CHP eski İzmir Milletvekillerinden Atilla Sertel, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesinde 10 yıl Başkanlık yapmış olan Orhan Ayber’in Fenni Mesul olarak yargılandığı 2020 Samos Depreminde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı davasından dolayı yattığı Şakran Cezaevinde rahatsızlanarak Bayraklı’daki Şehir Hastanesine kaldırıldığını duyurdu. 84 yaşındaki Ayber daha önce de hapishanede felç geçirmiş, buna rağmen 13 yıl 4 aylık cezasını evde geçirme imkanı sağlanmamıştı.
Milletvekili olmadan önce İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı da yapmış olan Atila Sertel duyurusunda, yaşam savaşı veren Orhan Ayber hakkında güzel anılarını da yansıtıyor: “Dürüst, namuslu bir insan, iyi bir aile reisi ve iyi bir babaydı. Uzun yıllar İzmir’de pek çok inşaata mühendis olarak imza attı.”
Dava süresince yapının yüklenicisi Şeraffettin Ağar, aynı arsaya yapılan 2 bloktan birisinin ayakta durduğunu diğerinin ise kolon kesildiği için yıkıldığını dile getirdi. Ama dinletemedi. Orhan Ayber de kolon kesilmesine dikkat çekerek bunun fenni mesul görevinden ayrıldığı 1999 yılından sonra yapıldığını ifade etti. Onu da dinlemedi yargı makamı. Oysa binanın yıkılmasından dolayı yiten canların acılarını dışa vuran duyguların değil adaletin egemen olması gerekmez mi?
Orhan Ayber gibi ülkemiz mühendislik uygulamalarına İMO yöneticisi olarak önemli katkılarda bulunmuş bir kişinin yargılanması sürecindeki eksiklikleri, bilirkişilerin hatalı ve eksik değerlendirmelerini daha önce GÖZLEM’deki köşemde belirmiştim.
İmalat hatasından dolayı yıkılıp tuzla buz olmuş binaların betonlarından numune almanın bilim dışı olduğunu kavramak için profesör olmaya gerek var mı? 30 yıl önce bugünkünden çok farklı yönetmeliğe göre yapılmış hesaplardan günümüzdeki yönetmeliğin koşullarını beklemek ne derece bilimsel bir yaklaşım? Yıkılan binaların yapımından bu yana kaç tane imar “affı” ya da “barışı” gerçekleştirildiğini, bunların da Orhan Ayber gibi inşaat mühendislerinin değil siyasi iktidarların sorumlu olduğunu değerlendiremeyen kişiler “bilirkişi” olarak görülebilir mi? Hepsinin ötesinde tasarlayarak kasten adam öldürme suçunda bile zamanaşımı süresi 30 yıl olarak uygulanırken deprem durumunda bu sınırın uygulanmaması adil bir yaklaşım mı?
GZÖLEM’deki analizlerinden okuyucularımızın iyi tanıdığı Orhan Ayber dostumuzun üzücü durumu depremlerden sonra teknik elemanların yaşandıklarından yalnızca bir örnek. 2023’teki Maraş Depremlerinden sonra 2 bini aşkın teknik eleman garip suçlamalarla hapis yatıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi hocalarının2-3 ay gibi kısa zamanda yazdıkları bilirkişi raporlarının sayısı 5 bine yaklaşmış durumda. Her gün 30-40 sayfa rapor yazılmış olsa bile yetişmez. Kopyala yapıştır yöntemleriyle yazılan bilirkişi raporlarındaki suçlamalarla yüzlerce inşaat mühendisi hapis yatıyor, davalar kesinleşene dek serbest kalmalarına imkan tanınmıyor. Bu konuda İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu sitelerinde çok önemli uyarı yazıları yayınladı.
İMO Raporunda vurgulamalar üzerinde de dikkatlice durmalı yetkililer: “Deprem yargılamaları ile bir kez daha ortaya çıkan ve sonraki depremlerde enkaz altında kalmamak adına yapılması gereken acil ihtiyaç ise betonarme konut yapı stokunun envanterinin çıkarılması ve mevzuat değişikliklerinde yapı stokunun gözden geçirilmesi ile yapıların düzenli olarak denetlenmeleri neticesinde gerekli görülen yapıların güçlendirilmesidir.”
Yazımı Sayın Sertel’in duygusal ifadeleriyle sonlandırmak istiyorum: “Orhan Ayber, adı sokaklara, parklara verilecek saygınlıkta bir yaşam sürdü. Depremleri sırasında yerle bir olan hırsız müteahhitler ellerini kollarını sallayarak gezerken “solcu” olduğu kamuoyunca bilinen Orhan abi göz göre göre ölüme yollandı.”
Yetkililerin ve depremde yakınlarını yitirmiş olan vatandaşlarımızın, intikam duygularını bir kenara iterek İMO’nun ve Atilla Sertel’in değerlendirmelerini dikkate almalarını ve Orhan Ayber’in cezasını evinde çekmesinin sağlanmasını dilerim.
NOT: Yazım yayınlandıktan hemen sonra GÖZLEM yazarlarından İnşaat Mühendisi Orhan Ayber Başkan ne yazık ki aramızdan ayrıldı. Orhan Ayber, gerek inşaat mühendisliği camiasına gerekse inançlı bir yurtsever olarak ülkemizin siyasi yaşamına büyük katkıları olan bir dostumuzdu. Sayıları 10'a yaklaşan imar aflarını çıkaranları görmezden gelerek adalet uygulamasını bir intikama dönüştüren bilirkişi ve yargı mekanizmasını kınıyor, çok sevdiği ailesine ve tüm dostlarına başsağlığı diliyorum.
Orhan Ayber serbest bırakılmalıdır
Orhan Ayber serbest bırakılmalıdır

Paylaş: