Vecdi Sayar Gözlem Gazetesi Yayın Kurulu Toplantısına konuk oldu. Toplantıda konuşan Sayar, “Hedefim Türkiye’de kültürün sanatın yaygınlaşması” dedi. Bu yıl 5.’si gerçekleştirilen Uluslararası İzmir Film ve Müzik Festivali’ni sponsor desteğiyle yürütmeye çabaladıklarını fakat bunun ancak yerel yönetimlerden ve iş dünyasından gelecek destekle sürdürülebilir olabileceğini kaydetti. Sayar, “Kendi cebinden vererek festival yapmak pek makul bir iş değil. Bu sürdürülebilir bir süreç değil” dedi. Dünyada, Türkiye’de ve İzmir’de sinema sektörünün bugününü değerlendiren Sayar, Türkiye’deki festival anlayışını da eleştirdi.
Sayar, “Türkiye’de her yörenin ayrı kültürü, bir de eğitim politikamızın getirdiği bir takım kültürel veriler var fakat sanat alanında çok eksiklerimiz var. Dünyadaki sanatsal gelişmelerin çok uzağındayız. Sadece Anadolu’nun uzak kentlerinden söz etmiyorum. İzmir bile ne yazık ki epey geride kalmış durumda… İstanbul’un gerisinde yer alıyor. İzmir’de çok fazla bir şey yapılmadığını görüyordum. İstanbul’da çok büyük bir rekabet var ve çok şey yapılmakta. İzmir’de ise durum tam tersi” ifadelerine yer verdi.
“Mizah Festivali’ne devam”
İzmir’e İstanbul’dan gelen ve kentte kültür sanat alanında etkinlikler düzenlemek için kolları sıvayan Sayar, “Geldiğim zaman belediye başkanımız Aziz Bey’di. (Kocaoğlu). Aziz Bey bir film festivaline çok sıcak bakmadı. Çünkü daha önce bir deneyim yaşamıştı ve çekiniyordu. Ama Aziz Bey ile bir mizah festivali başlattık. Mizah da çok ihtiyaç duyduğumuz bir alan ve Türkiye toplumunun çok güçlü olduğu bir alan. Mizah festivalinin 9. yılına geldik. Buradaki amacım mizah ögesini tüm sanat dallarında tiyatro sinema edebiyat hatta müzikte tabii ki karikatürde araştırmak. Bu festivalimiz sürüyor” dedi.
“Uluslararası Film ve Müzik Festivali 5. kez gerçekleşti”
Tunç Soyer İzmir’in büyükşehir belediye başkanlığı görevine geldiğinde, kentin ihtiyacı olan film festivalini başlattıklarını aktaran Sayar, “İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali adıyla bir festivali başlattık 6 yıl önce. İzmir’de biz çok iyi bir başlangıç yaptık. Belediye bütün imkanları ortaya koydu. Festivalimiz 3 yıl, Tunç Soyer’in başkanlığında; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kültürlerarası Sanat Derneği’miz iş birliği ile düzenlendi. Dahan sonra devam etme şansı olmadı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay dernekle devam edin dedi. Bu bizim için şartları çok zorladı. Çünkü biz o güne kadar işin mali yönüne hiç girmemiştik. Kültürlerarası Sanat Derneğimiz tarafından düzenlenen İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali bu yıl beşinci kez gerçekleşti” şeklinde konuştu.
“İzmir’de sinema kültürü gelişmiş değil”
“İzmir’de neden film ve müzik festivali yaptıklarını anlatan Sayar, “Çünkü artık dünyadaki festivallerin büyük kısmı, tematik. Belli bir konuya ya da belli bir coğrafi bölgeye ayrılmış festivaller. Aksi halde dünyanın en büyük festivalleriyle yarışmak mümkün değil. Milyarlarca liralık bütçeleri var bu festivallerin: Cannes Film Festivali, Berlin Film Festivali ve Venedik Film Festivali. Dünyada tematik festivaller daha ön planda en büyükler arasına girme şansımız yok. O zaman 100 milyon dolarlardan konuşmamız lazım. Biz bölgede önemli bir festival olmalıyız. Bir de tematik bir festival. İzmir’in potansiyeli müzik açısından çok güçlü. Birçok müzisyen yetiştirmiş ve müziği çok seven bir kent halkı var. İzmir’in sinema kültürü daha gelişmemiş. Bunda da kimsenin suçu yok çünkü yıllarca bir festivale, bir sinemateke sahip olmamış bu kent. Şimdi de yok” sözlerine yer verdi.
“Cebinden vererek festival yapmak, sürdürülebilir değil”
İstanbul’da hemen hemen bütün büyük holdinglerin, bankaların, sanayi kuruluşlarının yarışma düzenlediklerini, festivallere destek olduklarını kaydeden Sayar, “İstanbul’da bu bilinç var. İzmir’e gelince hayal kırıklığına uğradım. Hükümetten yana olmayan belediyeye, iş insanları sıcak bakamıyor, belki gönülleri istiyor ama yapamıyorlar deyip geri çekildik. Fakat bağımsızlığımızı bu yıl zorunlu olarak kazandıktan sonra mecbur kaldık. Bir sponsorlarla devam edebiliriz ancak diye ve kısmi bir başarı sağladık. Konaklama sektörü, konukların otel ihtiyacını karşıladı. Yükseliş otomotiv bize 2 araç vererek ulaşım konusunda destek oldu. Bir arkadaşımız broşür baskısını üstlendi. İstanbul’daki gibi büyük ölçüde imece usulü iş yaptık. Fakat tabii ki özellikle yurtdışındaki filmleri para vererek alıyorsunuz. İzmir’de bu işin yaşaması gerekiyor diyerek bu yıl için sinema sektörü bizden para istemedi. Türkiye’deki sinemacılar filmlerini ücretsiz verdi. Böyle katkılar oldu. Kültür Bakanlığı 500 bin lira destek verdi. Borçlanarak ama denk bir bütçe ile bitirdik sonucunda. Bu sürdürülebilir bir süreç değil. Kendi cebinden vererek festival yapmak pek makul bir iş değil” diye konuştu.
“İzmir bir sinema kenti olabilir”
İzmir’de farklı sektörlerin sinema sektörüne ilgi duymasını sağlamak gerektiğinin altını çizen Sayar, “Çünkü İzmir’in bir sinema kenti olması mümkün. Hatta hem sinema hem de müzik kenti. Altyapıya ihtiyacı var. Bazı diziler gelip çekim yapıyor ama süreklilik kazanmıyor. Çünkü görüyorlar ki altyapı olarak İstanbul’a gitmek zorunda yine. Burada sağlıklı bir stüdyo kurulamadı, bir takım yan sektörler gelişmiş durumda değil. Oysa ki dört üniversitemizde sinema bölümü var. Çocuklar yetişiyor. En iyileri hemen İstanbul’a gidip orada çalışmaya başlıyorlar. Bu konu yerel yönetimlerin bizzat sorumluluğunda olan bir konudur” dedi.
“Seyirci yoksa sinema yaşamaz”
Sektörün yaşaması için seyirci yetişmesi gerektiğini vurgulayan Sayar, “Alıcısı olmayan bir sektör yaşayamaz. Seyirci yetiştirmek için de bu tür etkinlikler, sinematekler, festivaller çok önemli. Çünkü onun dışında ticari sinema mekanizmasında şu anda çok ciddi bir kriz var. Sinema salonları boş. Ancak yılda bir iki çok meşhur çok iş yapan bir film gelirse gidiyor halk. Parasını ona ayırıyor. Bunun nedenlerinden biri bilet fiyatlarının çok artmış olması. Dünya standartlarına yaklaştı. Sadece bilet fiyatları değil sorun. Sinemada seyretme ihtiyacını insanlara yeterince anlatamamışız. Gençler ben tabletten film seyrediyorum diyor. Hatta hızlandırarak izliyoruz diyorlar. Dolayısıyla burada seyirci yetiştirmek görevi en başta yerel yönetimlere bir ölçüde de kentin diğer dinamiklerine düşüyor” ifadelerini kullandı.
“Dünyada seyirci sayısı azaldı”
Sadece Türkiye’de değil dünyada sinemalarda seyirci sayısının azaldığını aktaran Sayar, “Dünyada sinema sektörü ve televizyon sektörü artık birbirinden kopamayacak kadar bir bütün haline geldi. Dünyanın en büyük yönetmenleri televizyona film yapıyor. Sinemada yalnız bizde değil dünyada seyirci azalması var. Dolayısıyla platformlar giderek arttı. Platformalara film yapılıyor. Bu sinema sektörünün hala devamlı ve güçlü olduğunu gösteriyor. Çünkü büyük satın almalar oldu” dedi.
“Türkiye’de festival enflasyonu var”
Türkiye’deki festivallere ilişkin konuşan Sayar, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de bir festival enflasyonu var. Sebze meyve festivalleri olarak tanımladığım çok sayıda festival var. Otun patlıcanın her şeyin festivali var. Tabii ki tarım sektörünün de bu tip festivallere ihtiyacı var. Bu açıdan bir sıkıntı yok. Fakat bu festivalin bir yandan da imajını zedeleyen bir şey. O da festival bu da festival diye bakılıyor. Hele yerel yönetimler ona daha çok ziyaretçi geliyor diyor. Türkiye’de İzmir, sinema festivalinin en öncülerinden biridir. 1961 yılında fuarda bir yarışma düzenlenmiş ve o 1 yıl sürmüş sadece. 1964’te Antalya Festivali ilk ciddi festival adımıdır. Ve o büyüyerek bugünlere geldi. Antalya’dan sonra İstanbul başladı. İstanbul’un da bütçesi Antalya gibi değildir. Bu açıdan avantajdır. İzmir’in bir dezavantajı, uluslararası ulaşımın kentte son derece zayıf olmasıdır.”
İzmir, sinema kenti olabilir
Akdeniz Filmleri Festival Direktörü ve Kültürlerarası Sanat Derneği Başkanı Vecdi Sayar, İzmir’in sinema açısından büyük potansiyele sahip olduğunu ancak bu kültürün kentte gelişemediğini bunun sebebinin ise kentin yıllarca bir festivale, bir sinemateke sahip olmaması olduğunu söyledi. “İzmir bir sinema kenti olabilir” diyen Sayar, bunun gerçekleşmesi için iş insanları, bankalar, holdingler ve yerel yönetimlerin desteğinin şart olduğunu belirtti.
Paylaş: