.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Kestelli: Zeytin dostu bir karar alınmalı

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin önünü açan kanun teklifi hakkında, “Teklifin, TBMM Genel Kurulu’nda sağduyulu bir yaklaşımla tartışılmasını ve zeytin dostu bir karar alınmasını beklediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
Kestelli: Zeytin dostu bir karar alınmalı
Paylaş:
İTB Haziran ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. 

Toplantıda konuşan Kestelli, Türkiye’nin gündeminde yer alan zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin önünü açan kanun teklifi hakkında açıklamalarda bulundu. Kestelli, “Dengeli ve sürdürülebilir kalkınma, kadim dünyanın kültür mirası olan bu topraklar için bir insanlık borcu, bir zorunluluk. Dolayısıyla tarımı, sanayisi, turizmi, madenciliği ile her alanda bir gelişmişlik çizgisi yakalamamız önemli ama bunu, bu toprakların ruhuyla oynamadan başarmamız çok değerli. Kamuoyunda her ne kadar zeytinlik alanlar önce çıksa da orman alanları, korunan alanlar ve mera alanlarının da maden kullanımına açılmasının kolaylaştırılması da kanun teklifinde yer alıyor.  Pandemi, küresel iklim krizi, savaşlar ve tarım ürünleri fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar gıda güvencesinin ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlattı. Bu nedenle tarım ve gıda üretimini koruyucu ve destekleyici uygulamalardan ödün verme lüksümüz bulunmuyor” dedi.  

2000 yılından sonra verilen destekler ile zeytin ağaç varlığının 90 milyondan 204 milyona yükseldiğini ve 2024 yılında zeytin üretiminin tarihi bir rekor kırdığını kaydeden Kestelli, “Bu gelişmeler sonucunda İspanya’nın ardından dünyanın ikinci büyük zeytin ve zeytinyağı ülkesi konumuna ulaştık.   Daha önce 10 kez reddedilen, 11. defa gündeme gelen ve Komisyondan geçen kanun teklifinin, TBMM Genel Kurulu’nda sağduyulu bir yaklaşımla tartışılmasını ve zeytin dostu bir karar alınmasını beklediğimizi ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi. 

“Kuraklık verim kaybı yarattı”

Yaşanan kuraklığın tarla bitkilerine olan olumsuz etkisine değinen Kestelli, “TMO tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan hububat ve bakliyat ürünlerinin değerlendirildiği raporda net bir şekilde ifade edildi.  Ülke genelinde verim kaybının normale göre arpada yüzde 25-30, buğdayda yüzde 15-20 arasında olacağı öngörülüyor.  Ekiliş döneminden itibaren yetersiz kalan yağış miktarı, hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi ve bazı bölgelerdeki don hadisesi verim miktarlarını olumsuz etkiledi. Nitekim, verim kaybının; Orta ve Batı Anadolu, Marmara ve Karadeniz Bölgelerinde yüzde 15-20, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 15-30, Doğu Anadolu Bölgesinde yüzde 20-30, Akdeniz Bölgesinde ise yüzde 15-50 civarında gerçekleşeceği öngörülüyor.  Bölgemizde ise üretim sezonu boyunca alınan yağışların etkisiyle cüzi verim kaybı bekleniyor” şeklinde konuştu. 

“Temel ürünlerde zor yıl”

Kırmızı mercimek, nohut gibi temel ürünlerde olumsuzluklar yaşanacağını bildiren Kestelli, “16 Haziran itibarıyla hasadının yüzde 95’i tamamlanan kırmızı mercimekte üreticilerin alternatif ürünlere yönelmesi ve kuraklığın etkisine bağlı olarak verim ve kalitede yaşanan olumsuzluklar rekoltenin ciddi oranda düşmesine neden olmuştur.  Hasadının Temmuz ayında başlaması beklenen nohutun ekim alanlarında bir miktar artış olsa da önümüzdeki günlerde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda hem kalitede hem de verimde olumsuzluklar yaşanacağı ve rekoltenin olumsuz etkilenebileceği değerlendirilmektedir. Özetle, temel ürünlerde zor bir yıl bizi bekliyor. Sektörün tüm bileşenleri bir yandan doğal zorluklarla mücadele ederken diğer yandan jeopolitik risklerin ve dezenflasyon sürecinin yükünün de sırtımıza binmesine izin verilmemeli” dedi. 

İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer de “Tarım arazilerinin parçalanmasına veya zarar görmesine neden olabilecek her türlü girişim katı kurallarla engellenmesi gelecek nesillere bırakabileceğimiz en önemli miras. Tarım, artık gençler için ekonomik ve sosyal olarak cazip bir sektör olmaktan çıktı. Sosyal güvence eksikliği, belirsiz gelir yapısı ve destek yetersizlikleri genç nüfusu kırsaldan uzaklaştırmakta, bu da üretimin sürdürülebilirliğini riske atmaktadır” ifadelerine yer verdi.