2025 Eylül ayının son haftasında ABD'nin hazırladığı 20 maddelik Gazze Planı taraflara dağıtıldı. Sayın Cumhurbaşkanının 25 Eylül'de Trump'la yaptığı ve kamuoyunda çok tartışılan Trump görüşmesi sırasında da Türk tarafına bu planın verildiği anlaşılıyor.
İngiliz Dışişlerinde İsrail ve Arap uzmanı olarak bilinen ve benim de 2017'de bir vesile gittiğim Londra'da tanıştığım Savunma Koleji Başkanı (2014-2018) Sir Tom Phillips'e göre uzun dönemde Filistinlilerin içinde bulunduğu insanlık trajedisi devam edecek. Nasıl etmesin? 70.000'e yakın Filistinlinin öldürüldüğü ve artık soykırım olarak nitelenen bu savaş Hizbullahı zayıflatmanın yanısıra Orta Doğudaki dengeleri de değiştirdi sayılır. İran'da çok iyi korunduğu zannedilen İsmail Haniye İsrail tarafından yatak odasında bir füze ile Hizbullah liderlerinin en önemlisi sayılan Hasan Nasrullah Lübnan'da bir hava saldırısı sonunda öldürüldüler. İran'ın desteklediği Suriye Devlet Başkanı Başar Esad Rusya'ya sığındı. Türkiye ise Şam'a ilerleyen Hayat Tahrir el Şam kuvvetlerini destekledi. Trump'ın ilk döneminde imzalattığı ve adını Hz. İbrahim'den alan İbrahim Anlaşmaları ülkeleri (Fas, Bahreyn, Sudan ve B.A.E.) ise bu anlaşmadan çekilmedikleri gibi İsrail'in saldırılarına karşı sessiz kalmayı tercih ettiler. Bunun bir nedeni İran'ın bölgede artan gücünün İsrail tarafından önünün kesilmesi diğeri ise Hizbullah'ın zayıflatılması denebilir.
Savaşın diğer bir kazananı ise uzun süre İsrail ordusu ile savaşan Hamas olmuştur. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın başaramadığı Filistinli mahkumları yaptığı takas ile İsrail'in elinde almış, Batıda anti İsrail gösterilerinin başlamasına neden olmuştur. İsrail bugün Avrupa ve ABD'nde işgalci güç olmanın yanısıra en başta insan hakları olmak üzere demokratik değerlere ihanet eden bir devlet olarak görülmektedir. Bunun en yakın zamandaki örneğini Batıda başlayan anti İsrail sokak gösterilerinin yanısıra Netanyahu'nun BM Genel Kurulunda yaptığı görüşme sırasında salonun diğer Devlet temsilcileri tarafından terk edilmesidir.
Bu arada durumlarından hiç de hoşnut olmayan iki Devlete dikkat çekmek gerekir. Bunlardan biri Filistinlilerin sığındığı ve Avrupalılarca ikinci bir Filistin Devleti olarak görülen Ürdün, diğeri de Müslüman Kardeşlerin Orta Doğudaki faaliyetlerinden memnun olmayan ve bunu sık sık dile getiren Mısır. Mısır ile Türkiye'nin yeniden diplomatik ilişki kurmasında Mısır tarafının talebi ile İstanbul'daki Müslüman Kardeşlerin faaliyetlerinin sona erdirilmesi büyük etken olmuştu. Ürdün Kralı son Avrupa ve BM Genel Kurulu ziyaretlerinde Ürdün'ün ikinci bir Filistin Devleti olmayacağını açıkça ifade etmiştir.
Trump'ın ateşkesi de kapsayan 20 maddelik Gazze Planının tutup tutmayacağı şimdilik belli değil. Ancak Avrupalıların kendi kamuoylarının tepkisine rağmen Gazze'nin yeniden yapılandırılması için kollarını sıvadıkları anlaşılıyor. Bu da Trump'ın rüyalarını süsleyen "Gazze Rivierası" için olmalı. Kanlı topraklar üzerinde yapılacak tatillerin tadını kimler çıkaracak göreceğiz.
Beyaz Saray'daki Oval Ofisini 24 ayar altınla kaplatmak isteyen Trump'ın rüyalarının sonu yok.
Türkiye ise Dışişleri Bakanı Fidan'ın açıkladığı motorsuz uçaklar, alınamayan F 35, F16'larla meşgul. Muhalefet ise kıskaçta.
İngiliz MI 6 Başkanı ve bu ülkenin Ankara eski Büyükelçisi Richard Moore'un bölgedeki MI 6 Şeflerini İstanbul'da toplaması İsrail'e mi Rusya'ya mı verilen birer mesaj idi? Bu sorunun yanıtını uzmanlara bırakalım ama olayları geriye alınca birilerine mesaj verildiği çok açık.
İsrail'in Gazze'ye yardım götüren Küresel Sumud gemilerine el koyduğu, yabancıların yanısıra içlerinde bir milletvekili de bulunan 21 Türk vatandaşının da gemide olduğu son gelen açık kaynaklardaki bilgiler arasında.
Türk dış politikasının çok başlılıktan çıkma dönemi geldi de geçiyor bile. Gazze konusundaki son gelişmelerle ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapılması şeffaflığın gereği. Ulusal çıkarlarımızı düşünmeliyiz.
Gazze Orta Doğu’nun Rivierası olur mu?
Gazze Orta Doğu’nun Rivierası olur mu?
Paylaş: