Deprem sonrası yıkılan binalar, hızlanan kentsel dönüşüm projeleri ve gemi söküm tesisleri ile sanayideki bilinçsiz kullanım, asbest maruziyeti ve mineral tozlarıyla temas riskini her geçen gün artıyor. Asbest maruziyeti ölümcül bir kanser türü olan Mezotelyoma’ya neden olurken, Kolorektal Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cem Terzi, karın zarı veya akciğer zarında gelişen bu hastalığın uzun ve karmaşık ameliyatlarla tedavi edilebildiğini; en etkili yöntemin ise asbestten uzak durmak olduğunu söyledi.
Türkiye’de özellikle Kapadokya ve İç Anadolu’da görülen Mezotelyoma, sinsice ilerleyen ve genellikle geç fark edilen bir kanser türü. “26 Eylül Mezotelyoma Farkındalık Günü” öncesinde bilgilendirme yapan Prof. Dr. Terzi, dünyada milyonda bir oranında görülen bu kansere Türkiye’de her yıl 500 kişinin yakalandığını ve ülkemizin en sık görülen ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Terzi, “Ülkemizde mezotelyomanın temel sebebi; aktoprak, beyaz toprak, çelpek ve höllük olarak bilinen maddenin bilinçsizce kullanılmasıdır. Asbest içeren aktoprak ile evlerin duvarları boyanıyor, hatta bebek bakımında pudra yerine bile kullanılıyor. Bununla birlikte, ülkemizde 1983–2010 yılları arasında yaklaşık 500 bin ton asbest kullanıldı. 2010’da yasaklansa da bu malzemeler hâlâ binalarda ve çatılarda bulunuyor. Deprem, kentsel dönüşüm ve gemi sökümü gibi süreçlerde asbest liflerinin solunması yeni riskler doğuruyor” dedi.
Günümüzde hâlâ bazı iş kollarında yoğun olarak bulunan Asbest’e, madenler ve ocaklar, inşaat ve otomotiv sanayi, gemi yapımı ve tamiri, izolasyon işleri, çimento üretimi, kiremit ve kalıp imalatı, döküm, panel, asbestli balata üretimi ve tamiri, plastik yer karosu (marley) yapımı ve döşenmesi ile yapı yıkım ve sökümü sırasında maruz kalınabiliniyor. Prof. Dr. Terzi, en büyük risk grubunun, en az bir yıl yüksek oranda asbeste maruz kalanlar olduğuna dikkat çekerek, 5–10 yıl süreyle tersanede kapalı alanda çalışanlar, düzenli olarak asbestli çimentoyla çalışanlar, asbest maruziyetli tesisatçılar ve balata tamircilerinin ise orta derecede risk taşıdığını belirtti.
Mezotelyomaya ait belirti ve bulguların asbest maruziyetinden 20 ila 50 yıl sonra ortaya çıktığına da dikkat çeken Prof. Dr, Terzi, hastalığın seyrinin ağır ilerlediğini vurguladı. Mezotelyomanın deneyim gerektiren zor bir tedavisinin olduğunun altını çizen Prof. Dr. Terzi, açıklamalarını şöyle tamamladı:
“İki aşamalı tedavide önce karın içindeki tüm tümörler temizleniyor, ardından karın boşluğu ısıtılmış kemoterapi ilacıyla yıkanıyor. HİPEK adı verilen bu yöntem yaşam süresini uzatsa da asıl korunma, riskli ortamlardan uzak durmakla mümkün.”
Kentsel dönüşümle artan sessiz tehlike: Mezotelyoma
Prof. Dr. Cem Terzi, Mezotelyoma’dan korunmanın en etkili yöntemin asbestten uzak durmak olduğunu söyledi.
Paylaş: