.
Ekonomik Göstergeler
Dolar
29.84 ₺
Euro
32.45 ₺
GBP
1.124 ₺
JPY
7.842
Ana Sayfa
Gündem
Spor
Köşe Yazıları
Podcast

Gökyüzü kavgası

Okuma Süresi: 4 Dakika
Toplam Okunma: hesaplanıyor...
Gökyüzü kavgası
Gökyüzü kavgası
Paylaş:
Ne dünyadaki kavgalar bitiyor ne Türkiye’deki açmazlar. İnsanlığın yeryüzündeki tarihine bakıldığında, savaş, rekabet, sömürü ve emperyalist arzular hiç eksik olmadı. Denizlerde korsanlık, karada imparatorluk savaşları, yeraltında petrol ve doğalgaz rekabeti. Hepsinde aynı kavga vardı: Güç ve hâkimiyet. Bugün fark şu ki; artık bu kavgaların yeni sahnesi gökyüzü. Yani insanlığın bakir sandığı uzay; hızla yeni bir emperyal alan haline geliyor.  Ben de bu hafta bu konuyu yazmak için kalemimi gökyüzüne çevirdim.

Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Ay yarışı, insanlığın gökyüzüne bakışını kökten değiştirdi. Kim önce Ay’a çıkacak, kim daha çok uydu gönderecek, kim daha gelişmiş roket yapacak. Bu yarış sadece bilimsel merakla açıklanamazdı; arkasında ideolojik rekabet, askerî üstünlük ve teknolojik prestij vardı. Bugün ise 21. yüzyılın gökyüzü kavgası, o ilk yarışı kat kat aşmış durumda. Artık mesele yalnızca Ay’a bayrak dikmek değil; Ay’da üs kurmak, Mars’a koloni göndermek, nadir elementleri sömürmek ve dünya yörüngesini kimin kontrol edeceğini belirlemek. Yani geleceğin imparatorlukları, gökyüzünde kuruluyor.

1. ABD’nin uzay NATO’su

ABD’nin Artemis programı, 1972’den bu yana ilk defa insanlı Ay görevini hedefliyor. Ancak Artemis yalnızca bilimsel bir proje değil; stratejik bir imparatorluk hamlesi. NASA’nın öncülüğünde yürütülen bu program, Ay’da kalıcı üsler kurmayı ve oradan Mars’a geçişi planlıyor. Yani Washington, yeryüzündeki NATO şemsiyesini gökyüzüne taşımaya hazırlanıyor.
Bugün 30’a yakın ülke Artemis Anlaşması’na imza attı. Bu ülkeler arasında Japonya, Kanada, Avustralya ve pek çok Avrupa ülkesi var. Rusya ve Çin dışarıda bırakıldı. Böylece Artemis, Batı ittifakının gökyüzündeki ayağına dönüştü. Artemis’in hedefi açık: Ay’ın güney kutbunda kalıcı üsler, yörüngede binlerce uydu ve gökyüzünde hakimiyet. Bu yüzden bazı analistler, Artemis’i “uzay NATO’su” olarak adlandırıyor.

2. Uzayda komünist ittifak

ABD’nin hamlelerine karşı Çin ve Rusya, Uluslararası Ay Araştırma Üssü (ILRS) projesini başlattı. Bu proje, 2030’lara kadar Ay’ın güney kutbunda kalıcı bir üs kurmayı hedefliyor. Çünkü güney kutbu, su buzu barındırıyor: yaşam desteği, yakıt üretimi ve tarım için hayati.
Çin, gökyüzündeki vizyonunu yeryüzündeki “Bir Kuşak Bir Yol” projesiyle aynı mantık üzerine kuruyor. Yeryüzünde kara ve deniz yollarını ağlarla örmeye çalışan Pekin, gökyüzünde de üsler, koloniler ve teknolojik ağlar kurmanın peşinde. Moskova ise Batı tarafından yalnızlaştırıldığı için Pekin’le bu ittifakı zorunlu görüyor. Böylece Soğuk Savaş’taki iki kutupluluk, gökyüzünde yeniden kuruluyor.

3. Uzayda özel sektör

Gökyüzü kavgasını yalnızca devletler yürütmüyor. Bugün özel şirketler, özellikle ABD merkezli sermaye grupları, devletlerin bile önüne geçmiş durumda. Elon Musk’ın SpaceX’i bu yarışın en güçlü örneği. Mars’a insan göndermeyi planlayan Musk, aslında dünyanın ilk “özel imparatorluğunu” kurma yolunda ilerliyor. Starlink uyduları bunun en somut göstergesi. Binlerce küçük uydudan oluşan bu ağ, bugün Ukrayna savaşında sahadaki askerî dengeleri değiştirdi. Yani özel şirketlerin teknolojisi, devletlerin savaşlarını yönlendirebiliyor. Bu, tarihte görülmemiş bir durum: Bir iş insanının kurduğu şirket, uluslararası politikada süper güç etkisi yaratıyor.
Musk’ın hayali, Mars’ta kendi kolonisini kurmak. Eğer bu gerçekleşirse, tarihte ilk defa bir şirket, bir devlet gibi toprak, nüfus ve yönetim hakkına sahip olacak.

4. Uzayda yeni sömürgecilik

Uzayın cazibesi yalnızca prestij değil, aynı zamanda yeraltı zenginlikleri. Ay’da helyum-3 rezervleri, asteroitlerde platinyum ve nadir elementler var. Bunlar dünya ekonomisinin geleceğini belirleyecek.
Bir asteroit, dünya ekonomisinin onlarca yıllık platinyum ihtiyacını karşılayabilir.
Ay’daki helyum-3 rezervleri, dünya enerji tüketimini binlerce yıl boyunca karşılayabilir.
Bugün Afrika’daki madenlerde gördüğümüz sömürgecilik, yarın Ay’ın kraterlerinde ve asteroid kuşaklarında yaşanacak. Yeni sömürgeciler artık deniz aşırı tüccarlar değil; roketlerle göğe çıkan teknokrat iş adamları olacak.

5. Gökyüzünün askerileştirilmesi

Bugün dünya yörüngesinde 9 binden fazla aktif uydu var. Bu uydular yalnızca iletişim ve internet için değil, aynı zamanda:
-Askeri istihbarat,
-Hedefleme sistemleri,
-Küresel gözetim,
-Silah kontrolü için kullanılıyor.
ABD, “Uzay Kuvvetleri”ni kurdu. Çin, “Askerî Uzay Komutanlığı”nı kurdu. Rusya, kendi uydu ağını askerileştirdi. Artık gökyüzü sadece teleskopların değil, lazer silahlarının da alanı. Bazı stratejistler, “Üçüncü Dünya Savaşı yeryüzünde değil, yörüngede başlayacak” diyor.

6. Uzayda yeni imparatorluklar

17.yüzyılın imparatorlukları deniz yollarını, 20. yüzyılın imparatorlukları petrol ve doğalgazı kontrol etti. 21. yüzyılın imparatorlukları ise gökyüzünde belirlenecek.
-Kimin Ay’da üssü varsa, geleceğin enerjisini o yönetecek.
-Kimin yörüngede daha fazla uydusu varsa, küresel iletişimi o kontrol edecek.
-Kimin Mars’ta kolonisi varsa, insanlığın ikinci yurdunu o kuracak.
Bu tablo bilim kurgu değil, şimdiden yaşanan bir gerçeklik.

7. Sonuç: Gökyüzü artık bir emperyal alan

Bugün artık şunu açıkça söylemek mümkün: Yeni imparatorluklar gökyüzünde kuruluyor. ABD, Çin, Rusya ve özel sermaye devleri, Ay’da, Mars’ta ve asteroidlerde bayrak dikmek için yarışıyor.
İşin sonunda yeryüzünü kontrol edenlerin yeryüzü emperyalisti olduğu gibi, gökyüzünü kontrol edenler de gökyüzü emperyalisti olacaklar.
Ya biz ne olacağız?