Bulunduğu görevde başarılı olmayanların, istifa etmesi; ülkesini ve halkını sevdiğini, ülke çıkarlarını şahsi çıkarlarından önemli gördüğünü, koltuk sevdalısı olmadığını, nefsine hâkim olduğunu gösteren; bir davranıştır. Güzel bir erdemdir. Böylece, daha başarılı olabileceklerin yolu da açılmış olur. Ne yazık ki, bu güzel davranışa, ülkemizde pek rastlanmamaktadır. Hür iradeye değer verilmemektedir. Hâlbuki ; (Sadece İmamoğlu operasyonu ile Merkez Bankası rezervlerini bitiren ve en az 99 milyar TL ilave faiz yükleyen) Her gün, ülkemizi daha da kötü ortamlara taşıyan zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan, bu iktidarın;
-Başta, Bolu Otel faciasının sorumlusu, Turizm Bakanı olmak üzere; inisiyatif sahibi edilmeyen; Tamamen sarayın talimatları ile hareket eden; Her cümlenin sonunda, “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile” diyen bakanların, bu ara da şirketlerine, okullarına, hastanelerine, yakınlarına çıkar sağlayanların
-Sorumsuz davranışları, müsrifliği, lüks tutkusu ile torpilleri ile camileri parti şubesine çevirmesi ile, bitip tükenmez seyahatleri ile; Özellikle gençleri dinimizden uzaklaştıran Diyanet İşleri Başkanının;
-Toplum nezdinde, hem kendilerinin, hem de kurumlarının itibarını minimum düzeylere düşüren; RTÜK, TRT, Anadolu Ajansı, TÜİK vb. kurumlarının üst yöneticilerinin; Etkisiz ve yetkisiz duruma düşürülmüş iradeleri kısıtlanmış, emir-komuta zincirine vurulmuş milletvekillerinin
-Üyelerinin çıkarlarına boş verip, iktidara yaranmayı tercih eden; Hayat boyu koltuğu terk etmeyi düşünmeyen; meslek odalarının, sendikaların, TOBB'un, STK’ların, kulüp vb. kuruluşların yöneticilerinin;
-Halkımızın yargıya duyduğu güven ve saygıya darbe vuran; Bağımsız yargı ve hukuk düzeninin kaybına sebebiyet veren yargı mensuplarının;
-Halkın değil, iktidarın emrine giren, Tunceli Valisi gibi dik durmayan mülkî amirlerin,
- Gözü doymaz yandaşlara; yeşil alanları, kıyıları peşkeş çeken Çevre Bakanı’nın
- Terörist başına verilen tavizlere karşı, kararlı bir tarzda tepki koymayanların; DEM sözcülerinin küstahlıklarına ses çıkarmayanların, Şehitlerimizi, Gazilerimizi ve yakınlarını hayal kırıklığına uğratanların
-Ve elbette, bu kadar başarısız olmasına, ciddi anlamda bir vergi reformu taslağı hazırlamasına (Mesela; Servet Beyanı, Nereden Buldun Kanunu, Hayat Standardı Esası, Ortalama Kâr Haddi, Yer altı Suları Kanunu, vb. uygulamalara) izin verilmeyen; zenginlerden vergi alamayan, hep insafsızca fakirlerin sırtına yük bindiren, devamlı zam yapan, israfa, yolsuzluklara, yandaşların hortumlarına, şaibeli ihalelere, sarayın astronomik harcamalarına, araç saltanatına, vb. engel olamayan, sözü dinlenmeyen, belirttiği tedbir ve kurallara uyulmayan, Hazine ve Maliye Bakanı'nın
Hemen istifa etmesi gerekirdi. Ülkeye yapacakları en büyük hizmet bu olurdu. Devamlı olarak, gerçek dışı masallar anlatmak, pembe senaryolar düzmek, TÜİK'in uydurma rakamlarını kullanmak zorunda kalmazlardı. Demokrasinin bağımsız yargının hukuk düzeninin, mal ve can güvenliğinin olmadığı bir ülkede, ne yerli, ne de yabancı sermayenin yatırım yapmayacağını itiraf ederlerdi. Enflasyonun ve özellikle hayat pahalılığının, önlenemeyeceğini söylerlerdi. Halkımızın, bu kadar ezilmesinin, perişan edilmesinin sefaletinin hapse atılmasının yolunu açmazlardı. Cenab-ı Hakk’ın önünde, çok zor hesap vermek zorunda kalmazlardı. Perişanlık tabloları yaşanmayabilirdi. Ülkemiz kur, faiz, borç sarmalına mahkum olmazdı. ABD ve AB’nin güdümüne girilmezdi.
İstifa bir erdemdir...
İstifa bir erdemdir...

Paylaş: