Geçen günlerde; bir TV kanalında, Sayın İbrahim Kahveci'nin, "Türkiye ile ilgili -aynen iştirak ettiğim- analizlerini izlerken, bu yazıyı yazmaya karar verdim. (Mekânı cennet olsun, merhum Adnan Kahveci de sık sık sabah ezanı saatinde, beni uyandırır, “Devletin Bakanı uyanıkken, başkanı hangi hakla uyuyabilir?” diye takılırdı. Vergi konularında istişareler yapardık. Çok zeki, dürüst, vatanperver, uzak görüşlü, teknolojiye fevkalade hâkim, paraya hiç önem vermeyen biri idi. Devamlı yeni fikirler üretirdi. Bizim de ufkumuzu açardı. Ben kendisine "Abdül-Mucid" diye takılırdım. Demek ki; bu güzel özellikler, Kahveci ailesinde irsî imiş.)
-AKP Genel Başkanı, sık sık, CHP’li başkanların beldelerinde "Fetret Devri" yaşandığını ifade etmektedir. Halbuki; asıl facia/ülkemizde yaşanmaktadır. Ve bu bir fetret değil, ÇÖKÜŞ'tür. Türkiye; tarihinin en kötü dönemini yaşamaktadır. Her şey; ahlaki, milli ve manevi değerlerimiz; ekonomimiz, demokrasimiz; hukuk sistemimiz; eğitim düzeyimiz; dış itibarımız; milli birlik ve bütünlüğümüz; tarımımız; aile yapımız; velhasıl tüm yapımız, tam bir çöküş yaşamaktadır. Ve denetim mekanizması da yok edilmiştir.
-Kumar, fuhuş, uyuşturucu, rüşvet, torpil, hırsızlıklar, haksızlıklar, yolsuzluklar, israf ve saltanat, kul hakkına tecavüzler, şirk, liyakatsizlik, kaçakçılıklar, mafya ve çeteler, cinayetler, tecavüzler, ayrımcılık, baskılar, hukuksuzluklar, partizanlık, gurur ve kibir, iftiralar, zirve yapmıştır. Ne Allah korkusu kalmıştır, ne de kuldan utanma. Tam anlamı ile pervasızlık hakim olmuştur. Ve bu korkunç tabloya rağmen; hala başarı masalları anlatılmakta; TÜİK’in uydurma rakamlarına rağbet edilmektedir. Bir enflasyonda başarı edebiyatı sürdürülmektedir. Önemli olanın, (gerçek dışı rakamlara dayanan) enflasyon dranı değil; "Hayat Pahalılığı", "Reel Gelir Düzeyi" olduğu dile getirilmemektedir. (Fiyatı düşen bir mal var mıdır?)
-1964 yılından bu yana çok değişik görevler yapmış, Devletin birçok mekanizmasını tanımış biri olarak; devletin, arzu ettiği takdirde, tüm suçların kökünü kazıyabileceğini; tüm suçluları da hizaya getirebileceğini biliyorum. (Devlet; uyuşturucunun baronlarını, giriş yollarını, kara parayı aklayanları; bavul ticareti dümenlerini, Osmanbey/Laleli/Kapalıçarşı vb. bölgelerde yapılanları bilir. Altın kaçakçılarını, kenevir ekilen alanları ve ekenleri de bilir.)
Yeter ki; rüşvet mekanizması önlensin, yargı görevini tam yapsın. Kimse müdahale etmesin.
-Şimdi; son günlerde, bazı sahalarda denetimler başlamıştır. (Bazılarına göre; amaç, terörle yapılan işbirliğini perdelemek; bazılarına göre, gri listeden çıkmamıza onay verecek heyete gösteri yapmaktır. Sebep ne olursa olsun her türlü çalışmayı tasvip ederiz. Devletin gücünün her şeye yeteceğine inanırız.
-Futbol alemi ile ilgili olarak, kıyametler kopuyor. Peki, bugüne kadar, "Yasa dışı bahislerin" böylesine büyük boyutlara ulaştığı bilinmiyor muydu? (Sağır sultan bile biliyordu.) Devlet hiç tedbir aldı mı? HAYIR. Aksine; meydanı boş bıraktı, hatta yeni yollar açtı mı? EVET. Bu iktidar döneminde, şans oyunları, at yarışları, vb. patlama yaptı mı? EVET. En büyük kumar yöneticisi ve Demirören Grubunun destekçisi kimdir? DEVLET? Bu rezalet tablosu, sadece futbolda mı, vardır? Basketbol (özellikle kadın basketbolu), voleybol, hentbol masum mudur? HAYIR. Sivrisineklerle mi uğraşılacaktır, bataklık mı kurutulacaktır? Beynelmilel mafyalar ve çeteler (Bunların içteki temsilcileri) ile mücadele edilecek; Kökleri kazınabilecek midir? Pisliğe bulaşmış politikacıların ve kodamanların üzerine gidilecek midir? Yargı gereğini yapacak mıdır? Yoksa, birkaç tıfıl ile yetinilecek midir?
-Futbol, bütün dünyada, kitleleri uyutmanın, en büyük aracıdır. Özellikle diktatörler ve faşist yönetimler için, en güçlü vasıtadır. Dönen rakamlar inanılmaz boyutlardadır. (Türkiye'de de böyledir.)
-Sadece bu yıl; GS 133 milyon-FB 125 milyon euroluk transfer yapmıştır. 4 büyük kulüp, 10 yılda, 1,6 milyar euro zarar etmiştir. GS’nin borcu 24,3 milyar TL; FB’nin 18,8 milyar TL; BJK’nin 17,8 milyar TL; Trabzonspor'un 4,25 milyar TL’dir.
-Ali Koç'un Fenerbahçe'ye 3,510 milyar TL; Murat Ülker'in de 600 milyon TL bağışladığı ifade edilmektedir. Bunlar, vergi mevzuatı açısından incelenecek midir? (Bu paralar, gerçek anlamda hayırlı hizmetlerde; sağlık, eğitim vb. konularda kullanılsa, ne güzel olurdu. Her şey, nasip ve idrak meselesi?) (Yüce Rabbim (cc) imkan verir. Siz elinizle itersiniz).
Devam edecek...
Fetret değil çöküş...
Fetret değil çöküş...
Paylaş: