Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Lozan Antlaşması, pazarlık konusu olamaz!

Okuma Süresi: 2 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Lozan Antlaşması, pazarlık konusu olamaz!
Lozan Antlaşması, pazarlık konusu olamaz!
Paylaş:
Okuyucularım ve arkadaşlarım, “Öcalan açılışı adımını nasıl yorumluyorsun” diye soruyorlar.
Cevabım çok kısa oluyor; “Esası" da tartışırım da, asıl itirazım usule; Devlet, bir terörist ile "pazarlık masasına" oturmamalı!.. Devletin affedeceği "40 – 50 bin şehidimizin baş sorumlusu" Devletimize şart koşamaz.
O adımın ortaya atılmasının ve ‘görüşmelere başlanılmasının hemen ardından”, “TC’nin KURULUŞ ANTLAŞMASI Lozan’ın masaya konulması tartışmaları” da tüylerimi diken diken etti.
Bakınız “Lozan” anlaşma değil, “ANTLAŞMADIR!..”
O antlaşmaya ihanet edilemez!..
Bu konuda sayfalarca yazı yazabilirim, ama “daha fazla yazmak istemiyorum; ‘az ve öz’ 6 cümle ne düşündüğümü” okuyucularıma anlatacaktır!..

++++++

SÖZÜN ÖZÜ…

Dünyada hükûmet için meşru yalnız ve tek bir esas vardır. O da meşveretten ibarettir. Hükûmet için esaslı şart, ilk şart yalnız ve yalnız meşverettir.
Mustafa Kemal Atatürk (1921)
*Meşveret (Sözlük):  Danışma / İki veya daha fazla kişinin birbiriyle fikir alışverişinde bulunması.











++++++++

ERDEM VE POLİTİKA…

Cumhuriyet sadece bir rejimin adı değildir. Gelişmişliğe giden yolun nirengi noktası olup bir faziletler demetidir. Sorunların giderek yoğunlaştığı ve kirlenmenin her gün arttığı bir dünyada rejimlerin tartışması yapılıyor. Çokça sorunlarla boğuşan toplumumuzda sevgi kaynakları kurutulurken, kaba ve hoyrat ilişkiler cumhuriyetimizi tahrip emektedir. Oysa Türkiye’mizin Laik Cumhuriyet niteliğini koruyarak devamı yarınların aydınlığı için gereklidir.

Ali Naili Erdem

+++++++

19 Mayıs’ta Galatasaraylı olmak!
 
Türkiye, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken, Galatasaraylılar da “Süper Lig’te 25’inci şampiyonluğa ulaşarak ‘5’inci yıldızı’ taktılar” ve “çifte bayram” kutladılar…
Hem de en yakın takipçileri olan “3 büyüklerden” Fenerbahçe’ye 8 puan, Samsunspor’un da arkasına düşen Beşiktaş’a 30 puan fark yaparak…
Dahası, Fenerbahçe ve Beşiktaş “4’üncü yıldızı” bile takamamışken…
Süper Lig’de, Galatasaray’ın 25 şampiyonluğuna karşı, Fenerbahçe 19, Beşiktaş 16, Trabzonspor 7, Bursaspor ve Başakşehir de 1’er defa şampiyon olmuşlardır.

4 Ekim’de 90 yaşına basıyorum. 10 yaşında Kilis’te ilk okulda iken, ortanca dayım Hayati Erginbilgiç’in teşviki ile “Galatasaraylı” oldum.
Türk spor medyasının duayenlerindendirler, “küçük dayım” rahmetli Necati Bilgiç ve oğlu “kuzenim” Gürcan Bilgiç, Fenerbahçelidirler…
Beni “Galatasaraylı yapan” Hayati Dayım’a “bu teşviki için” hep dua etmişimdir, etmeye de devam ediyorum.
Şampiyonluğu kesinleştiren Kayserispor maçı gecesi ve 3-0’lık galibiyet sonrası, neredeyse sabaha kadar süren, hem de Amsterdam’dan, Van’a kadar uzanan “25’inci şampiyonluk kutlamalarını” TV ekranlarında seyrederken, milyonlarca Galatasaraylı gibi ben de mutluluğa doydum…
Galatasaraylı olmanın mutluluğuna…
Elbette ülke futbolunun 3 Büyüklerinin “diğer 2’sinin taraftarlarının da ‘aynı mutluğu’ yaşamalarını” temenni ederek…
Zira, “o büyükler olmasa idi”, Galatasaray’ın şampiyonluğu “böyle tarihe geçecek bir mutluluğu yaşatamazdı” taraftarlarına…
“Büyük rakipleridir” bir takımı “büyük” yapan… Onlara “teşekkür etmek” her Galatasaraylının vicdani görevidir!..
Sosyal medyada “Büyük Rakiplerimizi küçük göstermeye çabalayan” bazı Galatasaraylılar “aslında kazanılan şampiyonluğu küçük düşürdüklerinin farkında olmamışlardır”; yazıklar olsun!..
Galatasaray’a “6’ncı Yıldız” yolculuğunda başarılar dilerim…
++++++++