“Güçlü kadınlarla, güçlü ekonomi”
“Güçlü kadınlarla, güçlü ekonomi”
Paylaş:
Kongrede konuşan İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, “Bir asır önce İktisat Kongresi doğru bir şehirde yapılıyor. Çünkü o dönemin en kalkınmış, en müreffeh ve dünya ticaretine en hakim şehri İzmir. Bu dönem kadın kongresi yine doğru bir yerde yapılıyor. Çünkü ülkenin en aydın ve yetişmiş, sosyal hayatın içinde en fazla olan kadınları bu şehirde. Bu hareketin burada yapılması doğru bir teşhis. Güzel Atatürk 100 yıl önce toplumu bir bütün olarak ele aldı. O dönem Avrupa'nın çok ötesinde vizyonla, kadını erkekten, erkeği kadından ayırmadan ekonomide, sosyal hayatta, siyasette her alanda kadınla erkeği birlikte gören, her ikisinin gücünden, enerjisinden yararlanmayı düşünen bir anlayışla Cumhuriyet’in ilk temeli bu şehirde atıldı ve bir asrı devirdik o vizyonla” dedi.
“Ciddi ilerlemeler oldu”
Kadınlarla ilgili çok alanda sıkıntı ve eksiklikler olduğunu fakat kadın erkek eşitliği konusunda pozitif gelişmelerin de yaşandığını belirten Elban, “İki şeyin altını vurgulamak istiyorum. Birincisi biraz da pozitif tarafa bakmak lazım. Akademide artık kadın ve erkek sayısı eşitlendi. Üniversiteye devam eden öğrencilerden kadınların oranı erkekleri geçmişti. Belli fakültelerde kız öğrenciler, erkek öğrencilerden ezici bir şekilde daha fazla bir duruma geldi. Neredeyse ziyaret ettiğim her fabrika, işletme ya da beni ziyarete gelen iş dünyasındaki her ekipte en az birkaç tane kadın yönetici ile karşılaşıyorum. Bunun büyük memnuniyetini duyuyorum. Olan hiçbir şeyi yeterli görmüyorum ama çok da karamsar değilim. Çünkü Yaklaşık 21 yıl önce uzun bir süre kadın çalışmaları içinde bulunduğum dönemde, biz toplumun en aydın insanlarına toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne olduğunu anlatamıyorduk. Ama bugün bir konuşmacının bir sözünde sadece toplumsal cinsiyet eşitliği kelimesi geçti. Artık bu iş anlaşılmış durumda. Bu alanda ciddi ilerlemeler olduğunu memnuniyetle söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.
“Kadın cinayetleri tüm dünyanın sorunu”
Kadın cinayetleri konusunun dünyadaki tüm ülkelerin sorunu olduğunu belirten Elban, “Maalesef sadece kendi ülkemizin sorunu, geri kalmış ülkelerin, gelişmiş ülkelerin ya da orta derecedeki ülkelerin sorunu değil. Dünyada hala ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. En gelişmiş ülkelerde dahil. Öbür tarafta eğitimli, eğitimsiz insan arasında da hemen hemen fark yok. Eğitimde olan ailelerde, insanların olduğu yerde de maalesef cinayetler ve şiddetleri görüyoruz. Eğitimin az, zayıf olduğu, eğitimsiz bir kesimin olduğu yerlerde de maalesef bunları görüyoruz. Bu hala ciddi bir sıkıntı ve yara. Bunun insanların karakterinin zayıflığından kaynaklandığını ben düşünüyorum. Yani kime gücü yetebileceğini düşünüyorsa şiddeti ona yapmaya çalışıyor. Çünkü maalesef sadece kadın değil çocuklar da bu manada kötü bir şekilde nasibini alıyor. Çünkü onlar da dezavantajlı durumdalar. Şiddet aynı zamanda bir hastalık ve bir psikolojik problem olduğunu ben düşünüyorum” dedi.
“Yeni anlayışlar geliştirmeliyiz”
Kadın konusunda Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana gelinen mesafelerin yeterli olmadığını belirten Elban, kadın çalışmaları, kadın konusunda bir anlayış değişikliğine gitmekte yarar olduğunu söyledi. Elban, “Akademide oran 47’ye 53 akademide ama beklentimiz 50’ye 50 olsun. Kantarın topu da bir taraftan öbür tarafa kaymasın. Ancak böyle denge olur, ancak böyle doğru düzlemde kalır. Bazı yaklaşımlarda da yeni anlayışlar getirmeye ihtiyacımız var. Bu şehir kadın için çok güvenli. Şehir kadın dostu. Niye kadın için güvenli, kadın dostu olsun? Bu şehir insan için güvenli. Kocasının mağdur olduğu oğlunun sıkıntı çektiği, kardeşinin problem yaşadığı bir şehirde kadın mutlu, huzurlu olabilir mi? Olamaz. Dolayısıyla şehir insan dostu olmak zorunda” ifadelerine yer verdi.
“Kadın kooperatifleri sürdürülebilir olmalı”
Kadın kooperatifleri konusunda bir anlayış değişikliğine gitmek gerektiğini aktaran Elban, “Sadece sonbahar döneminde tarlada kalmış domatesleri salça yapsın, ondan para kazansın, harçlık elde etsin anlayışı kooperatifçilik anlayışı olmaktan çıkmalı, sürdürülebilir bir sistem olmalı” diye konuştu.
“Bu kongre kadın hareketi başlattı”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “1923 yılında İzmir’in kurtuluşunda birkaç ay sonra Mustafa Kemal Atatürk, İktisat Kongresini yine kuruluşun ve kurtuluşun kenti olan İzmir’de yapmayı uygun gördü. Ve dedi ki: Siyasi başarılar iktisadi başarılarla taçlandırılmadıkça tamamlanmış olamaz. Böyle bir vizyonla bir ülkenin ekonomisine verilen değeri anlatmaya çalıştı. İktisat Kongresi 17 Şubat’ta düzenlendi, bundan 2 hafta önce kimsenin beklemediği bir şey yapıldı. İzmir’de 2 Şubat’ta kadın kongresi düzenlendi. Bu kongre ile Atatürk, toplumumuza bir şey anlatmaya çalıştı. ‘Bu ülkedeki insanların yarısı kadın. Toplumun bir yarısının önünü açıyorsunuz diğer yarısını bağlıyorsunuz, bu şekilde toplum kalkınmaz. Eşitsizlik giderilmeli’ dedi. O kadın kongresi ile kongreye katılan 500 kadın ile Türkiye’de bir kadın hareketi başlattı. Cumhuriyet bir kadın devrimidir” ifadelerini kullandı.
“Atatürk yaşasaydı bize ne derdi?”
Yüz yıl sonra hala kadın-erkek eşitsizliğinin yaşanmasını eleştiren Tugay, “Yüzyılı geçmiş bir süreçten sonra dönüp kendimize baktığımızda halen burada kadınlarla ilgili eşitsizlikleri konuşuyoruz, kadınların eğitimde maruz kaldıkları eşitsizlikleri, sosyal yaşamda dışlanmalarını, iş yaşamında uğradıkları haksızlıkları, siyasette kotaları konuşuyoruz. Atatürk yaşasaydı acaba bize ne derdi? Nasıl bir puan verirdi? Ben Cumhuriyeti kurdum bu şekilde bir başlangıç yaptım. Dün medeni kanununun kabulünün 99. Yıldönümüydü. Kadınlara dünyada pek çok ülkeden önce hakkını teslim etmiş kanundur, Türkiye’nin en önemli kanunudur. Ama ne yazık ki bugün hala o kanunun mevcudiyetine rağmen kadınının, aile, toplum içinde kısıtlandığı şiddete uğradığı, tacize uğradığı bir ülkeden bahsediyoruz” diye konuştu.
“Kadın olmadan kalkınma olmaz”
“Kadın olmadan kalkınma olmaz, ekonomi gelişmez” diyen Tugay, şu ifadeleri kullandı: “Kadın olmadan bu ülkeden ve dünyada hiçbir şey olmaz. O yüzden Atatürk ‘Yeryüzünde ne varsa kadının eseridir’ demiştir. Bugünkü toplantı buradan çıkan sonuçlarla, kararlarımızda değişikliklere neden olmalıdır. Birbirimize sadece doğruları anlatmakla değil buradan çıktıktan sonra doğruları yapmakla da yükümlüyüz. Sahteciliklerden uzak durmaya davet ediyorum herkesi. İzmir, yıllar önce büyük önderimizin bize biçtiği rolle kadıların hakları alanında da iktisat ve siyaset alanında öncü kenttir ve olmaya devam edecek. Bugüne kadar İzmir’de toplam 6 beledi başkanı olmuşken bu dönem 8 belediye başkanımızın olmasının onurunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönem kadın arkadaşlarımızın çok daha fazla görevler alacağına inanıyoruz.”
“Kadınların iş gücüne katılımında ortalamanın altındayız”
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, eğitimli ve hayatın her alanında aktif katılım gösteren kadınlarımızın çoğalmasını, hem ülkemizde kadınların bilinç düzeyinin yükselmesinin hem de güçlü ve bağımsız bir neslin yetişmesinin öncüsü olarak gördüklerini söyledi. Kadın istihdamının artması; sürdürülebilir ekonomik büyüme, tüm bölgelerde dengeli bir sosyal kalkınma ve yoksulluğun azalması gibi makroekonomik etkileri de beraberinde getirdiğini dile getiren Özgener, “Günümüzde kadınların iş gücüne katılım oranı ile ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında da güçlü bir ilişki var. OECD 2023 yılı verilerine göre, kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkeleri arasında yüzde 53. Ülkemiz yüzde 36 ile ortalamanın altında yer alıyor. Bu rakam bize, yolumuzun çok uzun olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“Kooperatif modeli yaygınlaştırılmalı”
Kadınların hem girişimci hem çalışan olarak iş dünyasına katılma ve fark yaratma noktasında erkeklere kıyasla, başta sosyal ve kültürel olmak üzere farklı problemlerle karşılaşabildiğini kaydeden, “Kırsal bölgelerde yaşayan, üretmek ve girişimci olmak isteyen kadınların ekonomik özgürlüğe kavuşmalarında, üretici kooperatifleri fırsatlar sunuyor. Bu kooperatif modelinin yaygınlaşması, tarımdan sanayiye kadar pek çok alternatifin hayata geçirilmesine; domino etkisi ile her kesimden kadının, üretime ve ihracata yönelik katılmasına imkân sağlayacağı kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.
“Kadın kontenjanı kaldırılmalı”
Kadınların, ekonomide olduğu gibi, siyasette de daha fazla söz sahibi olması gerektiğine vurgu yapan “Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasama görevinin yerine getirilmesine büyük katkılar sağlayan 121 kadın milletvekilimiz var. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen yerel seçimlerde hem ülkemizde hem de kentimizde daha çok kadın belediye başkanının seçilmesini umut verici bulmakla birlikte, kadınlarımızın siyasette daha fazla temsiliyet alması gerektiğine inanıyoruz. Kadınların merkezi ve yerel yönetimlerde siyasete katılımında, erkek egemen parti yapılanmalarında kadın kontenjanı gibi asla kabul etmediğimiz, adeta bir lütuf gibi lanse edilen yüzdelik oran belirleme yaklaşımının kaldırılması gerektiğini de bu vesileyle vurgulamak istiyorum” dedi.
Kadınlarımızın gücünün ve etkisinin her geçen gün arttığı bir diğer alanının ise eğitim olduğuna dikkat çeken Özgener, “Yükseköğretim Kurulumuz tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan bir araştırma sonucuna göre; üniversitelerde görev yapan kadın akademisyen sayısı %47 oranıyla bugüne kadarki en yüksek seviyede” sözlerine yer verdi.
“Kadınlar güçlenirse Türkiye güçlenir”
Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “Toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde kadınların güçlenmesinin bir hak mücadelesinin yanı sıra ekonomik büyümenin, inovasyonun ve sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olduğunu söyledi. “Kadın güçlenirse Türkiye güçlenir diyen Sönmez “Kadınlar güçlenmeden ekonomiyi büyütemeyiz. Eğitimde, istihdamda, yönetimde, girişimcilikte daha fazla kadın yer almadıkça, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşamayız. TÜRKONFED olarak, bu bilinçle hareket etmeye, iş dünyasında kadınların daha güçlü bir şekilde var olmasını desteklemeye ve her fırsatta bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Türkiye’de yüksek enflasyon, finansmana erişim zorlukları, gelir adaletsizliği gibi konuların yanında cinsiyet eşitsizliği sorununun da temel bir mesele olarak çözüm beklediğini belirten Sönmez, “2025, bu dönüşüm çabalarının belirlendiği kritik eşik olacak. Bu noktada bizlere düşen sorumluluk, günün krizlerini değil, geleceğin dönüşümünü konuşmak, kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli stratejiler inşa etmektir” sözlerine yer verdi.
“Eşit bir ülke için mücadele ediyoruz”
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Semiha Güneş, “Bu kongre ile geçmiş ve gelecek arasında köprü oluyoruz. Geçmişten aldığımız kıymetli mirası bugünlere taşımaya çalışıyoruz. Kadınların üniversitelerde, parlamentoda, belediyelerde, sivil toplum örgütlerinde, iş dünyasında daha fazla görev almalarını; kadın girişimci, mühendis, doktor, öğretmen, sanatçı, sporcu ve daha sayamadığım hayatın her alanında çok daha başarılı olmalarını istiyoruz. Bir yandan da bugünden geleceğe kadınların öldürülmediği, hiçbir saldırıya uğramadığı, hayatın hiçbir alanında haksızlığa maruz kalmadığı, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, daha adil, daha insani, daha vicdani ve daha eşit bir ülke için mücadele veriyoruz. Bu uğurda çalışan, çabalayan, emek veren, mücadele eden ve en önemlisi vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum. Bu yolda bizlere destek olan, omuz veren tüm erkeklere de sonsuz şükranlarımı sunuyorum. BASİFED olarak kadın erkek eşitliğini ve bu eşitliğin getirdiği birlikteliği ve zenginliği savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Kongrenin ana sponsoru olan REV Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Çetinkaya, “Kadın ve erkek yan yana omuz omuza çalıştığında ortak ve kolektif gücün dünyayı değiştireceğine inanıyoruz” dedi.
“EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIN YOLU KADINLARIN GÜÇLENMESİNDEN GEÇER”
Kongrenin onur konuğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, gönderdiği video ile açıklamalarda bulundu. Göktaş, “Ekonomik bağımsızlığın yolu kadınların güçlenmesinden geçer” dedi.
Bakan Göktaş, şöyle konuştu:
“Kadın hakları ve eşitliği konusunda ülkemizde son 23 yılda devrim niteliğinde sosyal politikalar hayata geçirildi. Anayasanın onuncu maddesinde yapılan değişikliklerle kadın erkek eşitliğinin güçlendirilmesi, bu politikaların en önemli adımlarından biridir. Bu eşitlik vizyonunu tüm kalkınma planlarınıza yansıttık. Bu kapsamda 12. kalkınma planımız kadınları destekleyen somut adımları içermesi bakımından önemli bir yol haritasıdır. Biz de bu doğrultuda 2024-2028 dönemini kapsayan kadının güçlenmesi strateji belgesi ve eylem planı ile kadınların gücüne güç katmaya devam ediyoruz.
Kadınların işgücüne tam eşit ve etkin katılımını sağlamak eylem tanımımızın ana politika eksenlerinden birini oluşturuyor. Bu kapsamda kadın girişimcilere de kadın kooperatiflerine destek oluyoruz. Kadın girişimciliği için ticaretin son derece önemli bir araç olduğunu biliyoruz. Kadın girişimciler e-ticaret ile markalarını daha geniş kitlelere tanıtarak kadınların işgücüne katılımı arttırmak ve istihdam teşvik etmek için mevzuat iyileştirme çalışmaları yapıyoruz. Bilim teknoloji ve inovasyon alanlarında kadınlara yönelik imkanlar yaratıyoruz. Kadınların ve kız çocuklarının yaş ve dijital dönüşüme uyumlu beceriler kazanmaları için projeler yürütüyor, kadınların güçlenmesini destekleyecek şekilde kamu ve özel sektörün dönüşümü için adımlar atıyoruz ve kurduğumuz güçlü iş birlikleri ile finansal okuryazarlıktan teknoloji erişimine kadar geniş bir perdede çalışmalarımıza devam ediyoruz.
2025 yılında kadını ve aileyi güçlendiren politikalar geliştirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda kadınların iş ve aile yaşamına uyumlu hale gelmelerini destek olmak da öncelikli politikalarımızdan biridir. Bu sebeple esnek çalışma modellerini aktif hale getirmeyi hedefliyoruz ayrıca ailelerin çocukların güvenli emanet edebilecekleri bakım modelleri geliştiriyoruz. Kadınların ekonomiyle güçlenmesi işgücüne daha fazla katılım sağlaması fırsat eşitliği ilkesini her sektörde hayata geçmesi için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Birlikte üretmeye büyümeye ve ekonomiye kadınlarla şekillendirme devam edeceğiz.
Ekonomik bağımsızlığın yolu kadınların güçlenmesinden geçer.”