.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Türkiye Zeytinciliği… Bizim Yere Göğe Sığdıramadığımız Köklü Mirasımız

Okuma Süresi: 2 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Türkiye Zeytinciliği… Bizim Yere Göğe Sığdıramadığımız Köklü Mirasımız
Türkiye Zeytinciliği… Bizim Yere Göğe Sığdıramadığımız Köklü Mirasımız
Paylaş:
Ülkemizdeki zeytinciliği, nesilden nesile aktarılan zeytincilik kültürünü tanıyor musunuz? Ben en iyi bildiğim üretim bölgesinden söz edeyim; mesela Ege köylerini bilir misiniz? Ege’nin çalışkan, inançlı, zeytin üreticiliğine hiç şahit oldunuz mu? Şehrin ışıltılı marketlerinden satın alınan, mutfakta bir biblo gibi sergilenen şık şişelerdeki zeytinyağının, o şişeye doldurulana dek kimlerin emeğinden geçtiğini düşündünüz mü?
Köylünün zeytinini toplama sürecine, zeytinyağı üreticisinin üretim sürecine tanık oldunuz mu hiç? Zeytin mevsiminde, Ege’nin ayazında, havanın soğuğunda, elleri çatlayana kadar zeytinini toplayan köylüyü gördünüz mü? O köylünün, topladığı mahsulü, zeytinyağı fabrikasına, -ki fabrika olarak nitelendirmek usulden değildir, yağhane denilir-; “yağhaneye” getirdiğindeki sevincini, üreticinin ve çiftçinin, her üretim sezonunda sanki bayram yapar gibi zeytinyağına kavuşmasını gördünüz mü? Cumhuriyetten itibaren ülkemizin ilk sanayi tesislerinden olan yağhaneleri, en önemli tarım faaliyeti olarak kabul edilen zeytinciliği bilir misiniz?
Lütfen bilelim ve görelim. Çünkü bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, doğrudan zeytincilik faaliyetlerini ve zeytinlik alanları etkiler nitelikte...
Bu nedenle, tam da bu hafta,  Ege’nin köylerini, yağhanelerini, yüzyıllık zeytin ağaçlarını, zeytinciliğin coşkulu çalışkanlığını, sağlanan istihdamı, ülke ekonomisine çalışarak/üreterek katkıda bulunduğuna inanan, köylüsünden sanayicisine herkesin alçakgönüllü mutluluğunu düşünmek, görmek ve bilmek zamanı...
Çünkü biliyorum ki; görürsek, bilirsek; TBMM’ye sunulan ve kamuoyunun itirazları ile karşılaşan yasa teklifinde yer alan ve “zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetine izin verilemeyeceğine” ilişkin engelleri ortadan kaldıran düzenlemelere yüreğimiz elvermeyecek, aklımız bu değişikliklere yatmayacak.
Görürsek ve bilirsek; 26.1.1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesinin yıllardır korumakta olduğu “zeytinlik alanlara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliğe zarar verecek tesis yapılamaz” hükmünün fiilen bertaraf edilmesi hiçbirimizin kabulü olmayacak
Görürsek ve bilirsek; bu hafta Genel Kurul gündeminde yer alacak düzenleme; zeytinliklerin bulunduğu sahalarda zeytin ağaçlarının taşınmasını ve madencilik faaliyetlerine izin verilmesini öngörürken, zeytinlik alanların taşınmayacağı, taşınsa da hiçbir zaman eski vermini veremeyeceği, bir dekordan öteye gidemeyeceği tüm dünyada kabul edilmişken, zeytincilerin tüm güçleriyle “olmaz, olamaz” dedikleri “zeytin taşınabilir” gibi bir argumanda ısrarcı olmayacağız.
İnanıyorum ki... Ülkemizde zeytincilik faaliyeti bulunan herhangi bir köyü düşünürsek, bir gün can kulağıyla sektör temsilcilerini dinlersek; 3573 sayılı Kanunun 20. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez.” Hükmünü korumak herkesin ortak hedefi olacak....
Barışın, emeğin, bereketin, direncin ve üretimin simgesi, ülkemizde milyonlarca kişinin doğrudan geçim kaynağı olan zeytincilik, bu hafta Yüce Meclisten koruma bekliyor… Zeytincilik sektörü, kanun teklifinin gündeme geldiği ilk günden beri aynı dili kullanıyor, “Zeytin Partiler Üstüdür, Siyaset Üstüdür...”
Bu bakış açısıyla, tüm karar vericilerin ortak kültürel mirasımızı, ülke zeytinciliğimizi, köylümüzü, üreticimizi koruyacak nitelikte karar almasını tüm kalbimle diliyorum...