Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Vekili ve İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz’u son olarak gıda fuarında görüştük… Kardeş oda Aydın Ticaret Borsası ile birlikte ortak platformda uzun süre değerlendirmeler yaptılar.
Sektörün önde gelen isimler ile birlikteydi. Sorunları ve çözüm önerilerini konuştu.
Sonra fuarda yer alan İstanbul Ticaret Borsası üyeleri ile görüşmeler yaptı.
Değerlendirmeler yapıldı. Sektörde ses getiren projeler gündeme geldi. Bu projelerin başında Borsa Meydanı projesi vardı.
Borsa Meydanı sektörün nabzını tutan çok önemli bir toplantılar dizisiydi.
Bazı buluşmalar ses getirmenin ötesinde artık Türkiye projesi haline geldi. Mesela israf ile mücadele çalışması bu çalışmalarını öne çıkan unsurlarından biriydi.
Ali Kopuz önderliğinde başlatılan “Horeca Sektöründe Gıda İsrafı” projesi artık herkesim tarafından ele alındı.
İstanbul Ticaret Borsası’nın başlattığı projede Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, hotel, restoran ve kafelerde büyük miktarlarda gıda israfı gerçekleştiğine dikkat çekmiş “Özellikle serpme kahvaltı ve her şey dahil tatildeki israf inanılmaz boyutlarda. Her şey dahil sistemde tabağın üçte ikisinin dolu döndüğünü ve çöpe gittiğini gösteren araştırmalar var” demişti.
O toplantıda Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TÜRYİD) Genel Sekreteri Ebru Koralı da dünya çapındaki gıda kaybının yeniden hesaplandığını ifade ederek, “WWF ve Tesco'nun yeni raporunda her yıl dünya çapında üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 40'ının yenmediğini gösteriyor. Bu rakam şimdiye kadar tahmin edilen yüzde 33'lük rakamdan çok daha yüksek” bilgisini vermişti.
Şimdilerde TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl projeyi farklı bir boyuta taşıdı. Sorun herkes tarafından sahiplenilen bir noktaya geldi. Bu arada, İstanbul Ticaret Borsası Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı da gıda israfıyla mücadele için topyekûn hareket edilmesi gerektiğinin altını çiziyordu. Tam bu noktada İstanbul Ticaret Odası devreye girdi. İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer bütün kesimlerle el ele vererek olayı bir üst boyuta taşıdı.
“Gıdada İsrafa Dur De İstanbul” projesi ile eğitim çalışmalarını başlattı.
Bu çalışmaya da en büyük destek İstanbul PERDER’den geldi. Üye kurumları ve mağazaları ile projeyi sahiplendiklerini söyleyen İstanbul PERDER Başkanı Rahmi Kartal ‘israfa birlikte dur diyelim’ çağrısı yaptı.
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) her yıl binlerce ton gıdanın israf edilmesi konusunda farkındalığı artırmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla başlattığı “Gıdada İsrafa Dur De” kampanyasının son buluşması PERDER ev sahipliğinde yapıldı. İstanbul PERDER Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Kartal şu noktaların altını çizdi:
“İstanbul Ticaret Odası’nın başlatmış olduğu ‘Gıdada İsrafa Dur De’ israfı önleme projesini hem üyelerimizle hem de işletmelerimizle destekliyoruz. Bununla ilgili çalışmalar başlatılmış durumda. İstanbul PERDER olarak üyelerimizle, mağazalarda, ziyaretçilerimizin, misafirlerimizin bizi görebileceği her noktada afişlerle, personel kıyafetleri üzerinde, alışveriş poşetleri üzerinde ve başka görsel alanlarda projeye yer vererek bu konuda bir farkındalık sağlamaya çalışacağız. Projeyi sahiplendik, projenin artık bir paydaşıyız ve bizim projemiz diyebiliriz. Gıdada israf tabii ki hepimizin her gün, her saat ilgilendiğimiz bir konudur. Burada gıdayı israf etmeyelim derken proje afişinde de yer aldığı gibi tabağımızdaki yemeğin israf olmasın diye tamamını yemenin de israf olduğunu görmemiz, anlamamız gerekiyor. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki hastalıklarımızın çoğu fazla beslenmekten kaynaklanıyor. Dolayısıyla tabağımızdaki yemeği az alarak israfı bir kere önlemeye başlamamız lazım. Çocukluğumuzda bize öğretilen tabağımızda bir pirinç tanesi dahi bırakmama kültürü elbette ki çok kıymetli. Bizim bilinçaltımıza işlenmiş gıda israfını önleme çabasının en küçük örneğidir bu ve çok da kıymetlidir.”
Sonra yapılan araştırmalara dikkat çekti Kartal şunu söyledi:
“Yapılan araştırmalarla dünyanın üçte birinin yetersiz beslenmeyle mücadele ettiğini bilmekteyiz. Ama diğer taraftan da aynı şekilde üretilen tüm gıdanın tarladan tabağa kadar üçte birinin israf edildiğini üzülerek öğreniyoruz. Aslında bütün mesele gıdanın doğru zamanda doğru yerde olamaması yani ürünün dağıtımı, lojistiği gibi alanda çıkan bir eksikliğimizi işaret ediyor. Gıdanın biz tabağımıza gelmeden önceki süreciyle ilgili israfı önlemeye yönelik çok fazla yapabileceğimiz şey var. Üretimiyle ilgili, üretimin planlanmasıyla ilgili önlemede kamu kurumlarının ve üniversitelerin rehberlik yapması gıdanın israf edilmesini önleyecek önemli bir basamaktır. Çünkü ihtiyacımız ve satabileceğimizden fazlasını üretmemiz de israfa yol açmaktadır. Gıda israfının tabağımıza gelmeden önce evimizin dolabında da israf edilebildiğini ve alışveriş periyotlarımızla da ilgili olduğunu unutmayalım. Alışverişin periyotları artık daha kısa olmalıdır. Metropollerde her gün her saat erişebileceğimiz gıdayı bir haftalık, iki haftalık alıp evimizde stoklamanın bir anlamı yoktur.”
İsraf ile ilgili çalışmalara önderlik yapan İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, “İddiamız az yiyelim, az içelim değil. Kaynakların düzgün kullanılması, gerçek anlamda israfı engellemeyle ilgili ne yapabiliriz iddiası. Tek derdimiz gelecek nesillerimize bunu anlatabilmek. İmkanlarımız var diye tüketiyor olmamız hem insanı değil hem de inançlarımıza göre uygun değil. Bu projeye bir damla bile bir faydamız olursa mutlu olacağız ve geleceğe yönelik bir işe imza atmanın mutluluğuyla projeyi gerçekleştireceğiz” değerlendirmesini yaptı.
İsrafı durdurmak için herkes elini taşın altını koyuyor
İsrafı durdurmak için herkes elini taşın altını koyuyor
Paylaş: