.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Huzuru mu, gerçeği mi tercih edersiniz?

Okuma Süresi: 2 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Huzuru mu, gerçeği mi tercih edersiniz?
Huzuru mu, gerçeği mi tercih edersiniz?
Paylaş:
Bugünün insanının en önemli sınavlarından biri, kendi ahlaki veya ideolojik tutarlılığını pekiştiren bilgiyi gerçeklik testine tabi tutmayı başarmaktır. Sosyal ağlar -çoğu zaman- gerçeği aktarmaktan çok kitlelerin tutarlılık ihtiyacına hizmet etmek üzere çalışır. Ve artık haklı hissetmek, gerçeği bilmekten daha önemli hale gelmiş olabilir…
İnsanın yaşadığıyla inandığının birbiriyle tutarlı olması ‘iyi hissetmenin’ önemli koşullarından biridir. Ancak modern dünyada bilginin değişim hızı o kadar yüksektir ki, bilgi bombardımanı altında kalan zihinler zorlanır. Ve genellikle çıkarına uygun bir hakikat bularak bunu aşmaya çalışır.
Dış dünyanın somut, ölçülebilir olgularının, insanın iç dünyasında eğilip bükülme potansiyeli şaşırtıcıdır. Kişiye özel hakikatler de böyle ortaya çıkar. Sanal dünya herkese kendi hakikatini besleyebileceği öyle çeşitli ve bol dayanaklar sunar ki, insanlar destek bulmanın huzuruyla dolarlar. Bu huzurun sürmesi ise ekranın hiç kapanmamasına bağlıdır.

İnsanların ‘her şey yolunda’ hissiyle ‘bir şeyler eksik’ hissi arasında kalışı, günümüzün sık rastlanan sorunlarından biridir. Zihnimiz bilgi bombardımanı altındayken gerçeklik testini hakkıyla yapamadığı için kendini doğrulasa da bir türlü emin olamaz. Hayatında neyin ‘gerçekten’ eksik olduğunu sorgulayanların sayısı da günden güne düşer. Sorgulamaktan uzaklaşırız, ama bilimsel gerçeklikleri dahi algımızla bozma kapasitemizden bir şey kaybetmeyebiliriz.

Sosyal medyanın, gerçekliğin önkoşulu olan objektif kalabilme becerisini desteklediğini söylemek zordur. Algoritmalar, kişinin daha çok beğendiği ve zaten inandığı şeyleri göstermeye programlıdır. Karşıt bilgiyi görme ihtimalini otomatik olarak azaltır. Dolayısıyla, objektiflikten çok sübjektifliği desteklediğini söylemek yanlış olmaz. Gerçeklik artık eksiltilmiş ve kişiye göre düzenlenmiştir. Gerçekliğin sosyal onayla eşitlendiği bir dünyada, insanların gerçeklik algısı da ‘popüler=doğru’ formülüne git gide daha çok yaklaşır.

Günümüzün bu ‘bilinen gerçeği’ aslında en çok da insanın kendini iyi hissetme arzusuyla çelişir. Popüler olana eşlik edip iyi görünmek, o an için iyi hissetmeyi sağlasa da uzun vadeli iyilik hali için çok yetersizdir. Çaresizce tekrar edilen döngüler de işe yaramaz, böylece içsel huzur bir türlü yakalanamayan bir gölgeye dönüşür. Yüzleşilmeyen gerçekler iç huzurun zeminini aşındırıp durur. Ancak zemini çok aşındırmadan gerçekle yüzleşmekte fayda vardır, aksi takdirde üzerine huzuru yeniden inşa edebileceğimiz bir zemin bulamayabiliriz…