinin yerini göstermemi isteyince mayısın 3. Haftasında yola koyulduk. Son gidişimden beri 6 yıl kadar geçti. Yöreyi tanıyamadım. Kuşçular tamamen değişmiş. Siteler villalar. Yepyeni bir mezarlık! Orada oturan yaşıtım Türker Timurdoğan’ın yardımı ile anca bulabildik. Minare duruyor mu tam kestiremedim. Orman kaplamış. Minareden eser kalmış mı anlamak için birkaç kişi bahçe makası, çapa, testere ve keser ile ormana girişmek gerek. On on beş yıl kadar önce gittiğimde nispeten ferahça resimler çekebilmiştik.
Muammer Aygün’ün Kamanlı Camii araştırmasına göre, bu beylik dönemi camileri Selçuklu Aydınoğulları zamanında 13’üncü yüzyılda yapılmış. Ki bu yazı ve bu tür yazılar da yarımada.org internet sitesinde yayınlanmıştı, gazete sizlere ömür. Yarimada.org. internet gazetesi esasen gerek Anaksagoras heykeli kuruluşu, gerek Trafo binalarının resimlendirilmesi, meydana saat konulması, Kaya Kilisesi, Akpınar, Urla kalesi, Yahudi mezarlığı Kocadağ İnkaya mağarası vs. hakkında bilgiler içeriyordu. Kekliktepe Bryela evleri ile aramda olan dere yatağının betonlaşması hikayesi de gün gün yayınlanmıştı (minik yok oluş öyküsü). Orta çağdaki sazlık olan Urla’da birçok kaynağın Tabaklar ve Akpınar deresine katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Şimdiki Bryela sitesinde bundan 25 yıl önce kuyuda su seviyesi yüzeye 2 metre kadar yakındı. Artık buralarda su seviyesi 50 metrenin altında.
Turist rehberleri için tarih de anlatarak Helvacı camii, Kamanlı camii, Denizli köyü camii ve Urla (Klizman) kalesi çok güzel Bağ yoluna alternatif bir gezi olur. Umarım Urla gezi portföyünde yakında sunulur. Rehberlerin bilhassa Mehmet Emeç ile birkaç saat geçirerek bilgi edinmelerinde fayda olur.
Urla Sungurlu ve Akpınar Camii
Urla Sungurlu ve Akpınar Camii
Paylaş: