Mutluluğun ulusların refah düzeyi ile bağlantılı olduğunu dünyada ilk kez yazan İskoçyalı düşünür ve ekonomi uzmanı Adam Smith olmuş.1776'da yazdığı kısa adıyla "Ulusların Refahı" başlıklı 1094 sayfalık kitabı, ekonomi ve refah alanında yayınlanan ilk kitap olmuş, bazı uzmanlarca serbest piyasayı savunduğu için Avrupa'ya yön veren bir eser olarak tanımlanmıştır. Kitap gerçekten Batıya yön veren kitaplar listesinde. Birinci sırada ise Makyavel'in Prensi var.
Avrupa önemli bir dönemden geçerken aynı yıllarda 1768-1774 Osmanlı Rus savaşı sürmektedir. 1774'de yapılan Küçük Kaynarca Anlaşması ile Kırım'ın bağımsızlığını kaybeden ve ağır savaş tazminatı ödemek zorunda bırakılan Osmanlının donanması Ruslar tarafından Çeşme'de yakılır. Dönüm noktası sayılan bu savaştan sonra Osmanlı İran Savaşı (1774-1779) kazanılır. Osmanlı bir buçuk asır Pers İmparatorluğunu yönetir. İran adını ilk kullanan ve bunun tescilini 1935'de sağlayan Rıza Şah Pehlevi.
Bu koşullarda Osmanlı İmparatorluğu içinde Osmanlı hanedanı hariç mutlu bir hayat yaşayan tebaa bulmak zor.
Geçenlerde bir İngiliz basınında gördüğüm küçük bir ölüm ilanı tüm bunları düşünmeme neden oldu. Damdaki Kemancı filminin başrolü ile büyük başarı ve ün kazanan neredeyse sanat hayatının tümünde bu rolü oynayan İsrail Devlet sanatçısı Haim Topol, 23 Mart 2025'de 87 yaşında hayatını kaybetmiş. Yapılan törenlerle Tel Aviv'de toprağa verilmiş. 1971 yapımı filmde onun sütçü Tevye olarak "Ah bir zengin olsam" şarkısı Türkiye'de de çok tanındı. Hatta Ankara Devlet Tiyatrosunda Cüneyt Gökçer'in oynadığı Tevye rolündeki üstün performansının günlerce sanat sayfalarında yer aldığını hatırlarım. Filmin konusu Ukrayna'nın Anatevka köyünde yaşayan ve Rusya'nın tehdidi altında olan sayıca küçük bir Yahudi toplumunun çektiği sıkıntılar.
Peki Türkiye mutlu bir ülke mi? Mutluluktan kasıt kahkahaların atıldığı, gülücüklerin bol olması değil hayattan tatmin olmak, hayatı zevk ve sevinçle yaşamak söz konusu.
Gallup Enstitüsü tarafından yapılan ve Birleşmiş Milletler destekli Dünya Mutluluk Raporuna göre 146 ülke içinde en mutlu ilk beş ülke Finlandiya, Danimarka, İzlanda, İsveç ve Hollanda. Türkiye 94. sırada. Nepal, Gürcistan ve Laos'dan sonra geliyor. Türkiye'den sonra Güney Afrika, Mozambik, Gabon, Fildişi Sahilleri geliyor İran ise 99. sırada ve -1,1 oranıyla en mutsuz ülkeler arasında. Finlandiya'nın mutluluk oranı 7,52 iken Türkiye'nin oranı 5.Türkiye'nin mutsuz ülkeler arasında olmasının nedenleri diğer mutsuz ülkeler gibi yaşam kalitesinin ve standartlarının düşük olmasından kaynaklanmakta. Bu genel kavramların içerikleri ise sayılamayacak kadar çok ve geniş kapsamlı. Bu kavramların içine demokrasi, yargının bağımsızlığı, ekonominin işleyişi, eğitim ve gelir düzeylerini katmak gerekir Son zamanlarda gittiğim İtalya ve İngiltere'de çeşitli gelir düzeylerindeki insanların dışarıda yemek yiyebildiklerini, fermente edilmiş üzüm suyu yanında kağıt içinde pizzalarını, kızartılmış balıklarını (fish and chips) paylaştıklarını gördüm. İtalya'da 10-15 Euro olan bu yemeğin karşılığı Türkiye'de 35-40 Euro'dan fazla.Şık görünümlü bu genç kadın ve erkeklerin bankalarda veya yakınlarındaki Bakanlıklarda çalışanlar olabileceğini düşündüm. Publarda ve küçük restoranlarda ayaküstü öğle yemeklerini yedikleri belli idi. Dışişleri Bakanlığına girdiğim yıllarda öğle tatillerinde meslektaşlarımla Kızılay'daki mekanlarda yemek yiyebiliyorduk. Ancak bugünün yüksek fiyatları ile her öğlen dışarıda yemek artık imkansız.
Bu kadar mutsuzluktan kısaca söz etmişken bir de mutluluk haberi vermek isterim. İran ve ABD, Tahran'ın nükleer programına ilişkin Muskat'ta yapılan ilk tur dolaylı görüşmeler sonrası ikinci tur uzmanlar düzeyindeki görüşmelerini İtalya'nın daveti üzerine 19 Nisan 2025'de, Roma'da yapmışlardır. İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi'nin bu görüşmelerdeki yapıcı tutumu nedeniyle taraflarca "Toplantıların Yıldızı" olarak seçildiği Al-Monitor ve Avrupa basınında yer almıştır. Umman Dışişleri Bakanlığının açıklamasına göre, taraflar İran'ın nükleer silah bulundurmayacağı ancak barışçıl amaçla nükleer enerji geliştirebileceği konusunda uzlaşmaya yaklaşmışlar.26 Nisan 2025'de Muskat'ta yapılacak üçüncü turda bu yönde bir anlaşmanın kesinleşeceğini düşünmekteyim. Tabii bazı uzlaşılar gibi "Dostlar alışverişte görsün" kabilinden göstermelik bir uzlaşı da olabilir. Uzlaşının sağlanması yanı başımızda bir savaş endişesini de şimdilik ortadan kaldırıyor denebilir. Trump'la birlikte dünya da değişmekte. ABD'nin Çin'e karşı başlattığı ve şimdilik bir duraksamaya giren ticaret savaşında, Çin'in son zamanlarda kendisinden çok önce ayrılan ve demokrasisi bakımından Çin'e "kötü örnek" olan Tayvan üzerinde askeri uçaklarını uçurması mı ABD'yi ticaret savaşında durdurdu sorusuna bir yanıt bulmak için beklemek gerekiyor.
Yıldönümünü geçtiğimiz çarşamba günü kutladığımız 23 Nisan 1920, Türkiye için her zaman önemli bir tarih olacaktır. Ulu önder Gazi Mustafa Kemal'in kendi ifadesi ile "23 Nisan karanlıktan aydınlığa kavuştuğumuz gündür Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun" 23 Nisan 2025'de, millet egemenliğine, açılan Meclis ile adım atılan ve bunun dünyaya ilan edildiği günün 105.yıldönümünü kutladık. Atatürk bu günü gelecek kuşaklara emanet etmiştir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının daha nice yüzyıllar kutlanması en içten dileğimizdir.
Türkiye ve dünya mutlu mu?
Türkiye ve dünya mutlu mu?

Paylaş: