.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

İZKA, İzmir’in sürdürülebilir kalkınmasına yön veriyor

Okuma Süresi: 5 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
İZKA, İzmir’in sürdürülebilir kalkınmasına yön veriyor
İZKA, İzmir’in sürdürülebilir kalkınmasına yön veriyor
Paylaş:
Dr. Mehmet Yavuz, Gözlem Gazetesi Yayın Kurulu Toplantısı’nın konuğu oldu. Toplantıda, İzmir Kalkınma Ajansı’nın çalışmalarını paylaşan Yavuz, Ajans koordinasyonunda hazırlanan 2024-2028 Dönemi İzmir Bölge Planı’na dair bilgiler verdi; planın, 19 Şubat 2025 Çarşamba günü İzmir İktisat Kongre Merkezi’nde düzenlenecek toplantıyla tanıtımının yapılacağını söyledi. “İzmir ciddi bir çevresel baskı altında” Sınırlı doğal kaynaklara sahip İzmir’in, korunması gerekli pek çok ekosisteme ev sahipliği yaptığını ancak kentleşme, yoğun tarımsal üretim ve sanayileşmenin etkisiyle ciddi çevresel baskı altında olduğunu belirten Yavuz, “İzmir’de hayatın, tarımsal, sınai ve diğer bütün iktisadi faaliyetlerin devam ettirilebilmesi açısından su başta olmak üzere doğal kaynaklar üzerindeki stresin yönetilmesi gerekiyor. Şehrimizin kuzey aksı ülkemizin en önemli ağır sanayi tesislerine ev sahipliği yapıyor, Küçük Menderes Havzası ülkemizdeki en yoğun tarımsal üretim faaliyetleri gerçekleştirilen bölgelerin başında geliyor, Yarımada bölgesi ise giderek artan kentsel nüfus ve turizm faaliyetleri sebebiyle önemli bir baskı altında. Körfez tabii ki bizim için bir nimet ama aynı zamanda körfezin etrafında, çok dar bir alanda yer alan 10 ilçede yaklaşık 3 milyonu aşan bir nüfus yaşıyor. İzmir’in kilometrekare başına düşen nüfusu Türkiye ortalamasının üç kat üzerinde. Normalde Türkiye’de kilometre başına 110 kişi düşerken bu İzmir’de 370 kişi, dolayısıyla bunun da yarattığı ilave çevresel bir baskı var” dedi. “Yeşil, mavi ve toplum ekseni” vurgusu İzmir’de yaşanan çevresel baskının nasıl yönetilmesi gerektiği sorusunun yanıtını Ajansın mutfak çalışmalarıyla ortaya koyduklarını anlatan Yavuz, şöyle konuştu: “Özellikle 2020 ve sonrası çalışmalarımızda yeşil büyüme ve mavi büyüme yaklaşımını odağımıza yerleştirdik. Ajans olarak mutfakta yaptığımız çalışmaların sentezi niteliğinde olan İzmir Bölge Planı, “Yeşil Dönüşüme ve Mavi Büyümeye Öncülük Eden, Dirençli ve Canlı Bir Liman Şehri” vizyonuna sahip ve bu vizyonu besleyen “yeşil eksen”, “mavi eksen” ve “toplum ekseni” olmak üzere üç politika ekseni altında önümüzdeki beş yıllık dönem için bir yol haritası sunuyor. Yeşil eksen başlığı altında, bölgemizdeki tarım ve sanayi sektörlerindeki üretimin yeşil dönüşümünü (daha çevreci üretim, daha az kaynakla üretim) hedefliyoruz. Mavi eksende ise, İzmir’in liman kenti özelliğini odağa aldık. İzmir için liman çok önemli. Buna dair bölge planı kapsamında yaptığımız İzmir Bölgesel Girdi-Çıktı Analizi’ne göre, İzmir’in Türkiye’nin sektörel üretimi ve katma değerine yüzde 28 pay ile en fazla katkı yaptığı sektörün, suyolu taşımacılığı, yani deniz taşımacılığı ve liman hizmetleri sektörü olduğunu tespit ettik. İzmir, tarımdan turizme, sanayiden hizmet sektörlerine kadar pek çok alanda değer üretmesine rağmen Türkiye ekonomisine en büyük katkıyı limanları ile sağlıyor. Dolayısıyla aslında limanımız olduğu için İzmir bu kadar büyük ve diğer sektörleri bünyesinde barındırıyor ve bu kadar önemli bir cazibe merkezi haline geliyor. Bundan ötürü, bölge planında İzmir liman ekosisteminin güçlendirilmesini önceliklendirdik. İlaveten, İzmir’in denizin sunduğu fırsatlardan daha fazla istifade edebilmesine yönelik olarak da su ürünleri, deniz üstü rüzgâr enerjisi sektörleri başta olmak üzere farklı konu başlıklarına yer verdik. Toplum ekseninde ise kentsel ve kırsal yaşam kalitesinin iyileştirilmesini, yeşil ve mavi dönüşüm sürecini destekleyecek şekilde mevcut iş gücünün dönüşümünü, yenilik ve teknoloji üretiminin geliştirilmesini ve girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesini hedefliyoruz.” “İzmir’in alt bölge merkezleri olmalı” İzmir’in kendi içinde alt bölge merkezleri şeklinde gelişmesi gerektiğini söyleyen Yavuz, “Mevcut kent merkezi birçok açıdan eşiklerine dayanmış durumda. Coğrafi açıdan da baktığımızda genişleyebileceğimiz kadar genişlemiş durumdayız. Bir yağ lekesi şeklinde doğal sınırlara dayanmış durumdayız” sözlerine yer verdi. Yoğun bir kentsel nüfus olması nedeniyle altyapının da bunu taşıyamaz hala geldiğini kaydeden Yavuz, “Kuzey’de Aliağa, Güney’de Torbalı olmak üzere alt bölge merkezleri oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün mekânsal planlama pratiğinin de bu çerçevede gerçekleşmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Bu konuyu bölge planında mekânsal boyutlarıyla ortaya koymuş olduk” dedi. “Ajansın değil, İzmir’in planı” İzmir Bölge Planı’nın tüm İzmir’in planı olduğunu ifade eden Yavuz “Bölge planı Ajansımız koordinesinde hazırlansa da aslında İzmir’deki tüm kurum ve kuruluşlar için geçerli bir plan niteliğinde. Diğer bir ifadeyle, bu plan Ajansımızın değil İzmir’in planı ve kamu kurumları başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların çalışmalarında dikkate alması gereken bir politika belgesi” ifadelerini kullandı. “Plan, 19 Şubat’ta tanıtılacak” Ajans koordinasyonunda hazırlanan 2024-2028 İzmir Bölge Planının, 19 Şubat 2025 Çarşamba günü İzmir İktisat Kongre Merkezi’nde düzenlenecek toplantıda tanıtımının yapılacağını duyuran Yavuz, “İzmir Valisi Sayın Dr. Süleyman Elban’ın açılışını yapacağı lansman toplantısında ben de bölge planını tanıtan kısa bir sunum yapacağım. Akabinde de hem bölge planı hazırlığında görev almış bilim insanları hem de uzman arkadaşlarımız iki oturumdan oluşacak panelde konuşacaklar” dedi. “Mali destek programlarımız olacak” Güncel çalışmalarından birinin dış mekân süs bitkileri ile ilgili olduğunu belirten Yavuz, “Dış mekân süs bitkilerinde Küçük Menderes havzasında Türkiye’deki üretimin yüzde 40’ını gerçekleştiriyoruz. Önemli bir ihracat yapıyoruz. Dış mekân süs bitkileri sektörünün özellikle Küçük Menderes havzasındaki sürdürülebilirlik açısından alternatif üretim deseni olabileceğini düşünüyoruz. Daha da gelişebileceğine inanıyoruz. Silajlık mısır, büyükbaş hayvancılığı bölgenin su kaynakları üzerinde çok büyük baskı yaratıyor. Havza şu an susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya. Yer altından su çekimleri 200-300 metrelere ulaşmış durumda. Havzadaki üretim sürdürülebilirliği için tedrici şekilde üretim deseninin değişmesi gerekiyor. Dış mekân süs bitkileri de bu anlamda önemli bir potansiyel arz ediyor. 2025 yılı içerisinde bu sektör özelinde bir mali destek programı ilan edeceğiz” dedi. Su ürünleri sektörüne dair de çalışmalar yürüttüklerini paylaşan Yavuz, “Su ürünleri sektöründe İzmir, Türkiye’de Muğla’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Su ürünleri sektörü de özel olarak çalıştığımız sektörlerden biri. Bu sektör özelinde de 2025 yılı içerisinde bir mali destek programı ilan edeceğiz” ifadelerini kullandı. “SoGreen’e Dünya Bankası’ndan kredi desteği” Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Dünya Bankasından temin kredi kapsamında yeşil altyapı projelerine destek vereceklerini de duyuran Yavuz, “Sosyal ve Kapsayıcı Yeşil Dönüşüm (SoGreen) projesi aracılığıyla 2025 yılı içerisinde hem girişimcilere hem de sanayicilere yönelik önemli destek programları ilan edeceğiz. Bu desteklerin tamamı, yeşil dönüşümün sosyal ve kapsayıcı bir çerçevede hayata geçirilmesi amacına hizmet edecek” diye konuştu. “Perdeyi Hafıza İzmir ile açtık” Bu sene itibari ile kent kültürü çalışmalarını farklı bir bağlama oturttuklarını aktaran Yavuz, sözlerine şöyle son verdi: “Ajansımızın beş yılı aşan kamusal kültür yayıncılığı tecrübesi zaman içerisinde kent kültürü odağında daha sistemli bir çalışma pratiğine dönüştü. Ajans olarak bugüne kadar müstakil birer çalışma olarak yürüttüğümüz Kültür Yayınları ve İzmir Zaman Makinesi’nin yanına Kent Kimliği Dijital Arşivi’ni de ekleyerek Hafıza İzmir’in perdesini geçtiğimiz günlerde açtık. Meraklıları için hafızaizmir.com adresini ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Kent kültürü çalışmalarımız içinde özellikle İzmir Zaman Makinesine, çok özgün bir iş olması nedeniyle ayrı bir parantez açmak isterim. Bu proje ile İzmir’in 8.500 yıllık tarihinin temel dönemlerini 3 boyutlu bir şekilde deneyimleyebiliyorsunuz. Kent kültürü alanında Hafıza İzmir markasıyla bu sene içerisinde özellikle kentin kimliğinde yer etmiş kişi, kurum ve mekânlar özelinde içerik üretmek isteyenleri de desteklemek istiyoruz. Bu konu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımız tamamlandığında gerekli duyuruları Hafıza İzmir web sitesi ve sosyal medya hesaplarından yapacağız.”