Sömürgeler ve başkanlar
Sömürgeler ve başkanlar
Paylaş:
Yaşadığımız sistem tam bir sömürge sistemi. Sözüm ona liyakat ile demokrasi oyununda bir kısım oyu temsil etme becerisini gösterenler olayı gizli veya aşikâr şekilde kendilerine yontuyorlar. Çapa yapan işçi işi ağırdan alarak nasıl zamandan çalıyor ise, örneğin şöyle diyor, “Bu paraya bu iş yapılır mı? Gelsin patron sıkarsa kendisi yapsın bu kadar tarlayı. Esasen hakkım daha fazla olmalı. Eh göz hakkı diye bir şey var mahsulden bir iki heybeye eve götüreyim.” Yani her sözleşmenin bir kendisi bir de gölgesi var. Gölge çok artınca mahsul kalmayıveriyor. Politikacı da aynen öyle. Ama ben namusluyum. Saçı bitmemiş yetimin her kuruşta hakkı var ben seçmene karşı dürüstüm derken pekiyi nasıl mı çalıyor? Basit. Maaşı dolgunca kendisi karar veriyor. Saçı bitmemiş yetim 25 yılda emekli olurken bu çok daha çabuk emekli oluyor ve on misli maaş alıveriyor. Parlamenterler bir kooperatif kuruyorlar. Sistem anında çalışıyor parlamenter sitesi, tatil köyü veya her ne ise için izinler bir sihirli el tarafından alınıveriyor. Saçı bitmemişin kooperatifi salyangoz hızı ile ilerleye dursun. Tabii çimento demir az biraz daha ucuz ve çabuk parlamenter kooperatifinde. Politik olarak rakip olanlar kooperatifte anında dost ve ortaklar. Tıbbi hizmet mi gerek? Sadece parlamentere değil ailesine ve hatta yaşamdan ayrıldıktan sonra kızlarına da yaşam boyu aynı maaş ve dünyanın her yerinde bedava sağlık hizmeti. Evet, evet eğer evli ise bu maaş yok ama bakın bakalım kaç parlamenter kızı boşanıvermiş. Parti kur, koruman olsun, parasını devlet versin. Meclis lokantasında yemek ye çarşıda ödeyeceğinin onda birini öde. Oğluna kızına ucuz krediler al oteller, gemicikler al taşınacak mal zaten garanti. Git yurtdışında şirket kur. Sonunda şair dayanamıyor 1912 de yazıyor: Bu milletinki mustarip, bu milletinki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Oğlu Haluk ise bu ilkeler doğrultusunda yetişmiş çalamıyor çırpamıyor gidiyor bir bambaşka bir yurtdışı saadet zincirine halka oluveriyor. Oradan da ¨tertemiz¨ emeklilik. Sınır ötesinde sömürge kalmayınca kendi ülkeni sömür.
Bir bakan tanıdım, rahmetli oldu, yirmi yıl önce bir hafta boyunca Gümrük ve Tekel bakanlığına Bakan yurtdışında iken vekalet etmişti. Dört kez evime geldi ve dört kez büyük şişe rakı hediye getirdi her seferinde de anlatmıştı bakanlığa vekalet ettiğinde bu özel rakıdan aldığını. Kaç kasa kaça aldı ve depoladı ise artık. Sonunda frenler patlıyor ve milletvekili trafik cezalarını da meclis yani halk ödesin isteyiveriyor. Tam bir sömürge ülkesinde artık. Tevfik Fikret yetiş!
Türkiye böyle de ABD farklı mı? İki kez öldürülmesi denenen Trump ve Musk ABD de bürokrasiye ve sisteme girişti. Binlerce bürokrat işinden oluyor. Özel bakım hastaneleri olan son kullanma tarihleri birkaç on yıl önce geçmiş olan senatörler ve sistem tedirgin. Bakalım neler olacak? Üçüncü suikast girişimi? Sistem çıkarlara çomak sokulmasından fazla hoşlanmıyor. Bu arada savaşlar oluyor. Savaş endüstrisi sevdiği milletvekillerinin seçim kampanyalarını destekliyor, uyumsuz olanların kampanyalarını köstekliyor. Çarklar bir şekilde dönüyor. İnsanların hırsı bitmiyor ve kendilerini de kolayca inandırıveriyorlar yaptıklarının vatan millet ve de Sakarya için olduğuna. Tekrar seçim, onu hapse tık bunu sustur öbürünü besle aman iktidarda kal. Yahu ölüm diye bir şey var çok şükür!