İktidarın uydurduğu pembe masalların aksine tam anlamı ile bir şiddet ve perişanlık faciası yaşanmaktadır. Can güvenliği tamamen kaybolmuştur. Sokak ortasında, herkesin gözü önünde, kadınlar vahşice katledilmektedir. Suça bulanmış, uyuşturucuya esir düşmüş gençler, her tarafta dehşet saçmakta; Ahmet Minguzzi gibi masumları, pervasızca öldürmektedir. CHP Genel Başkanı, herkesin önünde saldırıya uğramaktadır. (Kaldı ki, bu kaçıncı saldırıdır? Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Baykal, Meral Akşener vs. birçok lidere aynı saldırılar yapılmıştır.) Suçlular cezasız kalmakta, elini kolunu sallayarak dolaşmakta, politik muhalifleri hedef almakta; hırsızlar, sapıklar, psikopatlar, saldırganlar, sokakları doldurmaktadır.
-Eskiden; sivil polisler, tüm kritik bölgelerde görev yapar ve suçların önlenmesinde başarılı olurlardı. Şimdi; İktidar talimatları çerçevesinde, hukuki haklarını kullanmak isteyen gençleri ve muhalifleri ezmekle, dövmekle, meşgul olmaktadırlar. Suçlular pervasızlaşmaktadır.
-Her tarafı, çeteler ve mafyalar işgal etmiştir. Haraç furyası başlamıştır. Kurşunlamalar olağan hale gelmiştir.
-Ne maden facialarının, ne Kartalkaya faciasının, ne de diğer suçların müsebbipleri için, yapılan bir icraat yoktur. İstifa etmek ferasetini gösteren de mevcut değildir. Aksine; Bilirkişi raporlarına müdahale edilmekte, Soruşturma izinleri verilmemektedir. Suçlular korunmaktadır. Yargıya olan güven sarsılmasına sebep olunmaktadır.
-Ormanlarımız, kıyılarımız, su kaynaklarımız, yandaşlara peşkeş çekilmektedir. Tam anlamı ile bir doğa faciası yaşanmaktadır. Meselâ; Akbelen'de, tam anlamı ile bir facia, orman katliamı yaşanmıştır. Yeşil alanlar, çöle dönmüştür. Kömür filân da çıkmamıştır. 750 dönümlük alan talan edilmiş; 100 bin ağaca kıyılmıştır. (Aslında; milli ve yerli kavramı bir aldatmacadır. Zira; Sonuçta yer altı ve yerüstü zenginliklerimiz, yabancı firmalara; Kanadalı'lara, ABD’lilere, İngilizlere, vb. peşkeş çekilmektedir.) Ve halâ; Tam bir ÇEVRE FACİASINA sebep olacak; Başta Sazlıdere Barajı olmak üzere, su kaynaklarına, tarım alanlarına zarar verecek, KANAL İSTANBUL'da ısrar edilmektedir. Her taraf betona boğulmakta, 24 bin konut planlanmaktadır. (AKP Döneminde; İstanbul’daki gökdelen sayısı 4’ten 257’ye çıkmıştır.) Korku ile beklenen DEPREM’e karşı ise tedbirler ihmal edilmektedir. En büyük vebal de, Çevre Bakanlığı'nın sırtındadır. Rant hırsı, ülkemizi mahvetmektedir. Tüm milli servetimiz yandaşlara peşkeş çekilmektedir.
-Ülkemizde ve dünyada; Yasa dışı bahis, uyuşturucu, Borsa ve Piyasa Dolandırıcılıkları, ön planda yer almaktadır. Bahis cirosunun 8 trilyon euro (2 trilyon eurosu yasa dışı) olduğu ifade edilmektedir. Uyuşturu kârının 426 ila 652 milyar dolar olduğu ifade edilmektedir. Ülkemizde, 12-14 milyon bahisçi olduğu bildirilmektedir. Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 36 büyük kumarhane mevcuttur. 2023 yılında 168.-Bin; 2024’te 233bin site kapatılmıştır. 280 bin kiralık kasa,3300 sanal pos cihazı iptal edilmiştir.
-Kara para aklanmasında; Güzellik merkezleri, Sanat Galerileri, Oto Galerileri, Lüks Restoranlar, Hayali Turizm, vb. kullanılmaktadır. Elbette, kumarhaneler en önemli mihraklardır. Ağırlık Rus oligarklardadır. (Kıbrıs, Dubai, Malta, Gürcistan, vb. ülkeler, kara para aklama merkezleridir. Hem Kuzey hem Güney Kıbrıs oligarkların; Rus ve ABD ajanlarının işgalindedir.
-Falyalı ve muhasebecisi Cemil Önal cinayetleri iyi etüt edilmelidir. Nedir, bu (5’i kayıp) 45 kaset olayı? Üst düzey görevlilere ve çocuklarına yönelik iddialar? Astronomik rüşvet iddiaları? Rus ve ABD şantajları konusu? Rusya'da tanıtımı yapılan, Ermeni istihbaratçıların yazdığı, Hakan Fidan kitabı? Ortada, gerçek anlamda BEKA SORUNUMUZ'u ilgilendiren, bir risk vardır. Ama, ne yazık ki; iktidarımız bu konuda duyarsızdır. Üç kuruş gelir uğruna, kumarı teşvik etmekte; kamu bankalarına olan astronomik borcu ödemeyen Demirören grubuna her türlü tavizi vermektedir. At yarışlarının ölçüsünü kaçırmaktadır. Girişimci iş adamı dediği, kumar patronunun banka ve televizyon almasına izin verilmektedir. Altın kaçakçısı milletvekilleri ile ilgili hiçbir işlem yapılmamaktadır.
“Terörsüz Türkiye" safsatası abartılırken;
-Terör örgütleri, Lozan şehrinde, KÜRT ENSTİTÜSÜ kurmuştur. Ülkemiz için büyük bir tehlikedir. Ve hala "Barış Masalları" anlatılmaktadır. Ülkemiz parçalanmak istenmektedir. İsrail şımartılmaktadır. Hedef İran'dan sonra, Türkiye’dir.
-Netice olarak; içeride de, dışarıda da, başarısız bir iktidar vardır. Ülkemizin ve özellikle gençlerimizin geleceği, çok ciddi tehlikededir. Suça sürüklenen genç sayısı 206 bindir. 50.293 çocuk dilenmektedir. %22,4 ü yatağa aç girmektedir. 26 bin tecavüz olmuştur. (En son, Diyanete bağlı, İstanbul Bahçelievler Kur'an kursunda 17 tecavüz vakası tespit edilmiştir. Ne yazık ki, bu tür iğrençlikler çok daha fazladır.) 31çocuk intihar etmiştir. 742 evladımız iş kazasında ölmüştür. 1 MİLYON 584 BİN evladımız eğitim dışındadır. 19.708 Köy Okulu kapatılmıştır. Doğum normal mi olsun, sezaryenle mi, Önce mevcutlara sahip çıkalım. Terör mihraklarına da taviz vermeyelim. Bölücülere inanmayalım.
Ülkemizin perişanlık tablosu
Ülkemizin perişanlık tablosu

Paylaş: