Büyük Britanya Kralı Kral III. Charles'ın daveti üzerine 6-18 Eylül 2025 tarihlerinde, bu ülkeye resmi bir ziyarette bulunan Trump'ın Londra'daki temasları sırasında, Arap Zirvesinde, Arap ve Arap olmayan liderlerin önlerine konulan ve içeriği bilinmeyen 21 maddelik çözüm planı hazırlanmıştır diyebilirim. Bunu İngiliz İstihbarat Başkanı (MI6), Britanya'nın Ankara eski Büyükelçisi Richard Moore'un geçtiğimiz hafta İstanbul'da Tepebaşındaki İngiliz Başkonsolosluğunda yaptığı açıklamalarından yaptığım değerlendirmeye bağladım. Moore, Türk basınına da açık olan bu toplantıda Başar Esad'ın Suriye'yi terk etmesinden sonra iş başına gelen/getirilen Ahmet al Şara ile ilk görüşenlerin kendileri olduğunu belirtti. Bu açıklama esasen İngiliz Hariciyesi ve İstihbaratının ne kadar etkin çalıştıkları ve konulara hakimiyetlerini göstermesi bakımından önemli. Bu nedenle diplomasiden çok ticarete ağırlık veren Trump'ın neden İngiltere ziyaretine önem verdiğini göstermekte. Britanya Başbakanı Sir Keir Starmer ile yaptığı görüşmede Gazze konusunun gündemin birinci maddesi olduğu Financial Times gazetesinde kayıtlı.
ABD'nin Britanya'ya yapacağı yatırımların dudak uçurtan rakamlarını görünce Windsor Kalesinde altın çatal kaşıkların, olağanüstü menünün neden hazırlandığı anlaşılıyor. Britanya'nın Gazze'yi tanıyacağını ilan etmesi de bu 21 maddelik listenin temelini oluşturmuştur denebilir.
Sayın Cumhurbaşkanının Trump için Ukrayna savaşını durduracaktı yapamadı, Gazze'de de savaşı sonlandıramadı şeklinde Fox News Televizyon kanalında yaptığı açıklamaya ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun dolaylı yanıtı ise oldukça kötü. Rubio'nun " Çoğu Devlet adamının sorunları çözmemiz için yalvardıklarını" belirtmesi hatta buna Sayın Erdoğan'ın da dahil olduğunu" açıklaması Başkan ve ekibinin diplomasi dilini ve kurallarını nasıl hiçe saydıklarını göstermekte. Hele Trump'ın ikili görüşmelerin açılış konuşmasında "hileli seçimleri en iyi o bilir "diyerek Erdoğan'ı işaret etmesi yine gereksiz, diplomatik dile uymayan kaba bir yorumdu. Trump'ın rahip Brunson'un serbest bırakılmasını hatırlatması ise aba altından sopa göstermek olmalı. Zira Brunson'u isterken Sayın Cumhurbaşkanına gönderdiği mektubun içeriği hakaret ve tehdit dolu. Trump esasında bu mektubu hatırlatma.
Sayın Erdoğan ve Trump arasındaki görüşmelere ilişkin ayrıntılar hergün ortaya dökülecek ve şaşırtmaya devam edecek gibi duruyor. 25 Eylül 2025'de yapılan ikili görüşmelerin arkasından bir de nükleer enerji anlaşmasının imzalandığının ortaya çıkması gecenin ayrı bir sürprizi oldu sayılır. Trump, Türkiye'nin Rusya'dan doğal gaz alımını durdurmasını istedi. Türkiye bunu durdurursa bu kış hangi enerji kaynağı kullanılacak? Rusya'ya olan borç nasıl ödenecek? Trump ABD'ye hasım ülkelere uyguladığı CAATSA denilen cezayı ne zaman kaldıracak?
Siyasal Bilgiler Fakültesinde ABD denince ilk öğretilen bu ülkedeki "checks and balances" yani kontroller ve dengeler sisteminin önemi olurdu. Artık bu görüşmelerden bu sistemin de yürürlükten kalktığını gördük.
Hele ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barack'ın " Erdoğan'a meşruiyet verdik " demesi ise bardağı taşıran son damla olmalı. Meşruiyeti seçimle ancak halk verebilir. Barack'ın diğer kayda değer bir açıklaması ise Türkiye'nin "otoriter bir demokrasi" olduğu. Tüm bunlarla ilgili resmi açıklama yapılmalı. Halk Bankası davasının ise yine gündeme taşındığı belirtiliyor. Zaman içinde bu dava süreci de Türkiye'nin gündemine gelecek.
Sayın Cumhurbaşkanının sandalyesini Trump'ın tutması, öğle yemeğinde, Türk aşçıların hazırladıkları yemekleri sunmaları protokolde Türk heyetine gösterilen hoşluklar kapsamında sayılır. Ama sözler kayıt altına alındığından cevap verilmesini gerektirir.
Görüşmelerde ABD tarafından gündeme getirilen Heybeliada Ruhban Okulunun açılacağını belirten Sayın Cumhurbaşkanının bu ifadesi bazı çevreleri korkutmuş olmalı. M.S. 451'de Kadıköy'de yapılan ve Kadıköy Konsili olarak bilinen bu Konsile 630 Hristiyan din adamı katılmış olup Konsilde Fener Patrikhanesini eşitler arasında birinci (Primus inter pares) seçilmiş evrensel kilise olarak tanımlanan "ekümenik" unvanı bu Konsilde verilmiştir. Bu tamamen dinsel bir tanımlamadır. Patrikhanenin dünyadaki cemaatini kapsayan bir unvan olup Türkiye Cumhuriyeti ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı birkaç kez yinelemiştir. Sayın Cumhurbaşkanının bu beyanı açık kaynaklarda mevcuttur. Heybeliada Ruhban Okulu açılırsa ne olacak? Dünyanın her yerinden Ortodoks din adamları gelip burada eğitimlerini tamamlayacaklar. Rum Ortodoks denilince akla sadece Rum ve Yunanlılar gelmemeli. Patrikhanenin cemaati Japonya'dan Kanada'ya kadar uzandığı düşünülürse her ulustan Ortodoks din adamına açık olacaktır. Okulun açılması Türkiye'nin tanıtımı için de önemli. Dünyanın her yerinden gelen din adamları Türk kültürünü yakından yaşayıp onun hoşgörüsünü yakından görecekler.
Sayın Cumhurbaşkanının ziyareti sırasında MI 6 Başkanının İstanbul'da kendi kurumunda çalışanları için toplantı düzenlemesi yine yorumlara açık. Başkan Moore bunu Türk istihbaratını atlayarak yapacak kapasitede bir diplomat değil. Muhakkak Fidan ve Kalın'ı ziyaret etmiştir. Görevinde beş yılını dolduran Moore'un İstanbul seçimi duygusal nedenlerle mi yoksa bölgedeki tüm MI 6 ajanlarının katılabilmesini sağlamak için mi? Moore'un bu toplantısına MI 6'in başına geçecek ilk kadın da katıldı. Ancak onun tanıtımı yapılmadı. MI 6'in başı James Bond filmlerinde Judi Dench'in oynadığı M kod adlı ajan oldu. Ancak Dench yaşının ilerlemesi nedeniyle bu rolü artık oynamayacağını açıkladı.
Türk halkını ise Trump ve Erdoğan görüşmesi, kaç uçak satın alındığı gibi konular ilgilendirmiyor. Onları ilgilendiren hangi markette ne indirim yapılmışla başlayan geçim sıkıntısı ve oy verdiği Partilere Belediye Başkanlarına yönelik davalar.
Artık dış politika eskisi gibi iç politikayı etkilememekte. Dışişleri Bakanlığı ise kurumsal olarak iyice zayıflatıldı. Bu da dış politika yapımı ve izlenmesinde çok başlılığa neden olmakta.
Devlet Başkanından ziyade büyük bir holdingin CEO'su gibi davranan Trump için Sayın Cumhurbaşkanının ABD ziyareti başarılı mı? Bu ziyarette Trump ev ödevi vermiş bir öğretmen gibiydi. Türkiye içinse bir şey değişmedi. Yine doğal gazını Rusya’dan alacak.
O zaman bu ziyaretler neden önemli? Dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan ziyaretler olduğu için diyelim.
Trump Erdoğan görüşmesinin ardından
Trump'ın Erdoğan görüşmesinin ardından
Paylaş: