.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

“İzmir-Selanik arası feribot seferleri canlandırılmalı”

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir-Selanik uçuşlarına ek olarak önceden yürürlükte olan İzmir-Selanik arası feribot seferlerinin yeniden canlandırılması gerektiğini belirterek, “İzmir-Selanik arasında yalnızca havayolu ile değil, denizyolu ile de efektif bir ulaşım koridoru kurabilirsek mesafeler kısalacak, karbon ayak izi azaltılmış ve doğa dostu bir lojistik rota yaratılarak lojistik faaliyetlerin çevresel etkileri en aza indirilmiş olacak” dedi.
“İzmir-Selanik arası feribot seferleri canlandırılmalı”
Paylaş:
İZTO Haziran ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Salonu’nda, İZTO Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Özgener, ülke ve dünya ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

“Savaş piyasaları sarstı”

İran ile İsrail savaşının etkileri hakkında konuşan Özgener, şu ifadelere yer verdi: “Savaşın insani boyutlarının yanı sıra, hepimizi etkileyen siyasi ve ekonomik yanları da var. Özellikle, İran’ın, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin saldırılarına karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ve Katar’da yer alan Amerika Birleşik Devletleri’ne ait üslerin vurulması, sadece bölge ülkelerini değil, küresel ekonomiyi de doğrudan etkileyebilecek çok kritik bir gelişme. Hürmüz Boğazı, küresel petrolün yaklaşık yüzde 20'sinin taşındığı, enerji arz güvenliği açısından hayati öneme sahip bir geçiş noktası. Deniz taşımacılığındaki sigorta ve navlun maliyetlerinin şimdiden artmaya başlaması, bazı gemilerin Hürmüz Boğazı dışında konumlanması da piyasaların ne kadar temkinli olduğunu gösteriyor. Hürmüz’den geçen petrol sevkiyatları büyük ölçüde devam ediyor, ancak küresel stok seviyelerinin yüksek oluşu, arz-talep dengelerinin halen kontrol altında olduğunu gösteriyor. Yine de savaşın küresel enerji piyasalarını sarstığının altını çizmek durumundayız.”

“Mevcut riskler arttı”

Hürmüz Boğazı’nın önemli bir enerji arz noktası konumunda olduğunu altını çizen Özgener, “Bu noktada, enerji arzını güvence altına almaya yönelik uluslararası politikaların geliştirilmesi önem taşıyor. Bununla birlikte, savaş sonucunda artan emtia ve petrol fiyatları, bütün dünya ekonomileri için enflasyon riskini canlı tutmasının yanı sıra, sıkı para politikalarının daha uzun süre gündemde kalması riskini de ortaya çıkarıyor. Yüksek faiz, dünya ekonomisinin daha da yavaşlamasına sebep olabilir. Dünya; daha yavaş bir büyüme trendinde ilerlerken, yaşanan bu savaşlar, ne yazık ki, hem küresel ekonomi için, hem de ülkemiz ekonomisi için mevcut riskleri artırdı. Bu anlamda, jeopolitik krizler döneminde sağduyu ve diplomasinin her zamankinden daha kıymetli olduğunu görüyoruz. Dünya ekonomisinin böyle bir şoku kaldıracak gücü kalmadı” dedi. 

“OSB’lere teşvikler artırılmalı”

İzmir özelinde, Bayındır ve Kınık Tarıma Dayalı OSB’lerinin yanı sıra Kiraz ve Beydağ ilçelerinde artan teşvik oranlarının bölgesel kalkınma açısından önemini vurgulayan Özgener, “Sistemin daha da etkin olması için, yazılım, veri, algoritma gibi teknolojik yatırımlar için de vergi teşviklerinin olmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte, sanayi-hizmet-akademi iş birlikleri için yapılandırılmış teşvik mekanizmalarının da dikkatle ele alınması gerektiği kanaatindeyiz” ifadelerine yer verdi. OSB’lerin sanayi politikalarının en stratejik araçları arasında yer aldığına dikkat çeken Özgener, “Sanayinin bölgesel kalkınmadaki rolünü güçlendirmek amacıyla OSB’lere yönelik teşviklerin artırılmasının büyük önem taşıdığını düşünüyor, yatırım teşvik programının başarısının da OSB’lerin başarısıyla doğru orantılı gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bu bağlamda, teşvik sisteminde yüzde 50 oranında uygulanan SGK işveren primi desteğinin OSB’ler için artırılmasının, yatırım motivasyonunu yükselteceği ve istihdamı teşvik edeceği kanaatindeyiz. Özel sektör için önemli bir fırsat olan bu teşvik sisteminin, sahadan gelecek sektörel bazlı ihtiyaçlara göre revize edilmesinin önümüzdeki dönemde önem taşıyacağına inanıyoruz” dedi. 

“İleri teknolojide daha fazla yol almalıyız”

Türkiye’nin ileri teknoloji ihracatında girişimci sayısını artırması ve toplam ihracat içinde bu ürünlerin payını yukarı çekmesinin büyük önem taşıdığını kaydeden Özgener, “Son iki yıldır yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımızın toplam ihracat içindeki oranı düşüş eğiliminde. Güncel verileri değerlendirdiğimizde, Ocak-Nisan döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,8 iken, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ihracatı içindeki oranının yüzde 3,5’te kaldığını görüyoruz. Bu oranlar, uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için daha fazla yol kat etmemiz gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu eğilimi tersine çevirmek için üretim kabiliyetimizi güçlendirmemiz ve yatırım ortamını daha cazip hale getirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. 

“İzmir-Selanik arası feribot seferleri canlandırılmalı”

İzmir-Selanik uçuşları şu an için Haziran-Ekim aylarını kapsayacak şekilde yeniden başladığını hatırlatan Özgener, “Aegean Airlines tarafından icra edilen uçuşlarla iki kent arasındaki ulaşım 1 saate düştü. Bu uçuşların lansmanı ile ilgili olarak hafta başında Büyükşehir Belediyemiz ev sahipliğinde bir toplantı gerçekleştirdik. Doluluk oranlarının yüksek olması halinde, bu seferlerin yıl geneline yayılmasının mümkün olacağını düşünüyorum. Bu kapsamda, toplantıdaki konuşmamda İzmir-Selanik uçuşlarına ek olarak önceden yürürlükte olan İzmir-Selanik arası feribot seferlerinin de yeniden canlandırılması üzerine birlikte çalışmamız gerektiğini düşündüğümüzü ifade ettim.  Selanik Belediye Başkanı Sayın Stelios Angeloudis, Selanik’e döndükten hemen sonra çalışmaya başlayacaklarını ifade ederek, iki şehir arasındaki deniz yolu ile ulaşımın yeniden başlamasından kendilerinin de mutluluk duyacağını söyledi.   İzmir-Selanik arasında yalnızca havayolu ile değil, denizyolu ile de efektif bir ulaşım koridoru kurabilirsek mesafeler kısalacak, karbon ayak izi azaltılmış ve doğa dostu bir lojistik rota yaratılarak lojistik faaliyetlerin çevresel etkileri en aza indirilmiş olacak” ifadelerine yer verdi.