Ukrayna'da, Gazze'de ve son olarak da İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmalar karşısında, durup düşünüyorum da bu soruyu sormadan yapamıyorum. Yoksa artık Uluslararası hukuk değil de güçlünün hukuku mu geçerli?
Dikkatinizi çekti mi bilmem. Son zamanlarda savaşların adı da konmuyor. Neden acaba? Uluslararası hukuk kriterlerinin etrafından dolanmaya yönelik bir eğilime mi işaret ediyor dersiniz
Silahlı çatışmalar her ne kadar genel anlamıyla savaşa benziyorsa da artık düşmana resmen savaş ilan edilmiyor; bunun yerine savaş eylemleri misyon, operasyon, müdahale vb. ifadelerle tanımlanıyor ve bunlar da ilgili eylemlerin hukuki dayanağı olarak gösteriliyor.
Uluslararası hukuk bir yandan savaşan devletlere belirli yükümlülükler yüklerken, öte yandan üçüncü devletlerin bu ülkelerle ilişkilerinde bazı sınırlamalar da öngörüyor. Ancak resmen savaş ilan edilmeyince kâğıt üzerinde savaş da olmuyor, dolayısıyla bir tarafı destekleme veya başka uluslararası hukuk ihlallerine dair suçlamalara da yer kalmıyor.
İsrail ve İran arasındaki savaş üzerinden bir değerlendirme yapacak olsak bu son zaman savaşlarının en büyük kaybedeninin uluslararası hukuk, olduğunu söyleyebiliriz. Savaşın gerekçesi tartışmalıydı ve İsrail'in doğruluğu kanıtlanmamış istihbarat raporlarına dayanıyordu. Bu raporlarda, Tahran’ın kamuoyuna yansıyanın ötesinde çok daha gelişmiş düzeyde nükleer savaş başlıkları üzerinde çalıştığı öne sürülüyordu. Ancak: Başta ABD olmak üzere Batılı istihbarat servisleri ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı bu iddialara ciddi kuşkularla yaklaşıyordu.
ABD'nin İran saldırısı bir kere daha dünyaya gösterdi ki uluslararası hukuk sadece zayıf devletler için geçerlidir. Büyük devletler ve büyük devletlerin himayesindekiler için uluslararası hukuk diye bir şey yoktur. ... Rusya Kırım'ı ilhak etti, Ukrayna topraklarını işgal etti uluslararası hukuk işledi mi? ABD asılsız gerekçelerle Irak'ı işgal etti, yüzbinlerce insan öldü, uluslararası hukuk işledi mi? Ya Hamas’la mücadele adı altında Gazze’yi bitiren ABD himayesindeki İsrail? Israil için uluslararası hukuk ne zaman geçerli oldu ki?
Bu sıkıntılı gidişatın sorumluluğu sadece Donald Trump, Vladimir Putin, Benjamin Netanyahu ve Ali Hamaney'de mi? Bu dört siyasetçinin hepsi de birbirinden farklı kişiler. Ancak yeni dönemi anlamak açısından temel bir ortak özellikleri var: Ulusal ya da kişisel çıkarları uğruna dünyayı kaosa sürüklemeye hazır olmaları. …Bu nedenle endişe verici…
Dünya’da kaosun efendileri hep varlardı: Bunlar da genelde kadın değil erkekti. Bugünkü fark ise yaşanan yapısal istikrarsızlığın aldığı boyut. Kaos politikası uygar toplumları vahşi ormanlardan ayıran kuralları ne yazık ki gittikçe aşındırıyor. ABD’nin, Rusya’nın, İsrail’in ve İran’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye olmaması hiç şaşırtıcı değil.
Bir zamanlar Uluslararası hukuk, savaşları önlemek için vardı. İnsan Haklarını korumak için vardı. Devletlerarası ilişkileri barış zemininde sürdürmek için var olan bir sistem olarak görülürdü. 1945 de kurulan Birleşmiş Milletlerin ana görevi “Kuvvet kullanma tehdidine karşı bir dünya düzeni kurmaktı.” Ancak bugün geldiğimiz noktada şu soruyu sormak kaçınılmaz oldu: Uluslararası hukuk hala geçerlimi, yoksa artık güçlünün hukuku mu geçerli?
Unutmayalım: Hukuk herkes için varsa güçlüdür. Güçlünün hukuku değil, hukukun gücü kazanmalı…
Güç mü hukuk mu?
Güç mü hukuk mu?
Paylaş: