Bazen haksızlıklar, duyarsızlıklar çok üstümüze gelir karamsarlığa kapılırız. Çetin Altan’ın deyişiyle “enseyi karartmaya” da gerek yoktur. Zira bu toprakların kadim kültürü hepimizi korur, kollar ve doğruyu buldurur. Bu anlamıyla, vaktini çoktan doldurmuş acılara çözüm arayışları bir silkinme ihtiyacını gündeme getirir. Böyle anlarda şahane insan evlatları ortaya çıkar ve kişilikleriyle “hayırlı” diye ifade edeceğimiz sonuca mesafeyi kısaltırlar.
Sırrı Süreyya Önder tam da böyle insanlardan biridir. Sırrı Süreyya, demokrasi fakiri bir ülkenin çilekeş aydınıdır. Ama vurguladığımız gibi o hep bir “insan evladıydı.” Ağzının içinde her daim “akide şekerleri” varmış gibi, bal üslubuyla insani sıcaklığını çevresine yayar, sarıp sarmalardı. Toplum nezdinde sahici bir itibar oluşturabilmek, omurgalı ve muteber bir kişiliğe kalıcı olarak dahil olabilmek, onun doğallıkla ulaşabildiği bir rütbesi, kalitesiydi.
Adıyaman Türkmeni oluşu, Kürt halkının önde gelen savunucularından biri olmasına engel teşkil etmesi düşünülemezdi, düşünmedi de. O, Anadolu’nun bir “kültür bileşkesiydi” adeta. Hesapsız ve samimi tutumu her yere, herkese geçiyordu. İçlerimizi acıtan gerçeklerimizi onun gülümserken duygulandıran ifadesiyle vicdanlarımızda hissederdik. Aynı zamanda çok önemli bir sanatçıydı. Duyarlılığını besleyen kanallardan bir tanesi de muhtemelen onun bu özelliğiydi. Siyaseti, insanlığa olan bir vicdan borcu gibi, bir sorumluluk bilinciyle yapar ve yaşardı. Mağdur ve mazlum bildiklerimizin her daim yanında yer almıştır. Sevgili Sırrı Süreyya Önder, bir an önce sağlığına kavuşmanı diliyoruz. Kalbimiz ve dualarımız seninle.
Sırrı Süreyya Önder
18 Nisan 2025, 15:45
Sırrı Süreyya Önder
Paylaş:
