JP Morgan'ın global makro araştırma biriminin başındaki Luis Oganes’e göre, küresel ekonomik büyümenin önündeki en büyük zorluk “Trump'lı ABD'de neler olabileceğinin öngörülememesi.” Çünkü ABD, 25.5 trilyon doları aşan GSMH ile dünyanın en büyük ekonomisi. Para birimleri de tüm ülkeler için rezerv. Dünya ekonomisi Trump iktidara gelmeden önce de sorunlarla baş başaydı. Pandemi süreci ve Ukrayna Savaşının defisitleri henüz arkada bırakılamadı. ABD'de ve Euro bölgesinin 2.7 ve 2.2'lik enflasyon oranları, halen son yılların rekor oranları. Düşen ekonomik büyüme oranları ve artan işsizlik verileri de işin vahametini arttırmıştı!
Bu ortamda, Trump'ın ABD'nin en büyük ticari ortakları olan Çin, Kanada ve Meksika'ya karşı gümrük vergisini arttırma politikaları Lois Oganes'in sözleri ile “fazlası ile izolasyonist ve korumacı ekonomik politikalar.” ABD'nin Çin, Kanada ve Meksika'dan yaptığı toplam ithalat geçen yıl bir trilyon 357 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Peterson Enstitüsü uzmanlarından eski IMF baş ekonomisti Maurice Obstfelt de artırılan gümrük vergileri yüzünden bu ülkelerin çok ciddi etkilenebileceğini ancak nihai olarak ABD'nin de zarar göreceğinin altını çiziyor. Obstfelt, bu düşüncelerini şu örnekle açıyor: Örneğin Amerikan otomobil sektörü için bu üç ülkeye yayılmış bir tedarik zinciri var, bu denklemi bozarsanız bu sektörde baş edilemez sorunlar yumağı ile karşı karşıya kalırsınız! Yakın zamanda gördük ki, bu kararlar sadece ekonomik etkiler olarak karşımıza çıkmıyor, son dönemde dünyaca popüler bir lider olan Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun politik yaşamının sonlanmasında da başat bir faktör oldu!
Amerika, ikinci dünya savaşı sonrası küresel bir siyasi, ekonomik ve askeri lider pozisyonuna geçti ve dolayısı ile de özellikle batı dünyası ekonomisinin lokomotifi olarak günümüze kadar ulaştı. BM ve NATO gibi kuruluşlar sayesinde de siyasi düzeni istediği gibi kurguladı. Yale Üniversites ve Fernand Braudel Merkezi öğretim üyesi Immanuel Wallerstein gibi müelliflere göre, ABD'nin bu konumu çoktan aşınmaya başlamış durumda. Onlara göre, her güçlü ülke, ekonomisi ile büyür, ardından askeri güçle genişler, sonrasında da bu hal sürdürülemez olur ve bir ekonomik krizle düşüşe geçer. Elbette bu sadece teorik bir yaklaşım değil, elde somut veriler de var: Dünya Bankası raporları, ABD'nin ulusal borcu için dile getirdiği rakamları 35 trilyon dolarların üzerinde deklare ediyor. Ayrıca artık küresel ticarette Çin'in gerisinde ve liderliğini kaybetmiş durumda. IMF ve Council on Foreign Relation gibi kuruluşların araştırmaları, doların küresel rezerv para statüsüne alternatif çalışmaların her zamankinden daha fazla yoğunlaştığını gösteriyor.
Görünen o ki, ABD'nin, dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü olmaktan uzaklaştığı zamanlar yaşıyoruz. İktidara gelen ister Trump olsun isterse Kamala Harris, ortak hedef olarak ABD'nin bu çöküşünü durdurmak mümkün değilse yavaşlatmak için politikalar uygulamak zorunda idiler. Ama yapılacak bir şey de yok gibi, çünkü bu çöküş, yapısal ve sistemik sorunlar nedeni ile var olduğu için, bu politikaların durumlarını kurtaracak bir etkisi de olamayacaktır. Elbette bu bir süreç, bir tırın ani freni ile belirli bir mesafede durması gibi, hegemonik güçlerin gerilemesi de onlarca yıllar içinde gerçekleşir.
Bugün, halihazırda ABD'de var olan ve FED Başkanı Powel'ın da paylaştığı dört temel sorun bağlamında gümrük vergileri, göçmen politikası, kamu maliyesi ve düzenlemeler, ekonomik sürdürülebilirliği kuşkulu hale getiriyor. Potansiyel yeni ekonomik güç olacak Çin de sorunsuz değil! Dünyanın ikinci büyük ekonomisi bu ülke 1,5 milyarlık nüfusuyla bir dev. Yavaş büyüme, yüksek genç işsizlik ve emlak sektöründeki kriz ile başı dertte.
Yazının başlığına dönersek, Trump'ın rasyonel bir ekonomi politiği var! Önümüzdeki 50 yıl içinde ABD'nin küresel liderliğini korumaya çalışıyor. Potansiyel lider adaylarından Avrupa Birliğini Brexit ile ekarte etti, Rusya'yı Ukrayna Savaşı ile güçsüzleştirdi, sadece Çin kaldı odağında.
ABD Başkanı kim olursa olsun, yapısal sorunları nedeni ile önümüzdeki on yıllar boyunca, ABD kronik bir hapşırığa mahkum olacağından, dünyanın geri kalanı da elbette nezle olmaya devam edecek!
Trump ekonomisi rasyonel mi?
Trump ekonomisi rasyonel mi?

Paylaş: