Türkiye'de Hacivat ile Karagöz, Uzak Doğu’da Ramayana vb Endonezya'da ise Wayang Kulit, Wayang Golek geleneksel gölge oyunları çok sevilir. Hacivat ve Karagöz'ün, Osmanlı döneminde Bursa'da yaşadıkları bilinir ve doğaçlama atışmaları ile halkın gönlünde taht kurmuşlardır. Her iki karakter ya perdenin arkasında ya da önünde oynayan kuklalardır. Wayang Kulit ise deriden yapılma karakterlerdir. Wayang Kulit 2003'de, Karagöz ve Hacivat 2009'da UNESCO tarafından "kültürel değer" olarak kabul edilmişlerdir.
Endonezya'daki görevim sırasında resmi vesilelerle sık sık davet edildiğim bu gösterilerin 9-10 saat sürenleri de var. Wayang Kulit ve Wayang Golek gösterileri yerde oturarak seyredilir. Endonezya demişken Gazi Mustafa Kemal, Cava ve diğer adalarda en sevilen ulusal kahramandır. Türk olduğumu duyan Endonezyalılar ister devlet erkanı ister esnaf olsun ilk ifade ettikleri "Mustafa Kemal" ismidir. Onun ismini her duyduğumda çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. O nedenle Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto'nun TBMM'nde yaptığı konuşmada, Atatürk'ten övgü dolu cümleler kullanmasına hiç şaşırmadım. Cakarta'daki Türk Büyükelçiliğinin bu büyük saygı ve sevgiyi Ankara'ya iletmesi gerekirdi. Artık umursamazlık mı diyelim bir çeşit "endişe" mi diyelim göndermemişler. Bunu yetkililerimizin şaşkınlık dolu bakışlarından anlamak mümkün oldu. Dışarıdan atanan Büyükelçileri çok çok başarılı bulanlara duyurulur.
Günümüzün en usta gölge oyunu karakteri ise ABD'yi daha zengin kılmak için ticaret savaşlarını başlatan ABD Başkanı Trump. Çin'e uyguladığı % 145'lik gümrük vergisine kendi ülkesinden tepkiler gelince akıllı telefonlar, bilgisayar ve elektronik eşyaları gümrük vergisi dışında tuttu. Çin aynen karşılık veririm deyince duraksamaya geçti. Diğer ülkelere uygulayacağı gümrük vergilerini 90 gün için askıya aldı. ABD dış politika ve dış ticareti tam bir komediye dönüştü sayılır.
Esas mücadelesi ise İran ile olanı. İran'ın nükleer silah yapımında kullanılan uranyum madenini zenginleştirmesi sonunda İsrail'in de isteği üzerine İran- ABD nükleer program görüşmelerini başlattı. Arabulucu olmak isteyen dünyanın en zengin ülkelerinden Oman Sultanlığının başkenti Muskat'da, Oman Dışişleri Bakanı Bedir al-Busaidi'nin aracılığında 2025 Nisan ayı başlarında görüşmeler başladı. İki ayrı salonda oturan tarafların birbirlerine olan taleplerini Bakan Busaidi getirip götürdü. Bu tip görüşmelere aracılı veya dolaylı görüşmeler deniyor. İran tarafının başkanlığını Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi ABD heyetinin başkanı ise Orta Doğu uzmanı olarak diğer çatışma bölgelerinde görüşmelere katılan Orta Doğu uzmanı Özel Temsilci Steve Witkoff.
ABD, İran'ın bölgede kuvvetlenerek bir güç olarak ortaya çıkmasını istemiyor. Aynı görüşte olan ve İran'ın varlığını kendisine yönelik bir tehdit olarak algılayan İsrail de ABD'nin destekçisi. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun son ABD ziyaretinde İran konusunun gündeme geldiği İngiliz "Financial Times" ve Amerikan "The New York Times" gazetelerinde geniş şekilde yeraldı. Toplantılardan önce Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA)Genel Direktörü Rafael Grossi de İran'ın % 60 oranında zenginleştirilmiş 275 kg uranyuma sahip olduğunu açıklaması olayların boyutunu değiştirdi sayılır. Grossi'nin bu konudaki zamanlaması manidar diyelim.
Tüm bunlar 2010'da İran'a bu programlar nedeniyle uygulanan ekonomik yaptırımların ülkeyi ekonomik bakımdan sarsması ile başlamış. 2015'de ABD, AB Rusya, Çin ile İran arasında yapılan bir anlaşmada Atom Enerjisi Ajansının istediği zaman İran'a giderek uranyumu kontrol etmesini ve nükleer programı sınırlamasını kabul etmesiyle İran'a uygulanan yaptırımlar kaldırılmış ancak ABD, Trump'ın ilk Başkanlığı sırasında 2018'de İran'la yapılan anlaşmalardan çekildiğini açıklamıştır.
12 Nisan 2025 cuma günü Trump İran Cumhurbaşkanı Ali Hamanei'ye " İran'a silahlı bir müdahalede bulunabilirim" diye o meşhur tehdit dolu yazılarından veya mektuplarından birini gönderince doğrusu endişelenmedim değil. Yanı başımızda bir savaşın hem de nükleer bir savaşa dönüşme ihtimali olan bir savaşın Türkiye'yi etkilememesi imkansız. Trump'ı böyle bir savaşa kışkırtan Başkan Yardımcısı J.D. Vance, İran'a olan düşmanca tavırlarını açıkça belirten Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio.
İran uzmanları ABD'nin Katar'daki üslerini İran'a yapılacak bir askeri müdahale için kullanamayacağı zira Katar'ın İran'la arasının iyi olduğu cihetle bir savaşta taraf olmak istemediği İngiliz yorumcular tarafından ifade edilmekte. Kanımca ne İsrail ne ABD sonunu göremedikleri bir savaşa girmek istemezdiler.
Cumhurbaşkanı Ali Hamanei ise Trump'ın mektubuna karşılık askeri müdahaleden çekil öyle görüşelim diye bir yanıt verdiğini açıkladı
Neyse ki molla rejimi olmasına rağmen eski bir devlet geleneğinden gelen İran'ın itidalli tavrı, İran'ın BRICS içinde ve dışında Rusya ve Çin ile yakın dostane ilişkileri, istikrarlı dış politika izlemesi Trump'ın geri vites almasına neden oldu denebilir.Türkiye'de ise dış politika alanında bir sessizlik hüküm sürmekte. Güney Kıbrıs Yönetimini tanıyan dört Orta Asya Cumhuriyeti'nin (Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve sonradan katılan Kırgızistan) büyükelçi atamaları, KKTC'nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın oğlu Başbakan eski Yardımcılarından Serdar Denktaş'ın "Türkiye'nin, Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açması gerekir" şeklindeki açıklamaları, Kıbrıs üzerine oynanan/oynanacak oyunları açıkça sergilemekte.
Türkiye'de ise gündem daha değişik. İskandinav ülkeleri kadar büyüklükte İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilerek yakın çalışma arkadaşları ile birlikte tutuklanması, tüm bunların ekonomiyi sarsması ve iddia edilen rakamlara göre 50 milyarlık bir kaybın mali dengeleri bozması gündemin başına oturmuştur. Tüm bu gelişmeler anında TV kanalları sayesinde dünya tarafından izlenmiştir.
Hele sokağa inen öğrencilere şiddet kullanılması yüreklerimizi dağlamış, olayların haberi yabancı TV kanallarında birinci sırada yer almıştır.
Biran önce demokrasi kurallarının işletilmesi iç ve dış politika dengesini dolayısıyla ekonomik istikrarı da sağlayacaktır. ABD'nin tutarsız politikaları nedeniyle dünya ekonomik durgunluğa doğru hızla gitmekte bunu unutmamak gerekir.
İtalyanlar Roma'da, Irak ise Bağdat'ta ikinci tur görüşmeler için davet ettiler ancak İran'ın tercihi Oman'dan yana oldu. Şimdi yeni görüşme tarihine karar verilmek üzere.
ABD 'nin taleplerinin başında İran'ın Uranyum ve nükleer silah projelerini tamamen terketmesi geliyor.
Çevremizde tüm bunlar olurken Güney Kıbrıs Rum Yönetimini tanıyan ve Büyükelçi ataması yapan Orta Asya Türki Cumhuriyetler Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan'dan sonra Kırgızistan ile birlikte dörde çıktı. Avrupa Komisyonunun Nisan başında düzenlediği ilk zirve olan AB- Orta Asya Zirvesine katılanlardan Tacikistan hariç hepsi Güney Kıbrıs'ı tanımış oldular. Tacikistan da sıradadır. O da AB'nin verdiği 12 milyar Euro'luk yatırım fonundan pay almak ister. SSCB dağıldıktan sonra Orta Asya Devletlerini tanıyan ilk Türkiye olmuş, bu ülkelere her alanda büyük destekler sağlayan Türkiye'nin layik olmadığı bu tutumlara Türk Dışişleri Bakanlığından henüz bir açıklama yok.
Trump'dan Gölge Oyunları
Trump'dan Gölge Oyunları

Paylaş: