ENGİN TATLIBAL
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İzmir’in kültür ve sanat damarı, Beyler Sokağı’ndan Bahribaba’ya uzanan şeritte attı hep. İzmir’in önde gelen yayınevleri, gazeteleri ve kültür kurumları buradaydı. 1912’de İzmir Milli Kütüphane de burada kurulmuştu. Cumhuriyet döneminde Eytam Yurdu Binası’nın Etnografya Müzesi’ne dönüştürülmesi ile bu özellik sürdü. Arkeoloji Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi ve hatta 70’lerde inşaatına başlanan ama bitirilemeyen bir opera binası da buradaydı. Bütün bu kurumların oluşturduğu gerdanlığın incisi ise hiç kuşkusuz 1973’te, Turgut Pura’nın yönetiminde burada faaliyete geçen İzmir Resim ve Heykel Müzesi oldu. Zamanın ve tabiatın hoyratlığı ile sürekli taşınmak zorunda kalan ve şimdi İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nda faaliyetlerini yürüten müzenin müdürlüğünü, günümüzde Sayın Ayşe Füruzan Caman üstlenmiş durumda. Genç, dinamik ve görevinin yüklediği sorumluluğun bilinciyle çalışan Sayın Caman ile İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ni konuştuk.
Kimdir Ayşe Füruzan Caman?
Öncelikle bu röportaj için Gözlem Gazetesi'ne çok teşekkür ediyorum. Ben Özel Ege Lisesi'nde okudum ve 2022 yılında Ege Üniversitesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünden mezun oldum. 2005 yılında Ege Üniversitesi’nde Eskiçağ Tarihi alanında yüksel lisans eğitimimi, Helenistik Mısır Kraliçeleri üzerine bir tez hazırlayarak tamamladım. 2017 yılında da Antik Mısır ve Anadolu İlişkileri üzerine doktora tezimi tamamladım ve doktor unvanımı aldım. Bu arada 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı olarak göreve başladım. 2010 yılında da Ilusu Barajı Projesi ile Asvan Barajı Projesi'ni karşılaştıran bir tez hazırlayarak Kültür ve Turizm Uzmanlığı unvanını aldım.
İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ne uzanan yolculuğunuz?
Büyüdüğüm ve okuduğum şehirde çalışıyor olmak gerçekten mutluluk verici benim için. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde atamam Ankara’ya, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne çıkmıştı. Ardından İzmir’e tayin edildim ve İzmir 1 Numaralı Koruma Bölge Kurulu'nda ve İzmir Arkeoloji Müzesi'nde görev yaptım. 2015’i izleyen dört yıl boyunca İzmir Arkeoloji Müzesi müdür yardımcılığı görevinde bulunduktan sonra, 2020 yılının Ocak ayından beri de İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nin müdürlüğünü yürütmekteyim. İzmir Resim ve Heykel Müzesi benim için çok önemli, büyük bir keyifle görev yapıyorum burada. İzmir'in kent ve kültür hayatına önemli etkileri olan, herkesin buluşma noktası haline gelmiş bir kültür kurumunun başında idarecilik yapmak benim için bir onur kaynağı.
İzmir depreminin ardından pek çok kurum gibi İzmir Resim ve Heykel Müzesi de pek çok kez taşındı...
Evet, maalesef Konak’ta bulunan müze yapımız 2020 yılının Ekim ayındaki depremde hasar aldı. Devamında önce Kültürpark’taki Bruno Taut binasına taşındık ve orada yaklaşık sekiz ay kadar hizmet verdik. Bruno Taut binası da İzmir için önemli bir yapıdır. Bugünkü Kültürpark’ın düzenlemesi sürecinde mimar Bruno Taut tarafından Maarif Vekaleti Pavyonu olarak yapılan bu bina, Fuar’ın erken döneminde yapılmış ve şu anda da ayakta olan bir iki özel yapıdan biri durumunda. Şimdi ise Alsancak’taki eski tütün rejisi olarak bilinen ve Bakanlığımızca İzmir Kültür Sanat Fabrikası olarak düzenlenen kompleksin içinde hizmet vermekteyiz.
İzmir adına mutluluk veren bir mekan oldu burası...
Size katılıyorum. İzmir Kültür Sanat Fabrikası'nda, İzmir Resim ve Heykel Müzesi'ni yine sanatseverlerle, İzmir'in kültür hayatıyla buluşturduk. Tabii ki böylesi bir kültür adasında İzmir Resim ve Heykel Müzesi'nin yeni mekanında izleyicilerle buluşması bizler için çok değerli.
Yeni bir mekan ve yeni bir müzeden söz ediyoruz aslında değil mi?
Evet. Çünkü burada hem teşhirimizi yeniledik, hem de müzemizi taşıma ve yenileme sürecinde koleksiyonumuzu geliştirdik. Geçici sergi salonumuzda da süreli sergilerimizle sanatseverlerle buluşmaya başladık. Bu anlamda geri dönüşler bizim için çok güzel oldu.
İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonundan söz etmenizi istesek?
700 civarında eser ile oldukça zengin bir envantere sahip olduğumuzu söylemek istiyorum. Koleksiyonumuzda Tanzimat döneminden günümüze çok kıymetli sanatçılarımızın eserleri kronolojik bir şekilde sergilenmekte ve sanatseverlerle buluşmakta. Müzemizde Şeker Ahmet Paşa, Halil Paşa, Mülazım Remzi, Sülayman Seyyid Bey, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail, Şevket Dağ, Zeki Kocamemi, Mahmud Cuda, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nurullah Berk, Cemal Tollu, Abidin Elderoğlu, Nuri İyem, Fahrelnisa Zeid, Mubin Orhon, Sabri Berkel, Neşet Günal, Turan Erol, Adnan Çoker, Halil Akdeniz, Neşe Erdok, Devrim Erbil gibi önemli ressamların eserlerinin yanı sıra Turgut Pura, Kuzgun Acar, Zühtü Müridoğlu, Ali Hadi Bara, Ferit Özşen, Sadi Öziş gibi heykel sanatçıları ile Füreya Koral, Bingül Başarır, Mustafa Tunçalp, Mehmet Tüzüm Kızılcan gibi seramik sanatçılarının da önemli yapıtları sergilenmekte.
Bir kültür insanı olarak, kuruluşundan günümüze İzmir’in ve Türkiye’nin sanat yaşamında önemli etkileri olmuş bir kurumun başında olmak nasıl bir duygu?
Elbette burada olmanın mutluluğu ve gururunun yanında, ciddi de bir sorumluluk duygusu içinde hissediyorum kendimi. Geçmişte Turgut Pura gibi, Mehmet Sabır gibi isimlerin görev yaptığı bir konumda olmanın bilinci, bu duyguyu daha da pekiştiriyor.
İzmir’in sanat hazinesi ziyaretçilerini bekliyor
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İzmir’in kültür ve sanat damarı, Beyler Sokağı’ndan Bahribaba’ya uzanan şeritte attı hep. İzmir’in önde gelen yayınevleri, gazeteleri ve kültür kurumları buradaydı.
Paylaş: