Program sulanmaya başladı

Merkez Bankası faizi 2,5 baz puan indirdi. Böylece politika faizi %47,5’e geriledi. Bankanın faizi indirmiş olması, öyle anlaşılıyor ki işlerin iyiye gitmeye başladığı seklinde kanaatlerinden ve tespitlerinden kaynaklanıyor. Ancak böylesi bir pozitif dönüşü henüz piyasalar yaşamıyor. Her şeyden önce enflasyonun düzeleceğine dair beklentiler olumluya dönmüş değil. TÜİK enflasyonu bile %50’lere yakın. Arttırılan asgari ücret yine açlık sınırında. Tüm bir 2025 yılı için geçerli bir asgari ücretten söz ediyoruz. Yüzde 30 diye bir artış oranı hayatın gerçekliğinden kopuk. Dövizin baskılanması yüzünden dolar bazında değerlendirmeler yapılması da anlamsız. Yüzde 50 faizle kısa vadeli yarar umanların dövizlerini bozdurmasıyla oluşturulmuş misafir rezervlere, Merkez Bankası rezervlerine güvenilemez. Kamu yöneticileri tasarruf politikalarına kendileri açısından riayet etmiyorlar. Bütçe giderleri faize, memur ve emekli ücretlerine, maaşlarına gömülmüş durumda. Bütçe gelirlerini arttırmak amaçlı samimi vergisel reformlar kasıtlı yapılamıyor. Ne bir servet sorgusu ne de, özellikle gayrimenkul rantlarına yönelik bir vergileme eylemi var. Böyle olunca da ekonomik programın geniş halk kitleleri tarafından sahiplenmesi beklenemez. O sebeple gemisini kurtaran kaptan tavrı yine geçerli. Yani fiyat artışları durmayacak. Özellikle hizmetler sektöründe şimdiden emareleri görülmeye başlandı. Hele faizler de indirilmeye başlandığına göre tüketim daha da hızlanacak. Bu durumda asgari ücretli ve emekliler yönünden kâbus gibi bir süreç başlayacak demektir. İhracatçılar dövizin bastırılmış haliyle asgari ücretin yüzde 30 zamlı seviyesinde bile ücretin bin dolarlara yaklaştığı şikâyetini haklı olarak ifade ediyorlar. Aynı şekilde genel anlamda iş dünyası da yüzde 30 artışı bile karşılamakta çok zorlanıyor. Ancak faiz indirmek gibi esasında hiçbir gereği yokken siyaseten verilen kararlar çok muhtemel orta vadeli program hedeflerinde bundan sonrasına yönelik zafiyete yol açacaktır. Bağlı olarak faiz silahından kademeli vazgeçme niyeti döviz fiyatlarında da çok geçmeden ve gecikmeden kendisini gösterecektir. Dört yıl seçim yok, ekonomide tam düzeltme fırsatı deniliyordu. Ancak ne yapısal bir önlem var ne de faiz indiriminde görüldüğü üzere kararlı bir duruş. Bu faiz indirimi lastiğin hava kaçırmaya başlattığının ilk emaresi olmuştur.