.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Türkiye'de tekstil üretimi nasıl yok olma noktasına geldi?

Okuma Süresi: 6 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Ege Bölgesi ve Çukurova’nın tarihsel pamuk üretimi nedeniyle Osmanlı döneminden bu yana Avrupa ülkeleri için tekstil ve hazır giyim merkezi olan Türkiye, son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon ve artan üretim maliyetleri nedeniyle ihracat pazarlarındaki vitrinini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Hazır giyim ve tekstil üreticileri, sektördeki istihdam kaybının 350 bine dayandığına işaret ederek hükümetten acil bir destek paketi açıklanmasını talep ediyor. Çarkların dönmediğine dikkat çeken sektör temsilcileri, “Bizi büyük bir felaket bekliyor” uyarısında bulunuyor.
Türkiye'de tekstil üretimi nasıl yok olma noktasına geldi?
Paylaş:
Türkiye, 1980’li yıllarda yaptığı yatırımlarla dünyanın sayılı hazır giyim ihracatçısı oldu. Pandemi öncesinde dünyanın altıncı büyük ihracatçısı olan hazır giyim ve tekstil sektörü, büyük bir kriz yaşıyor. Sadece birkaç yıl öncesine kadar hem Avrupa Birliği (AB) hem de ABD pazarında boy gösteren Türk şirketleri, yüksek maliyetler nedeniyle üretimlerini Mısır gibi daha ucuz ülkelere taşıyor. Son birkaç yılda Mısır'da üretime başlayan Türk şirketlerinin sayısının  200'e ulaştığı ifade ediliyor. Konkordato Takip verilerine göre 2025 yılında 289 tekstil firması konkordato ilan etti. Bu sayı her geçen gün daha da artıyor. 

“Devlet tekstili gözden çıkardı”
Son dönemde yaşanan konkordato, iflaslar, üretimin yurtdışına taşınması ve ekonomide yaşanan durgunluk, perakende sektöründe endişeye yol açtı. Önde gelen giyim perakendecilerinden Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, geçen hafta bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bizi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız. Devlet, hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı” dedi.
Etkinlikte Kiğili markasının 1960 yılından günümüze uzanan yolculuğunu anlatan Abdullah Kiğılı da Kiğılı, sektörün geleceğinden endişe duyduklarını kaydetti. Kiğılı, “İş öyle bir noktaya gidiyor ki üretici bulmakta sıkıntı çekeceğiz. Bizi bekleyen en büyük felaket bu. 6 ay sonra üretim duruyor. Anadolu’da fabrikalar kapanıyor. Üretim Mısır’a kayıyor. Çok sık bir araya gelmemiz lazım. Bizi bekleyen büyük bir tehlike var. Üretim olmazsa malı nasıl yerine koyacağız. Bugün burada söylüyorum, sıkıntılar başlıyor” şeklinde konuştu.

“Zor bir dönemden geçiyoruz”
Aynı etkinlikte konuşan LC Waikiki’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise zor bir dönemden geçtiklerini belirterek, “Bugün 55 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Perakende sektörü AVM’lerle büyüdü. Burada edindiğimiz tecrübelerle yurtdışında büyüdük. AVM’ler olmasaydı bizim caddelerde büyümemiz mümkün değildi. Yurtdışında bu kadar büyüyorsak Türkiye’deki tecrübelerle oldu. AVM’lerle perakende sektörü et ve tırnak gibi. Zor bir dönemden geçiyoruz ama önemli olan etki alanımızda daha iyi ne yapabilirize odaklanmak. Enflasyonu, faizi indirme imkânınız yok ama işlerimizi nasıl daha iyi hale getirebilir, maliyetleri nasıl daha iyi yönetebilirize odaklanmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

İhracatı düşüyor, ithalatı artıyor
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) verilerine göre, 2025 yılında Türkiye hazır giyim sektörünün dünya pazarlarından aldığı pay 35 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 3'ün altına geriledi. Türkiye'nin bu alandaki en önemli rakipleri olan Çin, Bangladeş, Vietnam gibi ülkeler ise 2025'in ilk yarısında yüzde 10'u aşan büyümeye imza attı. İhracatın 2025 sonunda 17 milyar dolara gerilemesi bekleniyor. Hazır giyim ithalatı ise 2022'den bu yana yaklaşık iki kat artarak 5 milyar dolara dayandı. Son üç yılda yüzlerce şirket de kapısına kilit vuruldu. Hazır giyim ve tekstil sektöründeki toplam istihdam kaybının 322 bini bulduğu belirtiliyor.

Üretici Mısır’a gidiyor
Hazır giyim ve tekstilin üretim üssü Mısır oluyor
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada 2023 başından itibaren enflasyonla mücadele kapsamında dövizin baskılanması ve faizlerin yükselmesi ile birlikte Türk hazır giyim ürünlerinin giderek pahalandığını söylüyor.
Son birkaç yılda 400-500 dolarlık çalışan maliyetinin 1200 dolarlara kadar çıktığına vurgu yapan Şeref Fayat, "Bugün geldiğimiz noktada yakın coğrafyadaki rakiplerimizden yüzde 40, uzak coğrafyalardaki rakiplerimizden ise yüzde 50-60 pahalı hale geldik. Bu süre zarfında tekstil ve hazır giyim sektöründe 322 bin kişi işini kaybetti. 2025 sonu itibariyle ihracat kaybımız da yıllık 4-5 miyar doları bulacak" diye konuşuyor.
Sektörde kaybedilen iş gücünün yeniden toparlanmasının mümkün görünmediğini kaydeden Fayat, kalabalık çalışan sayısına sahip, büyük üretim yapan şirketlerin Mısır'a yöneldiğini hatırlatıyor. Fayat, şu görüşleri dile getiriyor:
"Mecburen sektör küçüldüğü yerden yola devam edecek. Zaten artık miktar olarak daha az, değer olarak daha yüksek üretime geçiş yaşıyoruz. Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörü, şu anda Mısır'ı bir üretim üssü gibi kullanıyor. Büyük adetli üretimler ABD ve AB pazarına kotasız satış yapılabilen Mısır'a kayarken düşük adetli ama yüksek kaliteli üretim Türkiye'de kalacak. Şu an sektör bu değişimi yaşıyor."

"Rekabet gücümüzü kaybettik"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Fikret Kileci, hazır giyim ve tekstil sektörünün yıllar boyunca Türkiye'nin dünyadaki en güçlü vitrinlerinden biri olduğuna işaret ediyor. "Avrupa pazarına yakınlığımız, kaliteli üretimimiz ve hızlı teslim kabiliyetimiz bizi rakiplerimizden ayırdı. Ancak bugün ne yazık ki farklı bir tabloyla karşı karşıyayız" diyen Fikret Kileci, enerji maliyetleri, işçilik giderleri ve hammadde fiyatlarındaki artışların üretim ve ihracatı kilitlenme noktasına getirdiğini söylüyor.
Bu sorunlara döviz kurlarının enflasyonla mücadele amacıyla baskılanması da eklenince, Türkiye'nin Asyalı rakiplerine göre rekabet gücünü kaybettiğini ifade eden Kileci, "Aynı kalitede mal üretiyoruz ama fiyat rekabetinde Asya'daki üreticilerin gerisine düşüyoruz. Siparişlerin bir kısmının alternatif ülkelere kaydığını görüyoruz. Bu sektörümüz açısından acı bir gerçek" diyor.


ESKİNAZİ: ARTIK ÇIKIŞ YOLU YOK
 
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, sektöre dair karanlık bir tablo çizdi. Eskinazi’ye göre günden güne eriyen sektörün hiç çıkış yolu kalmadı. Eskinazi, “Bu sıkıntıyı iliklerimize kadar hepimiz hissediyoruz. Artık çıkış yolu yok. Entübe olduktan sonra hastaya verilecek ilaçların faydası yok. Öyle bir hale geliyoruz ki bu gidişle destek mestek de kurtarmayacak. Sektörde kapıyı kapatacağız. Bir daha açacağız. Hani bir bilgisayar bozulduğunda açıp kapatınca kendine gelir ya, galiba sonunda öyle olacak. Artık sektörü bitirdiler, çok moral bozukluğu var sektörde. Günden güne eriyor sektör. En büyük sektör eriyor” dedi.
 
“En büyükler bile sıkıntılı”
 Abdullah Kiğılı, Vahap Küçük gibi sektör temsilcilerinin değerlendirmelerine dair Eskinazi “Biz bu yorumları 2 senedir yapıyoruz. Aynı şeyleri söylüyoruz. Onlar yeni söylüyor, biz iki senedir söylüyoruz. Aramızdaki fark bu. Çıkış yolu yok. Kapanıyor, çıkış yolları. Görünüyor ki sektörün bütün katmanlarında aynı sıkıntı yaşanıyor. Sadece kobilerde değil, en büyüklerinde bile yaşanıyor” dedi.


SERTBAŞ: SEKTÖRÜ YAŞATMAK İÇİN DESTEK ŞART

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, günden güne kan kaybeden hazır giyim sektöründe desteklerin artırılması gerektiğini söyledi. Sertbaş, özellikle istihdam yoğun hazır giyim sektörünün ayakta kalabilmesi için krediye erişimin kolaylaştırılması, döviz dönüşüm desteğinin artırılması ve istihdam teşviklerinin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Sertbaş, “Yeni yıl yaklaşıyor, asgari ücret artışı ile beraber birçok kalemde fiyat artışı olacak dolayısıyla döviz aynı yerde kaldığı sürece ya da benzer artışları sağlamadığı sürece daha da kötüye gider hale geleceğiz” dedi.

Sektöre devlet desteğinin önemini vurgulayan Sertbaş, “Özellikle de istihdam yoğun sektörlerin yaşaması adına devlet nezdinde de birtakım çalışmalar olduğunu duyuyorum. Ama neler olacağını tam olarak bilemiyorum. Merkez Bankasının ihracatçıya uyguladığı döviz dönüşüm desteği var. Yüzde 2’ydi yüzde 3’e çıkardılar. Ay sonunda bitecek, fakat bu desteğin devam edeceğini umuyorum. Onun en az yüzde 10’lara çıkması gerekiyor ki hazır giyim ihracatçısı nefes alabilsin. Hazır giyim, kredi kullanmak zorunda olan bir sektör. Hele hele enflasyon arttığı dönemlerde iç piyasada vadeli mal almakta zorlanıyoruz ama müşterilerimizin vadeleri devam ediyor. Dolayısıyla kredi kullanamadan döndüremez durumdayız. Krediye ulaşım çok zor ve pahalı. Bunun bir şekilde ihracatçıya kolaylaştırılması gerekiyor. Çünkü bizim o kadar faiz ödeyecek durumumuz yok onun düşülmesi lazım. Son 1-2 senedir çoğumuzun bilançoları bozuk durumda. Yılbaşından sonra daha da kötü bilançolar çıkacak. Dolayısıyla kredi kefaletlerinin de yeniden şekillenmesi lazım. Gerçekten ihtiyacı olan, elinde siparişi olan firmalara bir şekilde kredi desteği verilmesi lazım” dedi.

İstihdam desteklerinin devam etmesi ve artması gerektiğini kaydeden Sertbaş, “Bu desteklerin daha fazla artması gerekecek. Yine asgari ücret artışı gelecek. Zaten asgari ücretle çalışan arkadaşlarımız çok kalmadı. Asgari ücretteki artış tüm şirketteki artışa tekabil ediyor. Asgari artış oranında maaş alıyor çalışanlar. Herkes o oranı bekliyor. En yoğun istihdam olan sektör hazır giyim sektörüne destekler lazım. Geçmişteki döviz kuru enflasyon açığını kapatamamışken başka açıklar gelmemesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Vazgeçemeyeceğimiz bir sektör, hazır giyim” diye Sertbaş, “Dünyanın kabullendiği bir ülkeyiz bu sektörde. Bunları bir kalemde silip atamayız. Bunları el birliğiyle yaşatmamız lazım. 2022’de 1 milyon 200 bin istihdam varken şu anda 900 bine düştü. Böyle giderse çok daha geriye gidecek. İşsizliğin olduğu bir ülkede istihdam kaybını göze almamamız gerekiyor. Umarım devlet sektöre gerekli destekleri verip yaşamasını sağlar” diye konuştu.