Kartalkaya yangını büyük facia, ya sonrası?

Çoğunluğu çocuk 78 vatandaşımız hayatını kaybetti, Kartalkaya otel yangınında… Cumhurbaşkanımız Erdoğan, faciayla ilgili bir açıklama yaptı ve “Gereken neyse yapılacak. Milletimize bu büyük acıyı yaşatanlar mutlaka yargıya hesap vereceklerdir. Facianın tüm yönleriyle araştırılması, ihmali veya kusuru olanların hesap vermesi amacıyla gerekli soruşturmalar başlatıldı. AK Parti TBMM Grubu yangın felaketinin tüm yönleriyle Meclis’te araştırılması için önerge verdi. Felaket üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi. Ama ne oldu, Facia ile ilgili “Kim sorumlu” sorusunun cevabı konusu, “bilirkişi raporları ortaya çıkmadan” “siyasi bir masa tenisi” oyununa dönüştürüldü. AKP’li Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, arkalarına “partilerini ve yetkililerini de alarak” sorumluluğu “karşı tarafa yüklemek için” açıklama üstüne açıklama yaptılar.  Medyamızda “bu tabloda, ‘taraf’ olarak” yerini aldı. Ama vatandaş da “Korsan bilirkişi raporu” tartışmalarına varan “karşılıklı sorumluluk iddialarından öteye” bir “gerçek bilgiye” ulaşamadı. Prof. Dr. İbrahim Ortaş, bu acı tabloyu yorumlarken, ne kadar haklıydı: “Anlaşılan o ki, belediyelerin yetki ve sınırları ile sorumluklar konusunda sahada çok sık kent belediyeler arasında yetki karmaşası yaşanıyor. Basına yansıyan büyükşehir ve ilçe belediye zabıtaları arasındaki kavgalar yaşanıyor. Hele bir de işin içine siyasi parti temsiliyeti farklılıkları da girince durum dahada zorlaşıyor. Kartalkaya faciasında da görülüyor ki, hukukçular bile il mücavir alanı ve il dışı alanlarda yetkili merci ve itfaiyenin görev alanı konularında yapılan değişiklikler ile tam tanımlama yapmakta zorlanıyorlar. Aslında normalinde kamu hizmeti konusunda bu tür sorunlar yaşanmamalıydı. Vergilerini kamuya ödeyen vatandaşlar yetki sorunun kimde oluğuna değil aldığı/alacağı hizmete bakar. Bir kez daha yaşanan facia ve sonrasındaki plan program ve bilgiye dayalı sorun çözme becerisini uygulayamadığımızı gösteriyor.”   +++++++   Kenan Yavuz Gecesi… Petkim’in Genel Müdürü ve Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR) Türkiye Başkanı olarak uzun yıllar İzmir’in ekonomik gelişimine önemli katkılar sağlayan Kenan Yavuz, memleketi Bayburt’ta kurduğu ve adını taşıyan “Kenan Yavuz Etnografya Müzesi” ile son dört yılda iki uluslararası ödüle ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’ne layık görüldü. 1 Şubat’ta, “o yıllarda Kenan Yavuz ile beraber çalışan” Serkan Aksüyek kardeşimin “onun yaşam öyküsünü konu alan ‘Bir Sahiplenme Hikayesi’ kitabının lansmanının da yapıldığı” gecede, müzenin aldığı ulusal ve uluslararası ödüller kutlandı. Adnan Saygun Sanat Merkezindeki, ünlü sanatçıların konser verdiği gecede, İzmir’in iş, sanat, sivil toplum kuruluşlarının ve basının temsilcileri bir araya geldi.     +++++++   Sözün Özü… İskoçya Sağlık Bakanı Michael Matheson, hakkında “resmi kullanım için verilen iPad'e gelen 11 bin sterlinlik fatura” sebebiyle parlamentoda soruşturma açılınca, tabletini çocuklarının da “maç seyretmek için kullandığını” itiraf ederek, istifa etti. Matheson, İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf'a gönderdiği istifa mektubunda, “soruşturmanın, hükümetin gündemini ilerletme konusunda dikkat dağıtıcı bir unsur haline gelmesini önlemek için şimdi istifa etmem kendimin ve hükümetin yararınadır” dedi. Bizde “izin verilirse” istifa edilir!   ++++++   Erdem ve politika… “Ben bir Türk’üm. Ve insanlara sevgi ve saygıyla dolu bir milliyetçiyim. Irkçı milliyetçilikten de, yayılmacı milliyetçilikten de nefret ederim. Ben barışçı milliyetçiyim. Dışarıya karşı bağımsızlığımızın, içte de kültür değerlerimizin korunmasının mücadelesini veren milliyetçiyim. Liderim Atatürk’tür.”   Ali Naili Erdem   ++++++