Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

“İzmir’in yerel kalkınma planının özünü ‘Yeşil’ ve ‘Mavi’ eksenler oluşturuyor”

Okuma Süresi: 3 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Geçtiğimiz hafta Gözlem Podcast yayınımızda konuk ettiğimiz İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, İZKA’nın uzun ve kapsamlı bir çalışma sonucu hazırladığı İzmir Bölge Planı’nın özünü, “Yeşil Eksen, iklim kriziyle bağlantılı olarak İzmir'deki iktisadi faaliyetlerin yeşil dönüşümünü amaçlıyor. Mavi Eksen ise bizim bir liman kenti olduğumuz gerçeğinden besleniyor. Bu eksenlerin yaratacağı değişimlere toplumun hazır olması için Toplumsal Eksen’i doğru oluşturmalıyız” sözleriyle açıklıyor
“İzmir’in yerel kalkınma planının özünü ‘Yeşil’ ve ‘Mavi’ eksenler oluşturuyor”
Paylaş:
Plan ve planlama, Osmanlı’dan günümüze toplum ve devlet olarak belki de eksikliğini en çok çektiğimiz olguların başında geliyor. Genç Cumhuriyetin başkenti Ankara için Atatürk döneminde yapılan planlar, onun vefatının ardından defalarca kez değişmişti. 1922 büyük yangının ardından İzmir için yapılan planlar da öyle. Başlangıçta ulusal çapta başarılı sonuçlar veren beş yıllık kalkınma planları, 80’lerden itibaren formalite icabı hazırlanan ve uygulamaya yansımayan çalışmalar haline gelmişti. Politika ve onun sağladığı rant öylesine güçlüydü ki, planlı bir gelişim yerine günü kurtarma yolunu seçtik.
Ancak son dönemde merkezde de yerelde de planlama kavramının önemi daha iyi anlaşılıyor sanki. Belediyelerin kurduğu planlama ajansları bir yandan, bölgeler bazında faaliyet gösteren kalkınma ajansları diğer yandan, ilgili oldukları bölgelerin orta ve uzun vadeli gelişimlerini öngören planlar hazırlıyor. Bu çalışmaları en verimlisi ve en doğru yapmanın yolu ise, adı geçen kurumların iş birliği içinde çalışması.

İzmir Bölge Planı

İşte İzmir Kalkınma Ajansı’nın geçtiğimiz aylarda lansmanını yaptığı İzmir Bölge Planı, tam olarak böyle bir iş birliği içinde hazırlanmış bir plan. İşin içinde Bakanlık var, Büyükşehir Belediyesi var, ilçeler var, STK’lar var, hatta doğrudan görüşme ve anket çalışması yoluyla doğrudan halkın kendisi var.
İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, planın koordinasyonunu yürüten isim. Kendisini İZKA’da ziyaret ettim ve merak ettiklerimi sordum. Nedir bölge planı? Amacı nedir? Ve özelde İzmir Bölge Planı, kente ve bölgeye ne öneriyor? Yavuz, bölge planlarının “Türkiye’nin en üst ölçekteki beş yıllık kalkınma planının hem sektör ve hem de mekân bazında daha da somut düzeye taşıyan plan dokümanları” olduğunu anlatıyor ve şöyle diyor: “İzmir Bölge Planı, 2024-2028 yıllarını kapsayan İzmir bölgesi için aslında yol gösterici bir kamu politikası dökümünü.
Türk kamu politikası mimarisinde bölge planlarını, merkezle yerel arasında köprü vazifesi gören temel politika dokümanı olarak nitelendirebiliriz. Dolayısıyla böyle bir hiyerarşi içerisinde İzmir Bölge Planı’nı, kentin beş yıllık kalkınma amaç ve hedeflerini ortaya koyan bir plan olarak niteleyebiliriz. Yani bir nevi, mikro ölçekte İzmir'in kalkınma planı desek çok da yanlış olmaz.”

Kurumlar arası iş birliği

İzmir’in Bölge Planı oluşturulurken yerelde kamu, belediye ve özel sektör birlikte hareket etti. Politik çelişkilerin ve zıtlaşmaların yoğunlaştığı bir dönemde söz konusu iş birliğinin çok kıymetli olduğu yönündeki görüşümü belirtiyorum Yavuz’a. Yanıtı şu oluyor: “Bütün çalışmayı aslında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın görevlendirmesiyle İZKA olarak biz koordine ediyoruz. Ancak bu plan, İzmir Kalkınma Ajansı'nın planı değil, bütünüyle İzmir'e ait. Kentteki her kurum tarafından rehberlik edilerek hazırlanan bir doküman. Bu anlamda biz de katılımcılık süreçlerine çok önem verdik. Her ilçede çalıştaylar düzenledik, planın muhatabı olan tüm kesimlerin görüşlerini aldık. Bir de işin vatandaş boyutu var; insanların katılımını sağlamak için çok kapsamlı bir saha çalışması gerçekleştirdik. Özetle herkesin görüşünü, önerisini alıp planı bu şekilde ortaya çıkarmaya gayret ettik.”

Yeşil ve mavi eksen

İZKA, kurumsal yapılanması itibariyle “Yeşil Büyüme” ve “Mavi Büyüme” kavramlarını organizasyonuna oturtmuş bir kurum. İzmir Bölge Planı çalışmasının da en kritik boyutlarını “Yeşil Eksen” ve “Mavi Eksen” oluşturuyor. Tabi bir de bu eksenlerin üzerinde yükseldiği “Toplum Ekseni” var. Yavuz anlatıyor: “Yeşil eksen, iklim kriziyle bağlantılı olarak İzmir'deki iktisadi faaliyetlerin yeşil dönüşümünü amaçlıyor. Bu kapsamda özellikle tarım ve sanayideki üretim faaliyetlerinin daha çevreci teknolojilerle yapılması, karbon ayak izinin azaltılması ve bunu sağlamaya yönelik çalışmaların hayata geçirilmesi, yeşil eksenin özünü oluşturuyor. Mavi eksen ise bizim bir liman kenti olduğumuz gerçeğinden besleniyor. İzmir kadim bir liman kenti ve esasen limanı sayesinde metropole dönüşmüş bir merkez. Dolayısıyla liman ve lojistik altyapısını geliştirmek, ilaveten denizin sunduğu iktisadi imkanlardan, yine çevreci koşullarda ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde yararlanmak da mavi eksenin özünü oluşturuyor. Tabii ki yeşil ve mavi eksenin tamamlayıcısı olarak bir de toplum eksenimiz var. Teknolojik açıdan yaşanan değişimlere toplumun da hem kurum bazında hem kişi bazında hazırlıklı olması gerekiyor.”

İzmir Bölge Planı’nın uygulanmasını dilemek düşüyor bize...