Hayrettin Uçak çiftçi sayısındaki düşüşe dikkat çekti
Hayrettin Uçak çiftçi sayısındaki düşüşe dikkat çekti
Paylaş:
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’de sektörün yüzde 4 artış sağlarken 6 milyar 131 milyon dolar ihracat gerçekleştiğini söyledi. Ege Bölgesi’nin de bu ihracatın yüzde 22’sini gerçekleştirerek 1 milyar 314 milyon dolar ihracat rakamına ulaştıklarını dile getirerek 2023 yılındaki mevcutlarını koruduklarının altını çizdi. Uçak ayrıca, büyük şehirlere olan göçün artmasıyla birlikte tarım sektöründe faaliyet gösteren çiftçi sayısında gözle görülür bir azalma yaşandığına da dikkat çekti.
EYMSİB, Ege İhracatçıları Birliği (EİB) meclis salonunda 2024 yılını değerlendirdikleri basın toplantısı düzenledi. Açılış konuşmasını yapan EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve EYMSİB Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, 2024 yılında yaş meyve sebze sektörünün 3 milyar 401 milyon, meyve sebze mamulleri sektörünün de 2 milyar 728 milyon dolarlık ihracata imza attığını söyledi. EİB olarak bu ihracatta yüzde 22 pay sahibi olduklarını da dile getiren Uçak, “Bu başarıda emeği geçen tüm üyelerimizi üstün çabalarından dolayı gönülden tebrik ediyorum.”dedi.
İhracatta Almanya başı çekti
EYMSİB bünyesinde en çok ihracatını yaptıkları ürünün 319 milyon dolar ile turşu olduğunu da kaydeden Uçak, ardından 170 milyon dolar ile kurutulmuş domates ve salça, 101 milyon dolar ile meyve suları, 55 milyon dolar ile kiraz, 44 milyon dolar ile domates, 41 milyon dolar ile üzümün listede yer aldığı bilgisini paylaştı. Türkiye’nin yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörlerinde en çok ihracat yaptığı ülkelerin başında 239 milyon dolar ile Almanya’nın yer aldığını da belirten Uçak, Almanya’yı 197 milyon dolar ile ABD, 101 milyon dolar ile İngiltere, 95 milyon dolar ile Rusya, 71 milyon dolar ile Hollanda, 63 milyon dolar ile İtalya’nın takip ettiğini de dile getirdi.
İhracat artışına rağmen üretici sayısı düşüyor
Sürdürülebilir tarım ve ihracatın geleceği için gençlere büyük değer verdiklerini belirten Uçak, “Özellikle büyük şehirlere olan göçlerin artmasıyla birlikte tarım sektöründe faaliyet gösteren çiftçi sayısında gözle görülür bir azalma yaşanmıştır. Gelecek nesillere, tarımın yalnızca hayati bir sektör değil, aynı zamanda doğru yapıldığında son derece kazançlı bir uğraş olduğunu anlatmayı ve bu bilinci aşılamayı hedefliyoruz.” dedi. EYMSİB olarak, tarımla doğrudan ilişkili olan ziraat mühendisliği, gıda mühendisliği gibi bölümlerde öğrenim gören üniversite öğrencileri ile tarım konusunda bilinçlenmek isteyen gönüllüleri “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Eğitim Projesi” kapsamında bir araya getirdiklerini de hatırlatan Uçak, “Altı haftalık bu eğitim programında, üretimden ticarete kadar tüm süreçlerde uzman kadrolar tarafından verilen teorik ve pratik eğitimlerin yanı sıra bahçe ve fabrika ziyaretleri düzenlemeye devam ediyoruz. Bu projeyi şu ana kadar iki dönem başarıyla hayata geçirdik ve gençlerimizin gösterdiği azim ve heves, geleceğe dair umutlarımızı daha da artırdı. 2025 yılında projenin üçüncü ayağını yapacağız. Temennimiz, bu tür projelerin ülke genelinde yaygınlaşması ve daha fazla gencimizin tarım sektörüne kazandırılmasıdır.” şeklinde konuştu.
TURQUALITY meyvelerini vermeye başladı
Gerçekleştirdikleri “Taze Üzüm, Kiraz ve Nar URGE Projesi”nin Ticaret Bakanlığı’ndan “En İyi URGE Projesi Ödülü” aldığını hatırlatan Uçak, 2025 yılında yeni pazarlara açılma hedefiyle 44 firmanın katılımıyla yeni bir URGE Projesini sürdüreceklerini müjdeledi. Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki 6 gıda birliğinin ortaklığıyla Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi kapsamında ABD’de birbirinden başarılı etkinlikler düzenlediklerini de aktaran Uçak, tanıtım faaliyetleriyle başlayan bu girişimin artık meyvelerini vermeye başladığını ve Türk gıda firmalarının ihracat anlaşmaları imzalamaya başladıkları bilgisini paylaştı.
“Kalıntılı mal iç piyasaya sürülmüyor”
Hayrettin Uçak’ın açılış konuşmasından sonra kürsüye gelen EYMSİB Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, yaş meyve ve sebze ihracatında en önemli sorunlardan birinin pestisit kalıntısı olduğunu ifade ederek, bu durumun ülke mevzuatlarından kaynaklandığına dikkat çekti. Ayrıca testlerin yapıldığı laboratuvarlar arasında da yüzde 20’lik bir fark olduğunu belirten Balık, “Bu geri gönderilen her ürünün gerçekten de limitin üstünde kalıntı olduğu anlamını taşımıyor. Geçtiğimiz yıllara göre bu durumda da artık çok daha iyi durumdayız. Artık çok fazla geri dönen ürünümüz yok. Geri dönen ürünümüz çok az olduğu gibi bu ürünlerin de iç piyasada kolayca satıldığı yönünde bir yanlış algı var. Geri gönderilen ürün ithalat rejimine tabi tutuluyor. Türkiye’deki mevzuata göre yeniden analiz yapılıyor ve eğer burada da uygunsuzluk tespit edilirse ürün imha ediliyor. Eğer ürün uygun bulunursa ihracatçı bunu çekebiliyor, fakat yaklaşık 25 günlük süreç sonunda bu sefer de ürünün raf ömrü dolduğu için ticari değerini kaybediyor. Bu nedenle, Türkiye’de kalıntılı malın piyasaya sürüldüğü yönündeki iddialar gerçeği yansıtmıyor.” dedi.
“Türk insanı da kalıntısız ürün yemeyi hak ediyor”
Ürünlerdeki kalıntı sorununu yalnızca ihracat açısından çözmeye çalışmanın başarılı olamayacağını da belirten Balık, “Bu sorunu üretim sahasında çözmemiz gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu konuda ciddi tedbirler aldığını ve önümüzdeki süreçte kapsamlı çalışmalar başlatacağını belirtti. Ayrıca, bu yalnızca ihracat meselesi değil, Türk insanı da sağlıklı ve kalıntısız ürün tüketmeyi hak ediyor.” şeklinde konuştu.
Türk ürünlerine talep artıyor
Meyve sebze mamulleri ihracatında Türkiye genelinde ortalama ihracat fiyatının 1,27 USD olduğu bilgisini veren Türkiye Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Türkmen Türkmenoğlu da, “2024 yılında EYMSİB mamul ihracat birim fiyatımız 1,59 USD olarak gerçekleşti. Bu rakam 2023 yılı ile karşılaştırıldığında ortalama fiyatımız yüzde 1 oranında artış gösterdi.”ifadelerini kullandı.
Mamul ürünlere eklenen katma değerin, ihracat gelirlerinin artışında kilit bir rol oynadığına da değinen Türkmenoğlu, “Sektörümüz ayrıca, ülkemizin gıda ihracatına gastronomi temelli katkılarıyla da dikkat çekiyor. Türk mamulleriyle hazırlanan yiyeceklerin uluslararası alanda tanınması, tüm Türk gıda ürünlerine olan talebi artırmakta ve ihracat hacmini genişletiyor. Özellikle HoReCa (otel, restoran, kafe) kanallarında ve perakende zincirlerinde Türk ürünlerine yönelik talep gün geçtikçe büyüyor.” şeklinde konuştu.