. Marka, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağında hem üretim gücünü artırıyor hem de Türkiye’nin gıda ihracatındaki yerini güçlendiriyor. Lezita’nın Genel Müdürü Mesut Ergül, markanın bugünkü konumu ve gelecek planları üzerine sorularımızı cevapladı.
- 2024’teki 75 milyon dolarlık ihracat başarısı hakkında neler söylersiniz? Hangi bölgelerde özellikle yoğun talep gözlemlediniz? AB’yle kurumsal süreçler sırasında ortaya çıkan en büyük zorluk ne oldu? Bu iznin Lezita’ya etkileri nasıl olacak?
Hedef pazara özel ürün ve satış stratejilerimiz sayesinde yurt dışında da tercih edilen bir markayız. 2024 yılında gerçekleştirdiğimiz 75 milyon dolarlık ihracatla, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) verilerine göre; "kanatlı eti" ihracatında 1’inci olduk. Uzun vadeli iş birliklerine odaklanıyor, yoğun Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirdiğimiz inovatif ürünlerimizi yeni pazarlara sunuyoruz. 70’i aşkın ülkeye aktif olarak ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatımızın kalbinde Körfez ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas yer alıyor. Öte yandan, Türkî Cumhuriyetler ve Balkanlar da ticaret hacmimizi her geçen gün artırdığımız, stratejik öneme sahip bölgeler arasında bulunuyor. Her ülkenin yerel dinamiklerine ve tüketim trendlerine uygun ürünler geliştiriyoruz. Avrupa Birliği’ne (AB) ısıl işlem görmüş kanatlı eti ihracatı için gerekli onayı alarak önemli bir eşik aştık. Artık AB ülkelerindeki tüketicilerle de yenilikçi ve lezzetli ürünlerimizi buluşturma fırsatımız var. Bu gelişme ile global pazardaki varlığımızı daha da güçlendirecek ve ihracat yaptığımız ülke sayısını artıracağız.
- Turquality destek programına dâhil edilmek ne ifade ediyor? Markalaşma ve global pazarlardaki görünürlük bakımından neler değişecek?
Turquality programına dâhil olarak, marka bilinirliğimizi artırma, pazarlama faaliyetlerimizi güçlendirme ve küresel rekabette daha iddialı hale gelme konusunda önemli bir destek elde ettik. Turquality, Türkiye’nin en seçkin markalarının yer aldığı bir program olması bakımından da bizim için çok değerli. Turquality'ye dahil olmak, Lezita'nın global marka olma hedefi için kilometre taşı. Program sayesinde, sürdürülebilir büyümemizi destekleyerek, Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı daha da ileri taşıyacağız. Global arenadaki rekabet gücümüzü artıracak, bir Türk markası olarak dünyada Türkiye’yi daha güçlü temsil edeceğiz.
- Kahramanmaraş’taki yeni entegre tesisin üretim ve lojistik planlarınızda nasıl dönüştürücü etkileri olacak? Bu yatırım bölgenin istihdamına ne tür katkılar sağlayacak? Bölgede kadın istihdamı gibi spesifik stratejiler var mı?
Kahramanmaraş’taki yeni entegre tesisimiz, Lezita’nın büyüme yolculuğunda stratejik bir dönüm noktası olacak. Tesis, coğrafi konumuyla hem iç pazar hem de ihracat açısından önemli avantajlar sunuyor. Özellikle Orta Doğu pazarına olan lojistik yakınlığı, Lezita’nın bu bölgelerdeki ihracat gücünü artıracak; daha hızlı ve etkin bir tedarik zinciri yönetimi sağlayarak bölgedeki varlığımızı güçlendirecek. İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerine de daha yakın olan tesisle iç pazardaki erişimimiz genişleyecek. Tesisin içerisinde damızlık üretiminden kuluçkahaneye, yem fabrikasından kesimhaneye kadar tüm entegre süreçler yer alıyor. Bu yapı sayesinde üretim verimliliğini artırarak Türkiye’de beyaz et sektöründe liderliği hedefliyoruz. Kahramanmaraş tesisimizle bölgedeki istihdamı artıracak ve ekonomik hayata değer katacağız. Depremden etkilenen bölgenin, ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine katkı sağlayacağız.
- Lezita’nın Ar-Ge odağında hangi yenilikçi ürünler veya teknolojik uygulamalar öne çıkıyor? Dijitalleşme süreçlerinde ne aşamadasınız?
Ar-Ge’ye ve inovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Üretim teknolojilerimizi geliştirerek kalite standartlarımızı artırıyor ve inovatif ürünlerle pazara yön veriyoruz. Ürün geliştirme süreçlerimizde sağlıklı, pratik ve yenilikçi çözümler sunmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda üretim teknolojilerimizi sürekli geliştirerek kalite standartlarımızı en üst seviyeye çıkarmak için çalışıyoruz. İzmir Kemalpaşa üretim tesisimiz, son teknolojilerle donatılmış Türkiye'nin en modern et entegre tesisi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi belgesine sahip.Ar-Ge faaliyetlerimizi sürekli ileriye taşıyoruz. Dijital dönüşüm, öncelikli alanlarımızdan biri. Dijital dönüşüm yolculuğumuza yeni yatırımlarla devam ediyoruz. Amacımız iş süreçlerimizi daha çevik bir şekilde yönetebilmek ve teknolojinin gücü ile değişen dünya düzeninde başarılı bir şekilde var olabilmek. Tedarik zincirinden envanter yönetimi ve müşteri taleplerine hızlı yanıt verme süreçlerine kadar dijital teknolojilerden en üst düzeyde faydalanıyoruz. Hedefimiz, bu dönüşümü hem üretimde hem de tüketici deneyiminde sürdürülebilir hale getirmek.
- Yeni tesis çevre dostu üretim teknolojileri ile mi dizayn edildi? Gıda atığı, su tüketimi ve enerji verimliliği gibi kriterlerde ne tür uygulamalar planlıyorsunuz?
Ürünlerimizi sürdürülebilirlik anlayışıyla tüketicilerimizle buluşturuyoruz. İzmir Kemalpaşa’da bulunan üretim tesisimizde, çevresel ayak izimizi en aza indirmek hedefiyle sürdürülebilirlik ilkelerine uygun, ‘doğa dostu’ çalışmalara imza atıyoruz. Daha az kaynak kullanımı ve daha az atık üretimi ile yüksek kalitede üretim hedefliyoruz. Birim üründe kullanılan ambalaj miktarındaki atığı azaltma üzerine çalışmalar yapıyoruz. İzmir Kemalpaşa üretim tesisimizin “İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü” tarafından “Sıfır Atık” belgesine layık görülmesi bizleri gururlandırıyor. Çevresel ayak izimizi günden güne azaltıyoruz. Sürekli atık su izleme sistemimizin yardımıyla atık suyumuzun karakterinin temini ve iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Depolama çalışmalarımızla yakıt tüketimini azaltıyor, karbon ayak izimizi düşürüyoruz. Sürdürülebilirlik insan kaynakları alanında da büyük bir öneme sahip. Çalışan gelişimini sağlayan eğitim platformları, motivasyonu artıran sosyal kulüpler ve yeni mezun öğrencileri istihdam etme projelerimizle insan kaynakları alanında sürdürülebilirliği sağlıyoruz. Tüm bu faaliyetleri sürdürülebilirlik raporu aracılığıyla şeffaf bir şekilde paylaşmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, tüm sürdürülebilirlik çalışmalarımızı daha sistematik bir şekilde izleyip raporlayabilmek amacıyla proje başlattık. Bu çalışmayı yıl sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz.
- Türkiye’de kanatlı eti tüketim trendleri nasıl evriliyor? Tüketici arzularında gözlemlediğiniz en belirgin değişimler neler?
Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentileri sürekli değişiyor. Tüketiciler artık zamandan tasarruf sağlayan, kolay pişirilen ve tercihen tek öğünlük porsiyonlara yöneliyor. Güvenli ürün arayışı artıyor. Öte yandan, artık sadece protein ihtiyacını karşılayan değil, damak zevkine hitap eden, farklı pişirme tarzlarıyla gelen ürünler tercih ediliyor. Günümüzde kanatlı eti, tüketici için hem ekonomik hem de besleyici bir protein kaynağı olarak daha fazla öne çıkıyor. Lezita olarak biz de bu değişimi yakından takip ediyor ve stratejilerimizi tüketici beklentilerine göre şekillendiriyoruz. Tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamak için kapsamlı araştırmalar yapıyoruz. Ürün gamımızı raflarda fark yaratacak inovatif seçeneklerle zenginleştirirken, ileri işlem ürünler kategorisinde pazar liderliğimizi koruyoruz.
- AB ve Orta Doğu gibi uzak bölgelere ihracatta tedarik zinciri stratejilerinde ne tür optimizasyonlar uyguluyorsunuz?
Tedarik zincirimiz, Lezita’nın rekabet gücünü destekleyen en güçlü unsurlardan biri. Yurt içindeki güçlü satış ağımızla tüm müşterilerimize günlük sevkiyat yapabiliyoruz. Uluslararası pazarlarda ise lojistik optimizasyonu sağlayarak, özellikle AB ve Orta Doğu gibi uzak pazarlara zamanında ve verimli teslimat gerçekleştirmeye büyük önem veriyoruz.
- Lezita’yı kendi kategorisinde diğer firmalardan ayıran en büyük üç faktör nedir? İç pazarda marka konumlandırması nasıl değişiyor?
Lezita 2006 yılında yola çıktığında hedefi çok netti: Güven veren, herkes tarafından sevilen uluslararası bir marka olmak. Bugün, sektörümüzde ilk 3 marka arasında yer alıyoruz ve ISO 500 verilerine göre Türkiye’nin en büyük 80’inci sanayi kuruluşuyuz. Lezita’nın en büyük farkı; üretim gücü, ihracattaki pazar çeşitliliği ve inovatif ürün geliştirme becerisiyle dijitalleşmeye öncülük etmesi. Marka vizyonumuzu “uluslararası gıda markası” olarak konumlandırarak, lezzet ve kaliteyi her coğrafyada aynı standartta sunmayı amaçlıyoruz. Tüketici trendlerini yakından izliyor, ‘Hayatın Lezzeti’ mottomuzla duygusal bağ kuran, farkındalık yaratan kampanyalar hayata geçiriyoruz. Tüm paydaşlarımızla açık ve sürekli iletişim içinde olmak, stratejik kararlarımızın temelini oluşturuyor. Yol haritamızı müşterilerin ihtiyaç ve beklentileri belirliyor. Mottomuzdan aldığımız ilhamla yenilikçi ve lezzetli ürünlerimizin daha fazla kesim tarafından tanınmasına yönelik çalışmalara odaklanmaya devam ediyoruz.
- Önümüzdeki 3 5 yıldaki büyüme hedefleriniz nelerdir? Yeni pazar ya da ürün planlarınız var mı? Tech& yem iş kolunda entegre yapı düşünceniz devam ediyor mu?
Lezita’nın üç önceliği: markanın sürdürülebilir büyümesini sağlamak, çalışan bağlılığını artırmak ve dış pazarlardaki gücünü büyüterek global bir gıda markası haline gelmek. Bu doğrultuda yeni yatırımlara ve var olan yatırımları ileriye taşımaya devam ediyoruz. Çalışanlarımızı en büyük değerimiz olarak görüyor, iş-yaşam dengesi ve refah odaklı uygulamalar geliştiriyoruz. Eğitim platformları ve sosyal kulüplerle çalışan gelişimine yatırım yapıyoruz. Ürün portföyümüzü genişletmeye ve ihracat coğrafyamızı büyütmeye devam edeceğiz. Turquality programının da desteğiyle, Lezita’yı hem Türkiye’de hem de dünyada daha fazla tüketicinin tercih ettiği bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz.
“Lezita, ihracatta liderliğini global marka vizyonuyla büyütüyor”
2024’te 75 milyon dolarlık ihracatla sektörde zirveye çıkan Lezita, Avrupa Birliği’ne ihracat onayı, Turquality programı desteği ve Kahramanmaraş’taki yeni entegre tesisiyle küresel büyümesini sürdürüyor.
Paylaş: