Gazeteci Yazar Murat Kışlalı, GÖZLEM’in ülke gündeminin başında gelen olay ve gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
*******
GÖZLEM – Asgari Ücret Tespit Komisyonu aralıkta “2026 yılında geçerli olacak” asgari ücreti belirlemek üzere toplanacak. Komisyonda işçi tarafını temsil eden Türk-İş “adil bir komisyon” olmasını ve görüşmelerde “hükümetin tarafsız kalmasını” istiyor. Bu istekler karşılanabilecek mi?
K –Bu isteklerin karşılanmayacağını düşünüyor olsa gerek ki Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay gazetecilere “(Asgari ücretin tespit edilmesiyle ilgili) Yönetmelik değişmezse biz (komisyon toplantılarına) katılmıyoruz” dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 5 hükümet, 5 işveren ve 5 işçi temsilcisinden oluşuyor. En az 10 üyeyle toplanıp, çoğunlukla karar alıyor. Burada yıllardır süregelen bir tiyatro oynanıyor. Hükümet ile onun dediğinin dışına çıkamayacak ancak isteklerini sunabilecek konumda olan işveren temsilcileri beraber istediği rakamı çıkartabiliyor. Son sözü de Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor. Türk-İş 2000 yılından beri 24 yılda alınan 29 karardan sadece 6’sının oy birliğiyle alındığını, işçi kesiminin hükümetle birlikte sadece 2 kez oy kullandığını, asgari ücreti 21 kez hükümet ve işverenin beraber belirlediğini açıkladı. Dolayısıyla bu yapıda Türk-İş “Aralık ayındaki toplantıya katılmasa bile” hükümet ve işveren yeni asgari ücreti belirleyebiliyor. En sonunda da muhtemelen Erdoğan bir lütuf bahşeder gibi Komisyon’da kendi bilgisi dahilinde belirlenecek rakamı bir “tık” daha yukarı çekerek “sorunu çözen lider” algısını pekiştirmiş olacak. Olması gerekeni Türk-İş’in Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar “Asgari ücretin belirlenmesinde hükümet taraf olmamalı. Asgari ücret, işçi ve işveren temsilcilerinin pazarlığı ile belirlenmeli. Eskiden böyle olurdu” şeklinde açıklıyor. Bu olur mu? Tabii ki olmaz. Erdoğan elindeki gücü, niçin kontrolü yitireceği bir şekilde işçi ile işverene bıraksın? Bu sistem ancak bu iktidar değiştiğinde değişebilir.
GÖZLEM – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hafta içinde Meclis’teki grup toplantısında önce “PKK’nın kurucu önderliğinin son düzlükte görüş, düşünce ve kanaatleri alınmalı, kısır tartışmalar sonlandırılmalı. Milletvekillerinin İmralı’ya giderek ilk ağızdan ve ilk elden ihtiyaç duyulan mesajları alması süreci çok daha güçlendirecektir. MHP bu heyete katılmaya hazırdır” dedi. Siz ne diyorsunuz?
K –Apo’nun görüşleri ortada. Biliniyor. Daha Bahçeli “ilk elden görüşü alınsın” demeden bir gün önce DEM heyeti yine Apo ziyaretindeydi. Apo da buradan “Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyet’in yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü geçiş süreci temel alınmalıdır... CHP’nin açılıma katılması çok önemli... Kaygılarınız için Suriye’de Şara’dan ziyade (SDG’nin başı) Mazlum Kobani ile görüşülebilir” dedi. Yani “Yeni anayasaya Kürt olgusunu koyun, PKK’lıların ‘normalleştirilmesini’ sağlayın, PKK’nın SDG olarak devamını tanıyın” mesajı verdi. Apo’nun dedikleri, diyecekleri belli. Herkes artık ezberledi. Meclis’te kurulan Komisyon’un Apo’yu ziyaret etmesi, Apo’nun görüşlerinin ilk elden alınması açısından değil, bu yeni açılım sürecinin iyice meşrulaştırılması, halka kabul ettirilmesi ve bu süreç sonucunda Erdoğan iktidarını devam ettirirken, bu süreç nedeniyle herhangi bir seçimde Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na seçmenin tepki göstermemesi açısından hayati önem taşıyor. CHP Apo ile görüşme konusunda henüz fikrini açıklamadı ve Erdoğan ve AKP’den açık bir görüş gelmesini bekliyor. Erdoğan çok temkinli. Ama yine de hafta içinde Meclis’teki grup toplantısında “Kimsenin dışarıda bırakılmadan ilgili bütün tarafların dinlenmesini, aykırı da olsa farklı fikirlerin dile getirilmesini kıymetli buluyoruz” diyerek niyetini açıkça belli etti. Apo’nun fikri belli değil mi? Burada amaç onların “aykırı da olsa fikirlerini dinlemek” değil, bu fikirlerin ve sahibinin Meclis Komisyonu aracılığıyla halk tarafından dikkate alınmasını, kabul edilmesini, benimsenmesini, içselleştirilmesini meşrulaştırılmasını sağlamak. CHP’nin hâlâ bu konuda bir görüş belirtmemesinin nedeni “Baştan bu görüşme yolunu tıkarsak Kürt seçmeni kaybederiz” endişesi. Ancak ben bu endişeyi samimi de bulmuyorum, gerçekçi de bulmuyorum. Apo’yla görüşmeyi uygun bulacak seçmenin oy vereceği parti zaten CHP değildir. Apo terörist başıdır. 40 bin insanın hayatını kaybetmesinin sorumlusudur. Cezasını almıştır ve çekmektedir. CHP, Apo’ya giderek bu sürecin meşrulaştırılmasının hiçbir yerinde olmamalıdır. Olursa oy kazanacağı değil kaybedeceği muhakkaktır.
GÖZLEM – Bahçeli grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken de “Sayın Selahattin Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” diye konuştu.
K – Selahattin Demirtaş ile ilgili Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı son itiraz da reddedildi. AİHM kararı uygulanırsa Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerekiyor. Ancak “Bundan önce bu konularda hangi AİHM kararı uygulandı ki bu karar uygulansın?” diye sorulabilir. Daha yeni Tayfun Kahraman’ın tahliyesi AİHM kararına rağmen reddedildi. Ama şimdi iş biraz değişti. Bahçeli’nin “Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır” işaretinden sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da “AİHM Daire kararı kesinleşmiş oldu. Daire kararının şu anda görülmekte olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi’ne gelmesi durumunda mahkeme tarafından değerlendirilecektir” diyerek Demirtaş’ın tahliye edileceği algısını pekiştirdi. Bu değişen iklimde şimdiden terörden cezaevinde olan HDP’li iki eski milletvekili ile PKK bağlantısıyla cezaevinde olan yaklaşık 450 kişi serbest bırakıldı. Dolayısıyla bu süreç içinde Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi de bir hafta önce neredeyse hiç mümkün gözükmüyorken şimdi “büyük ihtimalle” “gerçekleşecek” duruma geldi. Olması gereken de buydu. Bunu Figen Yüksekdağ ile beraber Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman gibi Gezi hükümlüleri ile ilgili tahliyelerin de izlemesi ümit edilir.
GÖZLEM – Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta içinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile ilgili “Sayın Özel böyle siyaset yapmaya devam ederse, endişem odur ki CHP ya hararet yapacak ya dingil kıracak ya da şanzımanı dağıtacaktır” dedi. Daha sonra da “Ortada ağzından çıkanı kulağı duymayan bir şahıs var... Biz az söyledik, o çok anlasın” diye konuştu. Ne demek istiyor?
K – Özel Ümraniye mitinginde çok önemli bir konuya değindi: “Başsavcılık oldukça iyi maaş alınan bir yer... Ama bir bakıyorsunuz 2 Ekim 2024’te bu göreve atanılıyor. Ardından 29 Kasım 2024’te (Cengiz Holing’e ait) Etimaden Şirketi’nin Lüksemburg’daki Etimaden Anonim Şirketi’ne (İstanbul Başsavcısı) Akın Gürlek yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor... Ekrem Başkanın tutuklandığı günün de içinde olduğu dokuz ay boyunca buralardan maaş alıyor. Ne zaman ki Özel, 2 Ağustos günü çıkıp ‘Lüksemburg taraflarında neler olduğunu biliyorum’ deyince apar topar 6 Ağustos 2025’te yönetim kurulu üyeliğinden ayrılıyor... ‘Bana verilen bu görev, İmamoğlu’nu tasfiye, diplomasını iptal, CHP’ye ve belediye başkanlarına haysiyet süikasti bu maaşa yapılmaz’ mı diyorsun? Ey Erdoğan, sen de ‘Bu çocuk bu kadar ağır işi, bu kadar haksızlığı bu maaşa yapmaz’ mı diyorsun, ‘Etimaden’den Avro bazında maaş bağlayalım’ mı diyorsun?” dedi. Bence Erdoğan’ın tepkisi buna. Başsavcılık anında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlarından soruşturma başlattı. Çıta yükseliyor.
GÖZLEM – Galatasaray Ajax’ı yenerek Şampiyonlar Ligi’nde 13 yıl sonra üst üste 3 maç kazandı. İlk 24’ü büyük ölçüde garantiledi. Ajax’ı deplasmanda yenen ilk Türk takımı oldu. Türkiye’deki şampiyonluklarına rağmen Okan Buruk ile Avrupa’da büyük başarısızlıklar yaşayan Galatasaray bu yıl bu talihini değiştirecek mi?
K – Galatasaray’ın bu yıl Avrupa’da Osimhen’in de etkisiyle bir sıçrama yaşadığı kesin. Ancak Okan Buruk’un geçen yıllarda kritik hayati maçlardaki başarısızlığını yenip yenmediğini söylemek için henüz erken. Büyük tecrübe kazanıyor ama esas olarak olmakla-olmamak arasındaki hayati maçları kazandığında hakikaten Fatih Terim’in, Mustafa Denizli’nin mertebesine ulaşmış olacak.
Komisyonun İmralı ziyaretiyle süreç meşrulaştırılmak isteniyor
Komisyonun İmralı ziyaretiyle süreç meşrulaştırılmak isteniyor
Paylaş: