Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Kültür savaşı mı?

Okuma Süresi: 2 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Kültür savaşı mı?
Kültür savaşı mı?
Paylaş:
Türkiye’nin bunaltıcı gündemi beni de bunaltmışken başımı Atlantik ötesine çeviriyorum, bakıyorum gördüğüm yine benzer şeyler. ABD Başkanı Donald Trump Üniversitelerle kavga halinde. Üniversitelerin fonlarını keseceğini, yabancı öğrencilerin okuldan uzaklaştırılacağını duyuruyor. Ancak yabancı öğrencilere yönelik hamle, ABD’deki bir mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararıyla şimdilik önleniyor ama Trump bu. Hiç durur mu? Hemen ABD'nin yurt dışındaki büyükelçilerini 'öğrenci mülakatlarını durdurun' diye uyarıyor.
Ne demiş atalarımız; yapan kendine yapar.  ABD Başkanı’nın üniversitelere bu yaklaşımının her şeyden önce kendi ülkesine zarar vereceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım, Trump bu fazla düşünülmeden alınmış kararlarla en büyük kötülüğü kendi seçmenine yapıyor. ABD'nin kuzeydoğusundaki sekiz seçkin üniversiteye kabul edilmiş yabancı öğrenciler, geleceğin bilimsel atılımları ve kurumsal başarıları için birer umut kaynağı. Bu öğrencilerin ülkeden gönderilmesi, ABD’nin ilerideki refahının da temellerine dinamit koyar. Türkiye’de Ortadoğu, Boğaziçi üniversitelerinin hedef alınması gibi Amerika’da da en başta Harvard’ın hedef alınması tesadüf değil...  Trump’ın tehdit gördüğü pek çok şeyin simgesi niteliğinde buraları: Kültür, bilim, dünyaya açıklık, eleştirel düşünce, küresel işbirliği ve entelektüel özgürlük.
 Trump, Harvard’a karşı hasmane bir kavga yürütüyor. Bunu da alışıldığı üzere acımasızca yapıyor. Yine sonradan geri çekeceği absürt bir tehditte mi bulunuyor, henüz belli değil. Ama ona göre sadece Trump değil,  bu zihniyette olan yöneticiler bir kuruntuyla değil, göz ardı edilemeyecek bir sorunla savaşıyor: Öğrenciler sırf Yahudiler ya da çoğunluğun hoşuna gitmeyen görüşleri ifade ediyorlar diye tehdit ediliyorsa ki  -Rümeysa olayını hatırlarsak- öyle, zaten özgürlük diye bir şey yok demektir. Bilim ve öğretim ideolojik- siyasi aktivizmle karışıyorsa, artık orada bilimden söz etmek mümkün değildir
Eğer Trump, antisemitizmle mücadele ediyorum diye Harvard’ı hedef tahtasına koyuyorsa, bunu yapma şekli enteresan - tek kalemde bütün yabancı öğrencilerin vizelerini iptal ediyor. İlginç olan şu ki, çok sayıda İsrailli öğrenci protestolar yüzünden Harvard’ı ya da diğer Amerikan üniversitelerini terk etmişti. Bazıları bunu rahatsızlık duyduklarından ya da güvenliklerinden kaygılandıklarından yapmış olmalılar. Ama şimdi Trump bütün İsrailliler için kararı vermiş oldu.
Yok eğer Yabancı öğrencilere yönelik bu saldırı, Harvard’a diz çöktürme niyetini ortaya koyuyorsa onu bilemem. Ancak böyle bir durumda bile ideolojik anlaşmazlıklar ve kişisel intikam duygularının dışında kimin çıkarı olabilir? Yabancı öğrenciler hem üniversiteler hem de yerel ekonomi açısından büyük nimet. Her şeyden önce, ülke için eşsiz bir entelektüel zenginlik kaynağı. Bu katkıdan vazgeçmek, Amerika’nın üstünlüğünü besleyen temel dayanaklardan birini -bilgi, bilim ve araştırma alanlarındaki liderliğini- zayıflatmak anlamına gelmez mi? Üstelik Rusya ve Çin ile rekabetin hiç olmadığı kadar sertleştiği bir dönemde. Yalnızca Çin’in uzay ve yapay zekâ alanlarında kaydettiği şaşırtıcı ilerlemelere bakmak yeterli.
 Amerika kendi kendini sabote mi etmek istiyor?
İşte size bir atasözü daha; Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.