Tereyağından kıl çekmek Türkçede mecazi anlamda sık kullanılan bir deyim. Bir işi sessizce, kavga, gürültü çıkarmadan halletmek. Trump'ın Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin Suriye ile olan güney sınırında sessiz sedasız kurmak istediği önce özerk sonra bağımsız Kürt Devletinde olduğu gibi. Trump önce bu bölgedeki Kürtleri birleştirerek Suriye'deki merkezi yönetime bağlılıklarını sağladı. Yeni Suriye yönetimi ve Devlet Başkanı Ahmet al Şara bu durumu memnuniyetle karşıladılar. Suriye'de Kürtlerin birleştirilmesi tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşti.
Türkiye'de "Kürt Açılımı veya Terörsüz Türkiye" projesi hiç de Trump'ın istediği gibi gitmedi. Bir kere PKK fesih bildirgesinde Türkiye'nin kurucu belgesi hatta "tapusu" sayılan Lozan Antlaşması ile 1924 Anayasasını reddetti. Bu Türkiye'de tepkilere neden oldu. Görüşmeleri sürdüren DEM Partisinin "Türkiye Halkları" ve "eşit yurttaşlık" gibi toplumu ayrıştırmaya yönelik sözleri Türkiye'de bu işlerin Trump'ın istediği şekilde ilerleyemeyeceğini gösterdi. Toplumdaki tepkiler üzerine Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaparak Lozan'dan ödün verilmeyeceğini belirttiler.
Suriye Devlet Başkanı ise Suriye toprakları üzerinde özerk/bağımsız yapılar kurulmasına izin vermeyeceklerini ifade etti. Her ne kadar Trump'ın Orta Doğu turu sırasında Riyad'a gelen Hasan al Şara, Trump'la 14 Mayıs 2025'de görüşse ve Trump Kulelerinden Şam'da yapılmasını da talep etse 20 Mayıs 2025'de ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, birkaç hafta içinde Suriye'de bir iç savaşın çıkacağını ve Hasan al Şara'nın başındaki geçiş hükümetinin sona ereceğini belirtmesi ABD'nin Suriye'ye verdiği önemi göstermekte. Rubio'nun bu görüşleri abartılı bulunsa da ABD şimdiden Şara yönetiminden memnuniyetsizliğini belirtmekte.
Yıllardır TV ekranlarında izlediğimiz "Görevimiz İmkansız / Mission Impossible" benzeri bir CIA komplosunun Şara'yı düşürmesi söz konusu olabilir. Suriye'nin Lazkiye yakınlarındaki Rus deniz üssüne yapılan saldırı bunun ilk emareleri olabilir mi?
Suriye'de bu gelişmeler olurken İsrail hergün 100'den fazla Filistinliyi Gazze'de hava ve karadan yaptığı saldırılarla katletmekte. Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri Trump'ı hediyelere boğar, bir trilyon Dolara yakın yatırımı Trump'a verirken yanı başlarında bu katliama ses çıkaran olmadı. Açlık ve sefalet içindeki Filistinlilerin kuvvetli bir sesi olacak bir devlet henüz yok. Belki de Trump bu nedenle İsrail'e uğramadı: birinci neden dünya kamuoyunun tepkisini çekmemek, ikincisi de İsrail'in Gazze'yi biran önce boşaltmasını sağlamak.
Trump'ın Ankara'ya atadığı Lübnan asıllı emlak ve yatırım uzmanı milyarder işadamı Büyükelçi Tom Barack 21 Mayıs 2025'de itimatnamesini Sayın Cumhurbaşkanına sundu. Sunar sunmaz da Trump ona Suriye Özel Temsilciliği görevini verdi. Bunlar hep planlı programlı atamalar.
16 Mayıs 2025'de, İstanbul'da toplanan Ukrayna Rusya heyetleri ateşkes üzerinde anlaşamamış her iki taraftan 1000'er savaş esirinin takasında karar kılmışlardır. U şeklindeki masanın bir tarafında Ruslar takım elbise ve kravatlarıyla Ukrayna heyeti ise askeri üniformaları ile yer almışlar. Toplantı moderatörlüğünü de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yapmış. Bir sonraki toplantı yeri için yeni Papa'nın heyetleri davet ettiği diğer bir seçeneğin ise İsviçre olduğu haber ajanslarına yansıdı. Rusya'nın zaman kazanma girişimlerine karşılık AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya'ya yaptırım uygulanacağını açıkladı. Trump bu savaşın kendisi ve Putin birlikte masaya otururlarsa sona ereceğini açıkladı. Toplantı yeri olarak İsviçre veya Vatikan'ın seçilmesi bunun ilan edilmesi hep bir plan dahilinde. Vatikan deyince Vatikan'a ait emlaklar tüm İtalya'da çok sayıda. Bunların içinde Roma'da İspanyol Merdivenlerine yakın bir sarayın yüksek tavanlı, rönesans resimleri bulunan salonları kiraladıklarını görevim sırasındaki deneyimlerimden biliyorum.
Bu arada yeni Papa XIV. Leo'nun Kayserili olduğu bile ileri sürüldü. Vatikan'da görevli İtalyan bir rahip arkadaşım, her yeni Papa seçildiğinde akraba olduklarını ileri sürenler, aile köklerinin o ülkeden geldiğini iddia edenlerin bulunduğunu belirterek yeni Papa'nın babasının İtalyan ve Fransız ailelerden geldiğini, annesinin atalarının Afrika, Fransız ve İspanyol kökenli olduğunu ifade etmiştir. Rahip, annesinin babası Joseph Martinez'in Dominikli olup Afrika ve Haiti kökenli olduğunu belirtmiştir. Yani özetle Kayseri bağı kesinlikle yok.
Papa'nın Kayserili olduğu iddia edilirken Vatikan Papa'nın soy ağacını çoktan çıkarmış.
Hazine ve Maliye Bakanı M. Şimşek'e Katar'da sorulan soruların başında İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanma nedeni gelirken uzun vadeli yatırımların ancak yargının bağımsız olduğu zaman geleceğinin ifade edilmesi Türkiye'nin Arap olsun olmasın bütün ülkelerce yakın takipte olduğunu gösterir. Bu nedenle yargının bağımsızlığı, sansürsüz bir basın, ifade özgürlüğü ile ekonominin ne çok bağlantılı olduğunu gösteriyor. Trump'a pahalı hediyeler veren Arap ülkeleri Hazine ve Maliye Bakanına Türkiye'deki durumu soruyorlar. İtalyanların dedikleri gibi: İnanılmaz ama gerçek.
Tereyağından kıl çekmek
Tereyağından kıl çekmek

Paylaş: