Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Kur artmazsa turizmci 2025’te de kar edemez

Okuma Süresi: 7 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Bodrium Hotel & SPA; Tarihi Myndos Kapısı’nın hemen yanında, sakin ortamı ve aynı zamanda konum itibariyle Bodrum merkeze yakınlığıyla dikkatleri çekiyor.
Kur artmazsa turizmci 2025’te de kar edemez
Paylaş:
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Bodrum Temsilcisi ve Bodrium Hotel & SPA Genel Müdürü Yiğit Girgin, Gözlem Gazetesi’ne turizm sektörünün 2024 yılını değerlendirirken, sektörün geleceği ile ilgili de beklentilerini açıkladı. Gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Zeynep Gürel’in sorularını yanıtlayan Girgin, artan maliyetler ve döviz kurundaki baskı nedeniyle Türkiye'nin turizmde rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ve rekabet gücünü korumamız için yeni adımlar atılmasının şart olduğunu belirtti.
-Turizm sektörü açısından geçtiğimiz yılı nasıl değerlendirirsiniz?
2024 yılı kısmen toparlanma yılı oldu. Kısmen 2023'ün bir kopyasıymışçasına oldu. Tabii ki burada bir gelir artışı ve turist artışı söz konusu. Fakat her zaman dediğimiz şey, biz şeffaf bir rakama ulaşamıyoruz. Yani bu turist gerçekten ne kadar kaldı, kaçı geldi, ne kadarı transit geçti? Böyle bir durum söz konusu. Tabii küresel olarak bu iş nasıl? Çünkü küreselde de Türkiye, İspanya, Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerin yarıştığı bir süreç de var. Muhtemelen bu yüzden de rakamlarımızın yüksek olması bir gurur kaynağı yaratıyor bazı noktalarda. O yüzden de çok böyle transit geçişlerin de biz bu 64 milyon turistin içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Ama hedef şuydu 60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir. Açıklanan rakamlara göre bu gerçekleşmiş.
  • Hedefin tutturulması gelecek için ümit verici mi?
Şimdi bunun gerçekleşmiş olması ne kadar doğru, veyahut da gerçekten ne katıyor? Gerçekten bilemiyoruz. Sebebi de şu; İçeride ciddi bir ekonomik kriz söz konusu. Gerek işçilik, gerek yatırım, gerek tedarik zincirlerindeki maliyetler inanılmaz bir duruma gelmiş durumda. Bu sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada da bundan sonraki dönemde en çok konuşulan süreçlerden biri olacak. Keza Amerika'nın uyguladığı diğer ekonomik tarifelerde bütün dünyayı etkileyecek, bütün ülkelerin alacağı ekonomik kararları etkileyecek. Ben öyle düşünüyorum. Bu yüzden de yani kolay bir 2025 geçmeyecektir. Çünkü insanlar kendi ceplerinden çıkacak olan ürünün paranın karşılığında, alacakları ürünün kalitesine bakıyorlar artık.
  • Turistlerin ürün kalitesine bakışında tercihlerini neler etkiliyor?
Artık turizm sadece Türkiye ve Bodrum özelinden çıkmış, rakip destinasyonların çok büyük etkisi altına girmiş durumda. Bizim özelimizde dersek. Çünkü ülkedeki huzur, refah, yaşam kalitesi, sağlık, eğitim bunlar ülkenin genelini etkilediği için turizmin yapılacağı yerlerde de buna bakarak karar veriyor insanlar. Yani örnek verecek olursak nasıl ki bugün Suriye'ye tarihi bir noktaya gitmeyi tercih etmek yerine işte Avrupa'nın merkezinde başka bir şehir tercih edeceksek, insanların tüm bunlardan etkilenen birtakım zihinsel düşünceleri, planlamaları oluyor. Bu da turistin satın alma kararını çok ciddi etkileyen unsurlar.
İkincisi de bunu çok söylemek istemedim ama bugün itibarıyla artık söyleyebiliriz. Gerçekten yüksek fiyat. Yani pahalı demek istemiyorum. Çünkü ürünün bir kalitesi var ve her zaman yani bu sene de ben bunu savunmaya devam edeceğim. Hizmet kalitemiz gerçekten yüksekte. Ama hizmetin maliyeti hizmet kalitesinin önüne geçmeye başladı. Bu yüzden de maliyetleri nasıl kısarız demeye başladık. Bu da hizmeti etkileyecek. Yani artık kişi başına 3 garson düşerken 1,5 garson düşmeye başlayacak. İşte 5 dakika içinde servis alıyorsanız, bu süre 15 dakika çıkacak. Ya da odalardaki tefrişatlar eskiyecek.
  • Tefrişatlar eskiyecek dediniz. Peki bu maliyetlerin yenilenmeye ya da yeni yatırıma etkisi nedir?
Bunu yenilemek için mevcuttaki kârının büyük bir kısmını vereceksin. Yani bir işletmenin şu andaki personel maliyeti yüzde 50'lere varmış durumda. Yatırımın geri dönüşü 10 yılın üzerine çıkalı çok oldu zaten. Bugün de artık 15-20'ler konuşuluyor. Bu faiz oranları, bu yüksek yatırım maliyetleriyle paranın tekrardan sektöre ve sisteme girme şansı çok düşük.
  • Turist’in bakış açısı için Suriye ve Avrupa kıyaslaması yaptınız bir de. Peki ülkenin genel halinin turizme etkisi nedir?
Ben diyorum ki turizm bir bütün. Turizm yapmış olduğumuz her işin bir bütünü. Doğrudan ya da dolaylı 60-70 tane iş kolunu besleyen çalışan bir ekosistem turizm. Ya en nihayetinde bakın basınla da çalışmak zorunda,  tuzcuyla, enerji ya da dijital teknolojilerle de çalışmak zorunda. Almış olduğumuz bir üründeki dengesizlik bütün ekosistemi o satın alma zincirini etkileyen bir sürece gidiyor. Yani biz Bodrum'da cam su şişesi bulamadığımız dönem oldu. Yani dolaylı olarak hizmet kalitesini etkileyen bir unsur. Üretici şişe yapacak ham madde bulamayınca bu durum herkese yansıyor.
Öte yandan genel bir durum da var. Geçen hafta bir haber okudum. Manchester City'nin stadında iki tabak yemek 15 pound. Yani kişi başı 7,5 pound takribi 350 TL yapıyor. Biz de 350 lira ile sen değil yemek yemek, ancak kahve içersin. Birayı 1 euroya aldığımız yerler var ama her barda her markette aynı. Burada Ahmet markette ayrı, işte B firmasında ayrı, C mekanında farklı. Bu işin ucu kaçmış durumda. Yani bunu benim söylemem belki doğru olmaz ama yani Ticaret Bakanlığı mı buna el atacak? Esnaf odaları mı? Ticaret odaları mı? Yani biz denetlenelim. Yani bizim kendi açımızdan, benim açımdan bir sıkıntı yok. Ben de kendi kâr marjımı koyup satıyorum. Sonuçta bu şirketler para kazanmak için kurulmuş şirketler. Ticari faaliyet para kazanmaktır amacı. Bedava hizmet yapmak değil. Ama neyden ne kadar kazanıyoruz? Vatandaş artık, “Ya bir dakika ben Bodrum'a tatile geleceğime, Antalya'ya tatile gideceğime yurt dışına giderim” diyor. İşte o yüzden artık fiyatımız yukarıda kalmaya başladı demeliyiz. Çünkü yurt dışı basını artık bunları eleştirmeye başladı.
  • Peki turizmin geleceği için ne yapılmalı?
Yani bu sürdürülebilir bir bozulmaya girdiği zaman, sürdürülebilir kazançtan tam tersi aşağı yönlü gitmeye başladığı zaman bunun toparlaması iki katı zaman. Ayrıca dipnot olarak söyleyeyim, bir turizmci olarak ülkelerin politikasıyla ilgilenmek istemiyorum yani. Yani neden bir turizmci ülkenin bütün politikalarıyla, siyasetiyle, bütün hacmiyle ilgilenmek zorunda. Tarım ülkesi olan bir ülkede süt, et, yumurta bu ürünler pahalı olabilir mi? Turizmci bununla uğraşıyor. Bunu bütün sektör biliyor. Öte yandan bakanlığın yaptığı, uyguladığı tanıtım politikalarını seviyorum. Bir pazarlama yapıyoruz. Ama pazarlama yaptıktan sonra satışa dönüşmesi için yapılan pazarlamanın bir bütün kalması lazım. Bizde bir bütün yok.
Bununla beraber Göbeklitepe'de şöyle bir pazarlama unsuru yapılmış. Bizim arkadaşlarımız 2 hafta önce Roma'ya tatile gittiler. Roma Kolezyumu'nu gezerken "Medeniyetin başladığı yer" diye Göbeklitepe'nin tanıtım faaliyeti yapılmış. İtalya Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Bakanlığı'nın ortak çalışması olarak konumlandırılmış bir konu. 6.5 milyon 7 milyon ziyaretçi almış. Böyle bir tanıtım faaliyeti var. Süper. Şanlıurfa'ya git Göbeklitepe'yi görmeye, kalacak düzgün oteli yok. Yemek yiyecek yerin yok. Yani oraya geliyorum. Bir şeyi pazarlıyoruz ama onu tamamlayıcı unsurumuz eksik.
  • Avrupa turist istemiyor deniyor bunun bize bir faydası olur mu?
Avrupa'da da şu anda büyük bir turiste karşı isteksizlik oluşmaya başladı. Birçok ülke turist istemiyor. Çünkü arz talep dengesi orada artık, normal üstüne çıkmış durumda. Bizde arz talep dengesi normalin çok altında. Yani şimdi adamlar bir arz yaratmış. Talep arzın üstünde. Bizim yapmış olduğumuz yatak arzı bununla övünüyoruz ama talebin çok fazla üzerinde ve biz bunu hissetmiyoruz turist geldi diye. Şöyle bir savla devam ettireyim. Eskiden Bodrum'da sadece merkez bölgede oluşan bir otel konsepti vardı. Şimdi bu bütün yarımadaya yayılmış durumda. Eskiden 10 otel varsa şimdi 100 otel var. 10 market varsa 100 market var. Zaten 30 tane turist vardı. 10 otele de 10 markete 30 turist vardı. 100 otele 100 markete 30 turist var şu anda. Bu yüzden biz gelsin istiyoruz ama, maliyetler de yüksek kalıyoruz. Bazı turizm aktörleri bunu bir avantaj olarak nitelendiriyor ama biz de işte maliyette yukarı çıkmaya başlıyoruz. Ne olacak yani? Bu bir cendereye dönüşmeye başladı. Oradaki istemiyor. Burada böyle bir tablo var.
  • Bodrum özelinde turizmin çeşitlendirilmesi mümkün mü?
Bodrum şu noktaya ilerliyor. Sürdürülebilir lüksün yeni adresi gibi olmaya başlıyor. Bulgari'si burada, Louis Vuitton'u burada, işte Mandarin yıllardır burada, çok büyük markalar var. Hâlâ gelmek istiyor bu markalar. Öte yandan sağlık turizmine önem vermeye başlıyoruz Bodrum'da. Bunu söyleyebilirim. Türkiye, 2024’te 2 milyon sağlık turisti ağırlayarak 3 milyar dolar gelir elde etti. Bodrum da bu pastadan pay almalı. Medikal turizm, ileri yaş sağlığı, sağlıklı beslenme gibi alanlarda hizmet verebiliriz. Bu, sezonun 12 aya yayılması açısından önemli bir fırsat.
  • Bodrumda yapılan yeni yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
TÜİK verilerine göre Bodrum 372 proje ile 2024 yılında Türkiye’de en fazla turizm yatırımı alan bölge oldu. Bu yatırımların kentin dokusuna uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Bodrum artık sadece tatil değil, yıl boyu yaşanılan bir yer. Yeni yatırımlar da bu yaşam modelini desteklemeli. Kentin altyapısı trafik, enerji, su gibi başlıklarda yeniden planlanmalı. Sürdürülebilir turizm için bütüncül bir yaklaşım şart.
  • Son olarak mevcut durumda 2025 için turizmde beklentiniz nedir?
Türkiye'nin turizm yüzünün Avrupa, Amerika yani refahı yüksek bölgeler olması lazım. Bakın turizmsel olarak bakış yapmak benim görevim. Biz bunu talep ediyoruz. Yani ben bir turizmci olarak bunu talep etmekle mükellefim. Yani 2024 dönemlerini yakalayabilirsek kâr mıdır diyorsunuz? Kâr olmaz. Niye olmaz biliyor musunuz?  2024'te 2023'ün rakamlarını yakalayanlar döviz bazında başarılı bir sezon geçirecek demişimdir. Artık o başarı olmadı zarar ettiler. Çünkü döviz kuru yürümedi. Bu yüzden de mevcut maliyetlerle, mevcut kurlarla gene aynı senaryonun tekrarı çok ciddi bir gelir unsuru sağlamaz.