Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Hızımız ve geleceğimiz

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Hızımız ve geleceğimiz
Hızımız ve geleceğimiz
Paylaş:
Dünya artık sadece büyümüyor, hızlanıyor. Ekonomik büyüme parametreleri, ekonominin büyüme hızı, Gayri Safi Milli Hasıla(GSMH) artık demode oldu. Şimdi; ulaşım, iletişim ve düşünce süreçlerinde saniyelerle yarışan bir uygarlık çağındayız. Hızları, artık toplumların yeni ölçütleri oldu. Bu çağda başarıyı belirleyen temel unsur: ‘’hız’’ artık. Ancak hız, sadece teknik bir kavram değil, aynı zamanda bir kültür, bir yönetim anlayışı ve bir yaşam biçimi yarışı haline dönüşmüştür.
Peki Türkiye bu yarışta nerede?

1.Ulaşımda hızımız: Yol var, hız yok
Karayollarımız az ve niteliksiz. Bu yüzden Türkiye’de araç sayısı arttıkça hız düşüyor. Hızlı olması gereken trafik; yol kaliteleri yüzünden düşük hızlı. Düşük hıza uymayanlar; trafik cezalarıyla adeta vergilendiriliyor. Trafik hızı, adeta tuzağa dönüşmüş durumda.
Trafik metropollerde tıkalı. İstanbul’da sürücü başına yıllık ortalama zaman kaybı 288 saat. Bu kayıp; New York’ta 102, Mexico City’de bile 97 saat. Yani İstanbul, en tıkalı dünya şehirlerinden 3 kere daha tıkalı.
Demiryollarımız yüksek hızlı tren (YHT) projeleri umut verici olsa da hala Avrupa’nın 50 yıl gerisindeyiz. Fransa’da bir kişi yılda ortalama 1.400 km trenle yolculuk yaparken Türkiye’de bu rakam 150 km civarında.
Havayollarımız düşük kapasiteli ve yüksek fiyatlı. Bölgesel hava taşımacılığı hala kısıtlı.

2.İletişimde hız
İletişim hızı başlangıçta bütün dünyada doğaya, atın koşmasına, yelkene rüzgarın dolmasına bağlıydı. Bazen bir devletin kaderi bile gecikmiş haber yüzünden değişebiliyordu. Telgrafın icadı ile bilgi, ilk elektriksel hıza kavuştu.
Telgraf iletişimde enerjinin kullanılmaya başlaması demekti. İşte tamda burada iletişimde doğadan enerjiye geçiş başladı. Sonra ses elektrik akımına dönüştü.
• 20. yüzyılın başlarında analog iletişimden, dijital iletişime geçildi, veriler sayısallaştı.
• Verinin hızı, ışık hızında fiber optik kablolarla gönderilmeye başlandı.
• Günümüzde artık internet sadece karasal kablolarla sınırlı değil. Şimdi Starlink projeleri ve uzaysal internet çağındayız.
Dünyada internet hızları çok arttı. Güney Kore’de 173.95 Mbps, Çin’de 244.85 Mbps, İsveç’te 201.30 Mbps, Türkiye’de ise 32.9 Mbps yani bilgiye erişimde neredeyse 5-7 kat daha yavaşız. Bu, sadece bir teknik sorun değil, aynı zamanda ekonomik büyümeyi, inovasyonu ve eğitimi doğrudan etkileyen bir engeldir.

3. Düşünce hızı: Test çözmekten düşünemeyen zihinler
Eğitim sistemimiz, düşünmeyi değil ezberi ödüllendiriyor. Öğrenciler, hızlı düşünmeye değil hızlı test çözmeye alıştırılıyor. Ancak 21. Yüzyılın gerektirdiği şey ezber değil, refleksif ve yaratıcı düşünmedir. Ama Türkiye bu düşünce şeklinden çok uzakta.

4. Hızın evrimi
Ulaşımda evrim; tekerlekle başlayan hız serüvenin ardından otomobiller, uçaklar, jet motorları geldi. Bugün Hyperloop ve drone taşımacılığı gibi sistemlerle sürtünmesiz hız çağına giriyoruz. Türkiye hâlâ karayolu ve tünel projelerinde sıkışıp kalmışken, Japonya 500 km/saat hızla giden Manyetik Levitatif (Maglev) trenlerini test ediyor.
İletişimde evrim ;posta güvercininden fiber optik kabloya geçen serüven yaşandı.. Telgraf, telefon, televizyon derken bugün 5G ve yakında 6G çağındayız. Elon Musk’ın Starlink projesi sayesinde çöllerde bile internet mümkün olacak. Türkiye hâlâ kırsalda baz istasyonu kurmakla meşgul.
Düşüncede evrim; insan düşüncesi başlangıçta biyolojik yapıya bağlıydı. Ancak algının kapasitesi, sinirlerin iletim hızı (max 120m/s) gibi biyolojik limitlerle sınırlıydı. Giderek insan beyni; sadece hızlı algılamakla değil, bilgileri hafızada biriktirerek ve akıl yürütme süreçleriyle yeni sonuçlar çıkararak hızlandı. Zeka gelişti, bilgi işleme hızı ve yaratıcı çözüm üretme yeteneği gelişti.
İnsan düşüncesi hız kazandı ama yine de bu hız doğanın ve eğitimin sınırları içindeydi. 21. Yüzyıl düşünce hızında yepyeni bir çağ açtı. Artık yapay zeka, insan hafızasının çok ötesinde veri biriktirip işleyebiliyor. Bir sürü yapay zeka modeli gelişti, artık insan düşünce çevriminin bazı bölümlerinin hızını artırmak için bu modellere başvurabiliyor.

5.Düşüncenin geleceği
Yeni çalışmalar beyin sinyallerini doğrudan bilgisayarlara aktarmayı hedefliyor. Bu teknolojiyle insanlar düşüncelerini konuşmadan, yazmadan doğrudan iletebilecek, düşünce hızı geometrik bir şekilde artabilecek.
Birde iki beyin arasında düşünce sinyali aktarma projesi var. Eğer bu teknoloji gelişirse, insanlar gelecekte konuşmadan, sadece düşünerek haberleşebilecek, düşünceler saniyeler içinde beyinler arasında iletilebilecek.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, düşüncenin sadece hızlı olması değil, doğru, derin ve anlamlı düşünceler üretebilmek insanlığın temel hedefi olmalı. Çünkü anlamsız bir düşüncenin hızlı aktarılmasının bir önemi yoktur.
Bu yüzden insanlık için hızın nihai hedefi; bedeni değil zihni, mesafeyi değil anlamı, iletişimi değil bilgeliği aşmaktır.
Gerçek hız doğru ve derin düşüncede yatmaktadır.

6.Türkiye’nin ulusal hız stratejisi
Türkiye acilen ulaşımda, iletişimde ve düşüncede bir “Ulusal Hız Stratejisi” oluşturmalıdır. Özellikle yukarıda belirtildiği gibi insan düşüncesini toplumsal olarak hızlandırmak ve derinleştirmek için bir strateji geliştirilmeli, bugün Çin’de yapıldığı gibi düşünceyi toplumsallaştırmaya 3-4 yaşlardaki çocuklardan başlamalıdır. Hatta konuyu kamusal örgütlenmeye taşımak için, bilişsel gelişim ve zihinsel hızlandırma stratejileri yönetecek bir “Hız Bakanlığı” kurmayı bile düşünmelidir.
Çünkü hızımız ve özellikle düşünce hızımız geleceğimizdir.