Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Mevlâm, sonumuzu hayırlı etsin…

Okuma Süresi: 9 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Mevlâm, sonumuzu hayırlı etsin…
Paylaş:
Ülkemizdeki inanılmaz gelişmeleri; ÇÖKÜŞÜ, KAOSU; koltuğu korumak uğruna teröre verilen tavizleri; Miadı dolmuş terörist başının (adeta) demokrasi havarisi konumuna getirilmesini; Terörün TBMM’deki uzantısı bir partiye güvenilmesini; Hem de bunun, kısa bir süre önce, milliyetçiliği kimseye bırakmayanlar tarafından yapılmasını; Büyük bir endişe, ibret ve dehşetle izliyoruz. İktidarın ve küçük ortağının, hâlâ, pembe tablolar çizmesine; gerçekleri saptırmasına; Ülkemizi bölmeye vesile olabilecek bu vahim durumu savunmasına (vatanını seven, parti ve cemaat taassuplarının kölesi olmayan, gerçekleri analiz edebilen, herkes gibi) tepki duyuyoruz. -Gerçek nedir? MHP Genel Başkanı'nın ve Binali Yıldırım'ın da açıkça ifade ettiği gibi; Cumhurbaşkanı'nın önünü açmak; Ömür boyu koltukta kalmasını sağlamaktır. Bunun için DEM'in oylarına ihtiyaç vardır. Ve her türlü taviz (aksi iddia edilse bile)verilebilecektir. Hatta teröristler için af bile düşünülebilecektir. Ülkenin geleceği; Ulus Devletin bütünlüğü; Türk kavramı ve Türkçemiz; riske atılacaktır. Bu vesile ile ABD ve AB gibi katıksız Türkiye düşmanları da tatmin edilecektir. -Ne yazık ki; Muhalefette de, oy kaygısı ile sessizlik hâkimdir. Hatta CHP destek vermektedir. İYİ Parti, BBP ve ZAFER partilerinin dışında, ciddi bir karşı duruş yoktur. (Bir de, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın vatansever görüşü mevcuttur.) Vatanımızın has evlatları, şehit ve gazilerimizin, Ailelerin hiç mi hatırı kalmamıştır? -Aslında, terörist başının çağrısı havada kalmıştır. Zaten, Türkiye'deki terörist sayısı minimuma inmiştir. Suriye ve Irak'taki gruplar da çağrıyı üzerlerine almamışlardır. En büyük tehlike de, Suriye'de yaşanmaktadır. Zira, "Suriye Zaferi" yaygarası fos çıkmıştır. Colani; İsrail, ABD, Fransa ve Suudi Arabistan'ın emri altına girmiştir. Bize sırt çevirmiştir. Güney Kıbrıs ile ilişki kurmuştur. PYD’yi tanımış ve petrol alımı yapmıştır. Vize uygulaması, Gümrük Vergileri, Ticari kotalar, nankörlüğün göstergeleridir. Ve biz hâlâ; mültecilere sağlanan avantajları ve avantaları sürdürüyoruz. Reklam edildiği gibi, Suriye'ye ciddi bir geri dönüş de olmadı. (Böyle, ekmek elden, su gölden hayatı, kim bırakır? Sömürü düzeni sürer gider. Biz de, Emevi Camii’nde namaz kılarak, avunuruz.) Netice de, dağ fare doğurmuştur. Tarihi zafer vs. söz konusu değildir. - İktidar, has evlât saydığı mültecilere ve teröristlere gösterdiği sempatiyi, kendi halkından esirgemektedir. Aksine, küçücük tenkitlere bile tahammül göstermemektedir. Hemen; tutuklamalar yapılmaktadır. Fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetleri; Can ve mal güvenliği yok edilmiştir. Ekonomi, eğitim, sağlık, hukuk düzeni, ahlaki yapımız, velhasıl tüm kurumlarımız çökmüştür. Yargı politize edilmiş, Yüce Dinimiz de dejenere edilmiştir. Rüşvet, torpil, yolsuzluklar, çeteleşme, mafyalar, uyuşturucu, kumar, fuhuş, kamu malı yağması, yeşil katliamları, ateizm ve deizm, zirve yapmıştır. Ve yapanın yaptığı yanına kâr kalmaktadır. Sağlık skandalları, soygun düzeni, her gün sayfaları işgal etmektedir. SGK soyulmaktadır. (SGK, 2024 yılında Özel hastanelere 50 milyar TL ödedi) Ama, denetimsizlik ve liyakatsizlik sonucunda, suçlular paçayı kurtarmaktadırlar. (Dünya Cezasızlık Atlasına göre, Avrupa'da birinci durumdayız. Hâlâ; Herkes bildiği halde, Bolu Otel yangınının failleri tespit edilmemiştir. Narin yavrumuzun katilleri de meçhuldür. Hiçbir bakan ve bürokrata dokunulmamaktadır. Deprem suçluları da yoktur.) -Halbuki, hapishaneler ağzına kadar doludur.403 cezaevinde; 371 bin 435 erkek; 17 bin 131 kadın; 3 bin 890 çocuk; toplam 392 bin 456 mahkûm vardır. 90 binin üzerinde, istiab fazlası mevcuttur. Nöbetleşe yatmaktadırlar. Bu yüzden de, af söylentileri yayılmaktadır. -Hedef, muhalefet yapanlardır. Rakiplerdir. Hâlâ, yıllar öncesinin gezi olayları kullanılmaktadır. İmamoğlu'nun her sözü ve 31 yıl önceki diploması, tahkikat konusu yapılmaktadır. (Belediyeler üzerindeki mali baskılar, insaf ölçülerini aşan boyutlardadır.) Birçok konuda, farklı düşünsem de; 4 bin 500 üyesi olan; İhracatın yüzde 80’ini, istihdamın yüzde 57’sini gerçekleştiren; Kurumlar Vergisi'nin yüzde 80’ini ödeyen, TÜSİAD yöneticilerine yapılan baskı da, tasvip edilmez. Gerçeklerin dile getirilmesinden, bu kadar da korkulmaz. Ümit Özdağ’ın tutuklanması da, ayrı bir demokrasi ayıbıdır. Aynı durum; devamlı olarak, haklarında dava açılan, tutuklanan, medya mensupları için de geçerlidir. Medyanın yüzde 83’ünün tam anlamı ile yandaş olması yetmiyor mu? İlle, herkes size övgüler düzmek zorunda mıdır? Yolsuzluk Ligi’nde, 180 ülke içinde, 107. olmamız sizi üzmüyor mu? -Hani terörle pazarlık yapılmazdı? Bunlara güvenilmezdi? Hiçbir taviz verilmezdi? Şimdi, ne oldu da, 180 derece değişiklik yaşanmaktadır? HÜDA – PAR dâhil, tüm bölücülere göz yumulmaktadır? Ve asıl BEKA SORUNU budur…